Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/2366 Esas 2022/5057 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/2366
Karar No: 2022/5057
Karar Tarihi: 12.09.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/2366 Esas 2022/5057 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Aslında dava konusu olan taşınmazın satış vaadi sözleşmesi geçerli olması, vekaletnamenin satış vaadi yetkisi vermediği ancak sözleşmenin geçerliliğinin devam ettiği ve tarafların delilleri toplanarak asıl davanın kabul edilmesi gerektiği kararına varılmıştır. Ancak hüküm, tapu iptali ve tescil istemine ilişkin açıklayıcı bilgiler içermemektedir ve infaz edilemez niteliktedir. Bu nedenle mahkeme kararı bozulmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2. maddesi gereği, hüküm sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekmektedir.
7. Hukuk Dairesi         2022/2366 E.  ,  2022/5057 K.

    "İçtihat Metni"

    7. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVACI-KARŞI
    DAVALILAR-KARŞI
    DAVACILAR : ... vd.

    Davacı tarafından, davalılar aleyhine 10/10/2014 gününde verilen dilekçe ile asıl davada taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, karşı davada sözleşmenin iptali talebi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 12/10/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar-karşı davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Asıl dava satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil, karşı dava satış vaadi sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir.
    Davacı - karşı davalı, 122 ada 216 parsel sayılı taşınmazda 82/88 hissedar olduğunu, kalan 6/88 hissesiyi Gaziantep 1.Noterliğinin 01/08/1995 tarihli 36710 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davalılar ... ve ...'ya vekaleten ...'ten 2.400,00TL bedelle satın aldığını, satış bedelini nakden ödediğini, dava konusu taşınmazı 01/08/1995 yılından bu yana ekip biçtiğini belirterek davalılara ait hisselerinin iptali ile adına tescilini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar - karşı davacılar vekili; davacının babası ile davalıların annesinin kardeş olduğunu, kendilerine vekaleten hareket eden dava dışı ...'in ise davacının amcası olduğunu, 10/09/1981 tarihli 38408 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki vekaletnamenin gayrimenkul satış vaadi yetkisi içermediğini, sadece tapuda satış yapma yetkisi verdiğini, 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, geçersiz sözleşmenin iptali ile davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; "asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile Gaziantep 1. Noterliğinin 01/08/1995 tarih 36710 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinin iptaline" karar verilmiş; hükmün davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 14.Hukuk Dairesinin 05.02.2020 tarihli 2016/15124 Esas ve 2020/1310 Karar sayılı ilamı ile "dava konusu satış vaadi sözleşmesinin şekil bakımından geçerlilik şartlarını taşıdığı, davalıların 10/09/1981 tarihli vekaletname ile dava dışı ...’e satış yetkisi verdiği, sözleşme tarihinde vekilin azledilmediği ve vekaletin geçerliliğinin sürdüğü, ivazlar arası açık nisbetsizlik bulunmasının başlı başına sözleşmenin iptaline neden olmayacağı, tarafların delilleri toplanarak koşullarının oluşması halinde asıl davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle hüküm kurulmasının doğru görülmediği" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece "asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine" karar verilmiştir.
    Hükmü, davalılar-karşı davacılar vekili temyiz etmiştir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/2.maddesinde hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu açıklanmıştır.
    Somut olaya gelince; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl davanın kabulüne karar verilmekle yetinilmiş, ayrıca asıl davanın konusunu oluşturan tapu iptali ve tescil istemi yönünden iptal edilen ve tescil edilen hissenin ne kadar ve hangi taşınmaza ilişkin olduğuna, kimin adına tescil edildiğine dair açıklamalara yer verilmemiştir. Bu haliyle asıl davanın kabulüne dair verilen kararın infazı mümkün olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalılar-karşı davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.










    Hemen Ara