Esas No: 2022/3587
Karar No: 2022/4958
Karar Tarihi: 07.09.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/3587 Esas 2022/4958 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/3587 E. , 2022/4958 K.Özet:
Davacı vekili, müvekkilinin hissedar olduğu taşınmazlardaki diğer hissedarlardan satın almadan habersiz olarak davalıya satılan hisselerin önalım hakkına dayanarak iptalini ve müvekkilinin adına tescilini istemiştir. Mahkeme, davanın kısmen kabulü ile bir taşınmazın tapu iptali ve tesciline, diğer taşınmazın ise süresinde açılmaması nedeniyle reddine karar vermiştir. Davacı vekili, kararın kesinleşmesinden sonra tapuya başvurduklarında davalının borçları nedeniyle tapuya haciz konulduğunu ve tescilin davalıdan kaynaklanan türlü takyidattan ari bir şekilde yapılmasını talep etmiştir. Mahkeme, davada yer almayan haciz şerhi lehtarının talebi bulunmadığını ve tavzih yoluyla hüküm değiştirilemeyeceğini belirterek talebi reddetmiştir. Temyiz incelemesinde, tavzih yoluyla talebin reddinin isabetsiz olmadığı kararlaştırılmıştır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 305. maddesi gereği, tavzih yoluyla taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar sınırlandırılamayacak, genişletilemeyecek ve değiştirilemeyecektir. Kararda sıklıkla atıfta bulunulan kanun maddesi budur.
"İçtihat Metni"
7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : ... İstanbul İhr. İth. Taah. Tic. ve San. Ltd. Şti.
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04/08/2014 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptal ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; tavzih isteminin reddine dair verilen 19/04/2022 günlü ek kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin ... ada 88 parsel ve 361 ada 30 parsel sayılı taşınmazlarda hissedar olduğunu, taşınmazlardaki diğer hissedarlardan ...,...'in kendilerine ait hisselerini 21.06.2012 ve 13.03.2013 tarihinde davalıya sattıklarını, yapılan iş bu satışın müvekkiline bildirilmediğini belirterek, önalım hakkına dayalı olarak davalı adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini istemiştir.
Davalı vekili, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, bedelde muvazaa bulunduğunu, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 361 ada 30 parsel yönünden davalı adına kayıtlı hissenin tapu iptal ve tesciline, 82 ada 88 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın süresinde açılmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 24.09.2020 tarih, 2016/17557 Esas - 2020/5426 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiş ve hüküm kesinleştirilmiştir.
Davacı vekili 28.03.2022 tarihli dilekçesi ile; kararın kesinleşmesinden sonra tapuya başvurduklarında davalının borçları nedeniyle tapuya haciz konulduğunu ve tescilin hacizlerle birlikte yapılıp yapılmamasını kabul edip etmediklerini bildirmelerini istediklerini, davalının borçları ile müvekkilinin alakasının bulunmadığını, tescilin davalıdan kaynaklanan türlü takyidattan ari bir şekilde yapılmasını, davalının borçlarından dolayı gelen hacizlerin bu taşınmazdan kaldırılmak suretiyle yapılmasının esas olmasını, hükmün buna göre tavzih yolu ile düzeltilmesini ve tapuya da bildirilmesini istemiştir.
Mahkemece, 19.04.2022 tarihli ek karar ile; davalı şirkete ait hisse üzerinde bulunan haciz şerhi lehtarının davada yer almadığı, davacının davaya konu taşınmazın tapu kaydında davalı şirkete ait hisse üzerinde bulunan haciz şerhlerinin kaldırılmasına yönelik bir talebinin bulunmadığı, davacı vekilinin 28.03.2022 tarihli dilekçesindeki taleplerinin ayrı bir yargılama konusu teşkil etmesi gerekçeleriyle tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.
Ek karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 305. maddesi incelendiğinde, hükmün tavzihi ancak hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflarca hükmün açıklanması, tereddüt ya da aykırılığın giderilmesi için istenebilir. Madde metninden açıkça anlaşılacağı üzere, taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamayacak, genişletilemeyecek ve değiştirilemeyecektir. Tapu iptal ve tescil talebiyle açılan ve taşınmazın yargılamanın devamı sırasında tapu kaydında lehlerine haciz bulunan kişilerin, dahili dava yoluyla dahi davaya dahil edilmesi ve haklarında hüküm tesis edilmesi olanağı bulunmadığından ve tavzih yolu ile hüküm değiştirilemeyeceğinden, tavzih yoluyla davacı vekilinin tescilin davalıdan kaynaklanan türlü takyidattan ari bir şekilde yapılmasına yönelik talebinin, mahkemece ek karar ile talebin reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığından, 19.04.2022 tarihli ek kararın onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ve yapılan yargılamaya, dosya içeriğine ve temyiz olunan ek kararda yazılı gerekçelere göre, davacı vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun ek kararın ONANMASINA, onama harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 07.09.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.