Esas No: 2021/5921
Karar No: 2022/7432
Karar Tarihi: 05.07.2022
Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2021/5921 Esas 2022/7432 Karar Sayılı İlamı
9. Ceza Dairesi 2021/5921 E. , 2022/7432 K.Özet:
Sanık, çocuğa cinsel istismarda bulunmak suçundan yargılanmıştır. Olayın intikal şekli, mağdurenin beyanları, tanıkların beyanları, sanığın savunması ve dosya içeriği dikkate alındığında, sanığın eylemleri sarkıntılık düzeyinde kalmaktadır. Bu nedenle, sanığın cezalandırılması yerine beraat kararı verilmiştir. Ancak, mahkeme kararının bozulması gerektiği belirtilmiştir.
5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca karar bozulmuştur.
Kararda geçen kanun maddeleri: 5237 sayılı TCK’nın 103/1-2. maddeleri, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi, 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM: Beraat
İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
Olayın intikal şekli ve zamanı, mağdurenin aşamalarda özde değişmeyen beyanları, tanıkların ve katılanın aşamalardaki beyanları, savunma ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, sanığın, mağdurenin yanaklarından ve dudağından öpmesi, göğüslerine elbisesinin üzerinden dokunması şeklindeki eylemlerin kısa süreli, ani ve kesintili gerçekleşmesinden dolayı sarkıntılık düzeyinde kaldığı, sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçunun subut bulduğu anlaşılmakla sanığın 5237 sayılı TCK’nın 103/1-2 cümle gereği cezalandırılması yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan mağdure vekili ile O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.07.2022 tarihinde üyeler ... ile ...’in karşı oyu ve oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Mağdurenin soruşturma aşamasında verdiği ifadede, sanık ...'ın dudaklarından öptüğünü ve göğsünü ellediğini sanığın kızı ve kendi kardeşinin de gördüğünü beyan etmesine karşılık duruşmada bu tanıkların olayı görmediklerini beyan ettiği, sanığın kızı Begüm ve mağdurenin kardeşi ...'nın da sanığın mağdureye karşı iddia edildiği şekilde bir eylemde bulunduğunu gördükleri yönünde duruşmada herhangi bir beyanda bulunmadıkları, aynı şekilde mağdure soruşturma aşamasındaki ifadesinde sanığın boyun ve yüz bölgesine de dokunmaya çalıştığını belirtmiş ise de, duruşmadaki beyanında böyle bir eylemin gerçekleşmediğini söylediği,
sanığın tüm aşamalardaki beyanlarında kendi kızı, mağdure ve mağdurenin kız kardeşini iyi niyetle yanaklarından öperek uyumaya gittiğini savunduğu, bu haliyle sanığın kendi kızıyla birlikte evinde oyun oynayan her üç çocuğu (kendi kızı dahil) normal olarak değil cinsel saikle öpmüş olabileceği yönündeki iddianın, mağdure ve tanıkların aşamalardaki çelişkili beyanları karşısında sabit olmadığı, kaldı ki oluşa göre mağdure ve kardeşinin iddia edilen eylem sonrasında da sanığın evinde kızıyla birlikte oyun oynamaya devam ettikleri, sanığın mağdurenin elbisesi üzerinden anlık olarak göğsüne dokunduğu iddiasının da yukarıda bahsedilen çelişkili ve soyut anlatımlar dışında ispat edilemediği, bu haliyle sanığın cinsel saikle hareket ederek üzerine atılı "basit cinsel istismar" eylemini gerçekleştirdiği yönünde mahkumiyetine yeterli, tam, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı "basit cinsel istismar" suçundan beraat kararı verilen hükmün onanması yerine yazılı şekilde mahkumiyete bozulmasına dair ortaya çıkan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz.