Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/3982 Esas 2022/5010 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/3982
Karar No: 2022/5010
Karar Tarihi: 08.09.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/3982 Esas 2022/5010 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, belirli bir taşınmaz üzerindeki yapı ve ağaçların müvekkili tarafından yapıldığı ve dikildiği iddiasıyla tespit davası açmıştır. Mahkeme davayı kabul ederek muhdesatın davacıya ait olduğuna karar vermiştir. Ancak bir kısım davalılar bunu kabul etmemiş ve temyiz etmiştir. Yargıtay, tespit davalarının icra ve infaz kabiliyetinin olmaması nedeniyle güncel hukuki yararın bulunması gerektiğini belirtmiştir. Derdest ortaklığın giderilmesi davası gibi istisnai durumlarda hukuki yararın bulunabileceği kabul edilirken, somut olayda bu yararın bulunup bulunmadığının değerlendirilmediği için karar bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 106/2 maddesi
- HMK'nın 114/1-h ve 115 maddeleri
- HMK'nın 150/5. maddesi
7. Hukuk Dairesi         2022/3982 E.  ,  2022/5010 K.

    "İçtihat Metni"

    7. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVALILAR : ... vd.

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.04.2012 gününde verilen dilekçe ile muhdesatın aidiyetinin tespiti talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, 699 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ev ve taş duvarın müvekkili tarafından yapıldığını, bahçe içerisinde yer alan ağaçların da müvekkili tarafından dikildiğini belirterek, bu muhdesatların müvekkili tarafından oluşturulduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    Bir kısım davalılar yargılama aşmasındaki beyanlarında evin davacı tarafından yapılmadığını, ağaçların tamamının da davacı tarafından dikilmediği belirterek, davanın reddini savunmuşlardır .
    Mahkemece, davanın kabulü ile taşınmaz üzerinde yer alan muhdesatların davacıya aidiyetine karar verilmiştir.
    Hükmü bir kısım davalılar vekili temyiz etmiştir.
    Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 s.lı HMK 106/2 m.) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür, bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararının bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da re'sen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK 114/1-h, 115 m.).
    Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir.
    Somut olaya gelince; davacı ... tarafından Korkuteli Sulh Hukuk Mahkemesinde 2006/240 Esas sayılı olarak açılan ve hukuki yarara esas ortaklığın giderilmesi davasında, davanın takipsiz bırakılarak işlemden kaldırıldığı ve HMK'nın 150/5. maddesi hükmü uyarınca da 07.01.2012 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. O halde ortaklığın giderilmesine ait dava dosyası getirilip, açılan tespit davasında hukuki yararın devam edip etmediğini değerlendirmek ve bu yönde mahkemesince karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
    08.09.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.







    Hemen Ara