Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/3921 Esas 2022/4990 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/3921
Karar No: 2022/4990
Karar Tarihi: 08.09.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/3921 Esas 2022/4990 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı vekili, davalıyla imzaladıkları sözleşme sonucunda tapusu davalı adına kayıtlı olan taşınmazın zilyetliğinin kendilerine geçtiğini ancak tapuda devir yapılamadığını, davalının daha sonradan taşınmazı kendilerine sattığını ve bedeli olarak 13.000 TL aldığını belirterek, tapu kaydının iptalini ve kendilerine tescilini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince tapu iptali ve tescil istemi reddedilmiş ancak alacak talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Yapılan istinaf sonucu Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince tapu iptali ve tescil talebinin reddine, alacak talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak yargılama sürecinde temlik edilen şahsi hakkın davalı tarafından davacıya devredilemediği ve 27.05.2009 tarihli sözleşmenin geçerli olduğu belirlenmiştir. Bu sebeple mahkemenin tapu iptal ve tescil talebini reddetmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerektiği karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
HMK 371. madde
HMK 373/2. madde
7. Hukuk Dairesi         2022/3921 E.  ,  2022/4990 K.

    "İçtihat Metni"

    7. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.11.2016 tarihinde verilen dilekçeyle harici sözleşmeye dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede alacak talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil talebinin reddine, alacak talebinin kısmen kabulüne dair verilen 04.07.2019 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi taraf vekilleri tarafından talep edilmiştir. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına dair verilen kararın davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine duruşma talebi davanın değeri nedeniyle reddedilerek süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.

    KARAR

    Davacı vekili, dava konusu ... ada 1 parsel, 15. Blok, 4. Kat, 10 numaralı bağımsız bölümün satışı konusunda davalıyla 27.09.2005 tarihinde sözleşme imzaladıklarını, satış bedelini ödediğini, sözleşme esnasında tapu kaydı davalı adına olmadığından tapuda devir yapılamadığını ancak zilyetliğin davacıya devredildiğini, davalının Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/94 Esas sayılı dava dosyasının tüm duruşmalarında dava konusu taşınmazı davacıya sattığını ve parasını aldığını imzalı beyanı ile mahkeme huzurunda kabul ve ikrar ettiğini belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla dava konusu taşınmazın davalı adına bulunan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, olmadığı taktirde davacının taşınmaz satış bedeli olarak davalıya ödediği paranın bugünkü değerinin hesaplanarak tazminat olarak davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde dava konusu taşınmazın davalıya ait olduğunu, anılan sözleşme uyarınca taşınmazı davacıya sattığını ancak davacının ödemeyi taahhüt ettiği bedeli ödemediği için satış işleminin gerçekleşmediğini, davacının ödediği parayı taşınmazı kullanım bedeli olarak nitelendirip taşınmazı teslim edeceğini beyan ettiği halde teslim de etmediğini, bir süre başkalarına da kiraya verdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    İlk derece mahkemesinin 2016/705 Esas, 2018/138 Karar sayılı ilamı ile tapu iptali ve tescil isteminin reddine, ödenen 13.000,00 TL'nin 5.000,00 TL’sinin dava tarihinden geri kalan 8.000,00 TL’sinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davacı vekilinin istinaf talebi üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 2018/598 Esas, 2018/615 Karar sayılı ilamı ile "... Satış bedeli olarak verilen paranın ifanın imkansız hale geldiği tarihteki alım gücüne uyarlanmak sureti ile belirlenmesi gerektiği..." gerekçesi ile mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesinin 2018/556 Esas, 2019/306 Karar sayılı ilamıyla davanın kısmen kabul kısmen reddine, 80.865,50 TL'nin ıslah tarihi olan 02/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talep ile koşulları oluşmayan tapu iptali ve tescil talebinin reddine karar verilmiştir.
    Taraf vekillerinin istinafı üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, yerine a) Davacının tapu iptali ve tescil davasının reddine,
    b) Davacı tarafından terditli olarak açılan tazminat davasının kısmen kabul, kısmen reddine, buna göre; 45.089,89 TL tazminatın dava tarihi olan 28/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Bir başkasının ayni hakkına dayanmak suretiyle, kişinin eşya üzerindeki egemenliğini sağlayan ve bu nedenle sadece taraf olan muhataplara karşı tesis edilebilen haklara şahsi haklar adı verilir.
    Dava konusu yer davalıya 28.09.1999 tarihli 24940 yevmiye numaralı noter kurasıyla tahsis edilmiştir. Tahsis ile davalı dava konusu taşınmazda şahsi hakka sahip olmuştur.
    Tahsis işlemiyle oluşan şahsi hakkın devrinde, devredilen alacak hakkıdır. İlke olarak her türlü alacak devredilebilir. Devrin konusu alacak, olağan bir alacak olabileceği gibi şarta veya süreye bağlı, çekişmeli ya da gelecekteki bir hak da olabilir. Gelecekteki alacakların ve hatta devir sözleşmesinin yapıldığı anda henüz mevcut olamayan alacakların da devri mümkündür.
    Davalı akdedilen 27.09.2005 tarihli sözleşme ile davacıya tahsisten kaynaklanan şahsi hakkını temlik etmiştir. Temlik tarihinde dava konusu taşınmaz Maliye Hazinesi adına kayıtlıdır. Dava konusu taşınmaz davalı adına 14.03.2012 tarihli, 4344 yevmiye numaralı işlem ile 7269 sayılı Yasa gereğince tahsis işlemi açıklamasıyla tescil edilmiştir. Dava konusu taşınmaz temlik tarihinde davalı adına kayıtlı olmadığı ve davacıya resmi olarak devredilemediğinden taraflar arasındaki 27.05.2009 tarihli sözleşme geçerlidir. Davalı her ne kadar bedelin eksik ödendiğini savunmuşsa da, sözleşmede dava konusu taşınmazın bedeli olan 13.000,00 TL’nin davalıya verildiği yazılı olduğundan bu bedelin alınmadığı davalı tarafından yazılı olarak ispatlanması gerekir. Davalı tarafından eksik ödemeye ilişkin dosyaya yazılı bir belge ibraz edilememiştir.
    O halde mahkemece, davalının tahsis ile oluşan şahsi hakkını davacıya temlik ettiğinin kabulüyle dava konusu taşınmaz hakkında tapu iptali ve tescil hükmü kurulması gerekirken yazılı gerekçeyle tapu iptali ve tescil davasının reddedilerek ikinci kademedeki alacak isteminin kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ve HMK 371. maddesi uyarınca Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK 373/2. maddesi gereğince dosyanın Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 08.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara