Esas No: 2012/2125
Karar No: 2012/7169
Karar Tarihi: 15.11.2012
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2012/2125 Esas 2012/7169 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı ... tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden doğan iş bedeli alacağının tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine itirazın iptâli ve takibin devamı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki tebligat parçasında davalıya mahkeme kararı 03.01.2012 günü tebliğ edilmiş olarak gösterildiğinden 31.01.2012 günlü temyizin HUMK"nın 432/I. maddesine göre 15 günlük süreden sonra yapıldığı görülmekte ise de, tebliğ belgesinde 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre yapıldığı belirtilen tebliğin sözkonusu maddedeki merasimin tamamlanmaması nedeni ile usulsüz olduğu anlaşıldığı ve Tebligat Kanunu"nun 32. maddesi gereğince davalının bildirdiği 23.01.2012 öğrenme tarihine göre 31.01.2012 tarihinde yapılan temyizin süresinde olduğu kabul edilerek temyiz itirazlarının esastan incelenmesine geçilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Dosya kapsamından taraflar arasında davalıya ait binanın ısı yalıtımının yapımı konusunda ve 25.000,00 TL bedelli eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu, davacı yüklenici tarafından işin tamamlanarak teslim edildiği anlaşılmaktadır. Davacının iş bedelinin tamamına hak kazandığı uyuşmazlık konusu değildir. Davalı icra takibine itirazında alacağın 10.000,00 TL"lik kısmını kabul ederek diğer kısmının ödendiğini ileri sürerek itiraz etmekle birlikte yargılama aşamasında tamamını ödediğini savunmuştur. Davacı vekili 5.000,00 TL"lik ödemeyi kabul etmiş, davalı geri kalan 20.000,00 TL bedeli ödediğini yasal delillerle kanıtlayamamış, yemin teklifi üzerine davacı şirket yetkilisi tarafından kabul edilen 5.000,00 TL dışında ödeme yapılmadığına dair usulüne uygun yemin icra edilmiştir.
Sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda, alacağa temerrüt faizi yürütülebilmesi için alacaklının yöntemine uygun ihtarı ile borçlunun temerrüde düşürülmüş olması ya da alacağın kesin vadede ödenmemiş olması zorunludur. Davacının ödeme talepli ve davalıyı temerrüde düşürücü takipten önce yapılmış temerrüt ihtarı bulunmadığı gibi 25.08.2009 tarihli sözleşmede “ödemelerin dükkanın kiraya verildiği 2 ay sonra 1.500 TL olarak ödenecek 12 ay sonra bakiye toptan ödenecektir.” şeklindeki düzenleme alacağın muacceliyet tarihini gösterdiğinden, kesin vade niteliğinde değildir.
Öte yandan itirazın iptâli davalarında İİK"nın 67/II. maddesi gereğince icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız ve alacağın likid olması da gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece 5.000,00 TL dışındaki ödeme savunması kanıtlanamadığından takibin 10.000,00 TL"lik kısmına itiraz edilmediği de gözetilerek itirazın 10.000,00 TL"lik kısmının iptâline, kesin vade olmadığı gibi temerrüt ihtarı da bulunmadığından işlemiş faiz istemin ve davalının yaptığı 5.000,00 TL ödeme düşülmeksizin, şartları da gerçekleşmediği halde işlemiş faiz talep edilerek takipte bulunulması nedeni ile davalı itirazında kısmen de haklı olduğu ve alacağın miktarı yargılama sonucu belirlendiğinden koşulları oluşmayan icra inkâr tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 15.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.