Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2012/1596 Esas 2012/6843 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/1596
Karar No: 2012/6843
Karar Tarihi: 05.11.2012

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2012/1596 Esas 2012/6843 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenici olarak 02.06.2006 tarihli \"yapım işi sözleşmesi\" adlı sözleşme yapılmıştır. Sözleşmede yazılı koşullar gereği, yüklenici şirket davacının tapulu taşınmazının deniz suyundan korunması için kuzey sınırının dışında kalan alana duvar yapımını üstlenmiştir. Ancak yapılan duvar, inşaat tekniğine uygun olarak yapılmadığından yıkılmıştır ve yeniden yapım bedeli olan 20.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsili istenmektedir. Mahkemece, yapılan keşif ve yaptırılan inceleme sonucu teknik bilirkişi raporunda, duvarın davacının parselinin kuzey kısmında ve parselin dışında yapıldığı açıklanmıştır. Bilirkişi raporlarında duvarın, yapıldığı alan üzerinde tarafların mülkiyet hakları ya da yararlanma hakları bulunmadığına göre sözleşmenin ifası ve ifasının istenmesi olanaksızdır. Bu sebeple sözleşmenin tarafları, verdiklerinin karşılıklı olarak iadesini isteyebilir. Davacının davalıya ödediği iş bedelinin miktarı belirlenerek ve taleple bağlılık kuralı da gözetilerek ödenen bedelin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Kanun maddeleri olarak, 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 20/1, 61 ve izleyen
15. Hukuk Dairesi         2012/1596 E.  ,  2012/6843 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ise de davetiye masrafı bulunmadığından duruşma isteğinin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Dava, maddi tazminatın tahsili istemi ile açılmış; mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ve verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Yanlar arasında 02.06.2006 tarihli ve “yapım işi sözleşmesi” başlıklı adi yazılı sözleşme yapılmıştır. Bu sözleşme, somut olayda uygulanması gereken 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 355. maddesi hükmünde tanımı yapılan bir “eser” sözleşmesidir. Davacı, iş sahibi; davalı ise yüklenicidir. Yüklenici şirket, yanlar arasındaki sözleşmede yazılı koşullarla davacının 118 ada ve 5 parsel numaralı tapulu taşınmazının deniz suyundan korunması için kuzey sınırının dışında kalan alana duvar yapımını yüklenmiştir.
    Davada, yüklenici tarafından yapılan duvarın, inşaat tekniğine uygun olarak yapılmaması sonucu yıkıldığından, yeniden yapım bedeli olan 20.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsili istenmektedir. Mahkemece, yapılan keşif ve yaptırılan inceleme sonucu sunulan 28.09.2011 tarihli teknik bilirkişi raporunda; duvarın, davacının parselinin kuzey kısmında ve parselin dışında yapıldığı açıklanmıştır. 24.10.2011 tarihli bilirkişi inşaat mühendisinin raporunda gösterildiği üzere; duvar, deniz kıyısında yapılmıştır. Bilirkişi raporlarında duvarın, kıyı kenar çizgisi içinde kalıp kalmadığı açıklanmamış ise de; Türk Medeni Kanunu’nun 715. maddesi hükmü gereğince kamu malı sayılan ve devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan deniz kıyısında yapılan duvarla ilgili sözleşme, 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 20/1. maddesi hükmü gereğince batıldır. Çünkü sözleşmenin konusu, yapıldığı tarih itibariyle herkes için imkânsızdır. Anılan Yasa hükmü gereğince, bir sözleşmenin konusu olanaksız ise o sözleşme batıldır. Bir sözleşme ile yüklenilen edim, eylemli olarak veya hukuksal nedenlerle yerine getirilemiyorsa o sözleşme olanaksızdır. Duvarın yapıldığı alan üzerinde tarafların mülkiyet hakları ya da yararlanma hakları bulunmadığına göre; sözleşmenin ifası ve ifasının istenmesi olanaksızdır. Sözleşmenin yerine getirilmesi objektif imkânsızlık sebebi ile olanaklı bulunmadığına göre, 818 Sayılı Borçlar
    Kanunu’nun 61 ve izleyen maddeleri gereğince ve haksız iktisap kuralları uyarınca sözleşmenin tarafları, verdiklerinin karşılıklı olarak iadesini isteyebilir. Somut olayda, duvarın yeniden yapım bedeli talep edilmiş ise de; yukarıda açıklanan yasal nedenlerle, bu yöndeki istemin kabulüne karar verilmesi olanaksız bulunduğundan “çoğun içinde az da vardır” kuralı uygulanarak davacının davalıya ödemiş olduğu iş bedelinin miktarı belirlenerek ve taleple bağlılık kuralı da gözetilmek suretiyle ödenen bedelin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerekirken mahkemece, bu hususlar gözden kaçırılarak yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış ve kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne ve kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 05.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara