Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/3306 Esas 2022/5026 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/3306
Karar No: 2022/5026
Karar Tarihi: 12.09.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/3306 Esas 2022/5026 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2022/3306 E.  ,  2022/5026 K.

    "İçtihat Metni"

    7. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVACILAR-BİRLEŞTİRİLEN
    DAVA DAVACILARI : ... vd.
    DAVALILAR-BİRLEŞTİRİLEN
    DAVA DAVALILARI : ... vd.

    Taraflar arasındaki asıl davada tapu iptali ve tescil, birleştirilen davada elatmanın önlenmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 23/02/2022 gün ve 2021/3301 Esas, 2022/1295 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Asıl dava imar uygulamasının iptali nedeniyle kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil, birleştirilen dava elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
    Asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekili, müvekkillerinin kayden maliki olduğu 749 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlarda yapılan imar uygulamasının idari yargı yerinde açılan dava sonucu iptal edildiğini ve kararın deracattan geçmek suretiyle kesinleştiğini ileri sürerek; kadastral parselin ihyası nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesini istemiştir.
    Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece ilk hükümde, asıl davanın reddine, birleştirilen davanın ise feragat nedeni ile reddine karar verilmiş, hükmü davacılar vekili temyiz etmiş, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 07.11.2019 tarih, 2019/3148 Esas- 2019/7775 Karar sayılı ilamıyla; ''... somut olayda; davacıların maliki bulunduğu dava konusu 749 ada 1 ve 2 parsellerin bulunduğu alanda Yakuplu Belediyesi tarafından imar düzenlemesi yapıldığı, imar düzenlemesinin İstanbul 10. İdare Mahkemesinin 2007/1659 Esas sayılı dosyası ile iptal edildiği ve kararın kesinleştiği dosya kapsamı ile sabittir.
    Hemen belirtmek gerekir ki; idari işlemin, idari yargı yerinde iptal edilmesi halinde sicil kayıtlarının dayanağının kalmayacağı, kaydın yolsuz tescil durumuna düşeceği, bu durumda da kadastral parsele dönüleceğinde kuşku yoktur.
    Ne var ki, noksanın giderilmesi suretiyle temin edilen kayıtlara göre, davalı belediye tarafından yukarıda sözü edilen idare mahkemesinin iptal kararları doğrultusunda geri dönüşüm işlemi yapıldıktan sonra davaya konu yapılan 749 ada 1 ve 2 parsellerin bulunduğu alanda 02.08.2016 tarihli ve 487 sayılı Belediye Encümen kararıyla imar uygulaması yapıldığı, bu uygulama ile oluşan yeni imar parsellerinin tapuya tescilinin sağlandığı anlaşılmaktadır.
    O halde, son yapılan imar işleminin ayakta olduğu, başka bir ifadeyle geçerliliğini koruduğu gözetildiğinde eldeki davanın dinlenme olanağının kalmadığı açıktır.
    Bu durumda, yargılama sırasında yeni imar uygulaması yapılması nedeniyle dava konusuz kaldığından mahkemece bu hususun gözetilerek karar verilmesi amacıyla hükmün bozulması gerekmiştir.
    Öte yandan, birleştirilen dava yönünden davacı vekili 12.12.2014 tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiğini bildirmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 309/2. maddesi ''Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvavakatına bağlı değildir'' şeklinde düzenlenmiştir. Davacı tarafın feragat beyanı mahkemeye ulaşmakla sonuç doğuracağından feragat beyanından sonra ... Bankası AŞ’nin davaya dahil edilmesi ve lehine vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
    Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.'' şeklindeki gerekçeyle hüküm bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl davada davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiş, Dairemizin 23.02.2022 tarihli, 2021/3301 Esas- 2022/1295 Karar sayılı ilamıyla hükmün onanmasına karar verilmiştir.
    Dairemizin onama ilamına karşı davacılar vekili vekalet ücreti yönünden karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
    Tarafların, davanın görülmesi ve sonuçlandırılması için ödedikleri paraların tümüne yargılama giderleri denir. Keşif giderleri, tanık ve bilirkişiye ödenen ücret ve giderler, yargılama sırasında yapılan diğer tüm giderler, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücreti yargılama giderleri kapsamındadır (HMK m. 323).
    Kural olarak yargılama giderleri davada haksız çıkan yani aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir (HMK m 326). Yargılama giderlerine mahkemece re'sen hükmedilir. Yargılama gideri tutarı, hangi tarafa ve hangi oranda yükletildiği ve dökümü hüküm altında gösterilir ( HMK m. 332 / 1, 2 ).
    Dava konusu taşınmaz davalı ... (eski ... ) Belediyesi tarafından imar uygulamasına tabi tutulmuş, ancak imar uygulaması İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Böylece, davacıların maliki oldukları kadastral parseller üzerinde imar uygulaması ile oluşan imar parsellerinin dayanağı idari işlemin iptal edilmesi nedeniyle sicil dayanaksız kalmış ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca imar parselleri yolsuz tescil durumuna düşmüşlerdir. Her ne kadar, mahkemece dava tarihinden sonra gerçekleşen imar uygulaması işlemi nedeniyle davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmasa da; dava, davalı Belediyenin yapmış olduğu idari işlem nedeniyle açılmış olup, davanın açıldığı tarihte kadastral parselin ihyasını talep etmekte davacıların haklı oldukları anlaşılmaktadır. Bu nedenle, davacıların davanın açılmasına sebebiyet verdiklerinden söz edilemeyeceğinden ve davacıların dava açma tarihinde haklı oldukları göz önüne alındığında, vekalet ücretinden davanın açılmasına sebebiyet veren davalı Belediyenin sorumlu tutulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Dairemizce bu hususa ilişkin hüküm fıkrasının düzeltilerek onanması gerekirken maddi hata nedeniyle hükmün onanmasına karar verilmesi doğru olmadığı bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından karar düzeltme talebinin kabulü ile; anılan bu husus kararın bozulmasını gerektirmekte ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; HUMK'nun 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin karar düzeltme kabulü ile; asıl davaya ililşkin hüküm sonucunun 5. bendinin çıkarılarak yerine ''Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 4.080.00TL vekalet ücretinin davalı ... Belediyesinden tahsili ile davacıya verilmesine'' ibaresinin eklenmesine,
    hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın yatırana iadesine, 12.09.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.





    Hemen Ara