Esas No: 2012/1902
Karar No: 2012/7302
Karar Tarihi: 21.11.2012
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2012/1902 Esas 2012/7302 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı şirket müdürü ... ile davalı vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı temsilcisi ile davalı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup; icra takibine takip borçlusu davalının vâki itirazının iptâline karar verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne ve davacı yararına icra inkâr tazminatına hükmolunmasına karar verilmiş ve verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Mahkemece verilen ve davanın reddine ilişkin 2007/131 Esas ve 2009/78 Karar sayılı önceki hüküm, Dairemizin 2009/2725 Esas ve 2010/3465 Karar sayılı ilâmı ile bozulmuş; mahkemece, bozma ilâmına uyulmuştur. Dairemizin bozma ilâmında; davacı şirketin ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/13 Esas ve 2008/492 Karar sayılı hükmü ile iflasına karar verildiğinden, İcra İflas Kanunu’nun 194. maddesi hükmü gereğince, müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davalarının durması; mahkemece, öncelikle davacının iflas edip etmediğini araştırması ve iflas etmişse 2. alacaklılar toplantısından 10 gün sonra davanın yargılamasına devam olunması; ayrıca, sözleşmede işin malzemeli anahtar teslimi fiyatının 155.000,00 Euro olduğu ve bu bedelin davalı yanca ödendiğinin ispatı halinde davanın reddine; ödenmeyen iş bedeli varsa taleple bağlı kalınarak tahsiline karar verilmesi gerektiği açıklanmıştır. Mahkemece, bozmaya uyulduğu halde bozma ilâmında belirtilen bozma nedenlerine göre araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Oysa, mahkeme tarafından bozma ilâmına uyulması durumunda, taraflar yararına usuli kazanılmış hak doğmuş olacağından, bozma ilâmında gösterilen sebeplere göre tüm yargısal işlemlerin noksansız
yapılması zorunludur. Mahkemece davacı şirketin iflasına karar verilip verilmediği; verilmişse iflas kararının kesinleşip kesinleşmediği, tasfiyenin adi tasfiye şeklinde yapılması halinde İcra İflas Kanunu’nun 223 ve 226. maddeleri gereğince, iflas masasının yasal temsilcisi olan iflas idaresinin oluşup oluşmadığı araştırılmamıştır. İflasın açılmasından sonra
müflisin taraf olduğu davaların takip yetkisi, İİK’nın 245. maddesi hükmü gereğince, iflasın adi tasfiye ile tasfiyesi durumunda iflas idaresine ya da 2. alacaklılar toplantısında alınan kararla sıra cetveline kaydı yapılan alacaklı ya da alacaklılara verilen yetkiyle bu alacaklılara aittir. Davayı takip yetkisi dava şartı olduğundan, mahkemece yargılamanın her aşamasında doğrudan gözetilmesi gerekir.
Diğer yandan, icra takibine dayanak alınan 20.10.2005 tarihli ve 020905 sıra nolu fatura konusu olarak gösterilen iş, “işlenmiş kereste” olarak gösterilmiştir. Yanlar arasındaki 20.07.2004 tarihli sözleşmenin kapsamı incelendiğinde; faturada gösterilen işin, sözleşme kapsamındaki işlerden olduğu açıklıkla anlaşılmaktadır. Sözleşmede ise, iş bedeli “götürü” olarak kararlaştırılmıştır. Somut olayda uygulanması gereken 818 Sayılı BK’nın 365/1. maddesi gereğince, iş bedeli götürü olarak kararlaştırılmışsa, yüklenici işi kararlaştırılan bedelle yapmak zorundadır. İş, önceden tahmin edilenden daha çok çalışmayı ve masrafı gerektirmiş olsa bile yüklenici bedelin arttırılmasını isteyemez.
İtirazın iptâli davası, takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacağa ilişkin bir eda davasıdır. Bu sebeple, itirazın iptâli davasında, istekle bağlı olarak hüküm kurulması zorunludur. Mahkemece, bu hususlar gözetilmeden, davacının sözleşme dışı iş de yaptığı kabul edilerek 173.016,00 Euro iş bedeli tutarından davalı tarafından ödendiği çekişmesiz olan 154.016,00 Euro’nun mahsubuyla davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece yapılacak iş; sözleşme konusu iş bedelinin 155.000,00 Euro tutarında olduğu ve ödemenin de 154.016,00 Euro miktarında bulunduğu kabul edilerek; yukarıda açıklandığı üzere, davacının davayı takip yetkisinin bulunması halinde, aradaki farkın davacı alacağı olduğu gözetilerek davalının itirazının iptâline ve koşulları oluşmadığından İİK’nın 67. maddesi gereğince davacı yararına icra inkâr tazminatı verilmemesine ve fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesinden ibaret olmalıdır.
Açıklanan sebeplerle karar bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında davalı vekille temsil olunduğundan, 900,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 21.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.