Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/676 Esas 2022/5051 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/676
Karar No: 2022/5051
Karar Tarihi: 12.09.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/676 Esas 2022/5051 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Bir ortaklığın giderilmesi davasında, davalıların bir kısmı tarafından temyiz edilen mahkeme hükmünde, tebligat işlemlerinin hatalı yapılması nedeniyle eksiklikler olduğu tespit edilmiştir. Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerinin detaylı bir şekilde açıklandığı kararda, özellikle değiştirilen tebligat işlemleriyle ilgili maddelere vurgu yapılmıştır. Muhatabın adres kayıt sistemindeki adresleri üzerinden tebligat yapılması mümkün olmadığına dair değişikliklerin yanı sıra, tebligat işleminin iki veya üç aşamada yapılması gerektiği vurgulanmıştır. Kararda bahsedilen kanun maddeleri şunlardır: 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/1, 21/2; Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/1, 16/2, 29. Maddeleri.
7. Hukuk Dairesi         2022/676 E.  ,  2022/5051 K.

    "İçtihat Metni"

    7. Hukuk Dairesi

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVALILAR : ... vd.

    Taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    I) 7201 sayılı Tebligat Kanununun;
    1)"Bilinen Adreste Tebligat" kenar başlıklı 10. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.
    Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.",
    2)"Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina" kenar başlıklı 21. Maddesinde, "Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.
    Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.
    Muhtar, ihtiyar heyeti azaları, zabıta amir ve memurları yukarıdaki fıkralar uyarınca kendilerine teslim edilen evrakı kabule mecburdurlar.",
    II) Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin;
    "Bilinen adreste tebligat" kenar başlıklı 16. maddesinde; "(1) Tebligat, öncelikle tebliğ yapılacak şahsın bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tespitinde, tebliğ isteyenin beyanı, muhatabın veya diğer ilgililerin bildirimleri ya da mevcut belgeler esas alınır.
    (2) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79'uncu maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir."
    Hükümlerine yer verilmiştir.
    Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. Bu değişikliğe göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, bilinen veya gösterilen adresine yapılacaktır. Buna göre, ilk defa bildirilen adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi veya başka bir adres olması arasında fark yoktur. Her iki adres de Tebligat Kanununun 10/1. maddesi kapsamında bilinen adrestir. Bildirilen adrese çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi de nazara alınarak muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebligat çıkarılacaktır.
    Tebligat Kanununda değişiklik öngören maddelerin gerekçelerine göre, tebliğ işleminin iki veya üç tebligatla yapılmasının amaçlandığı anlaşılmaktadır. Tebligat Kanununda yapılan değişiklikten sonraki hükümlerde ve bu değişikliğe uygun olarak çıkarılan uygulama yönetmeliği hükümlerinde, muhatabın sadece adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresinin bilinen adres olarak bildirilmesi halinde ilk tebliğin 21/2'ye göre yapılacağına imkan tanınmamış, aksine bildirilen adres, adres kayıt sistemindeki adres olsa dahi tebligatın 10/1 ve 21/1 maddelere göre yapılacağı, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, ikinci tebliğin 21/2'ye göre yapılabileceği belirtilmiştir.
    Ayrıca Yönetmeliğin 16. maddesinde, Kanunun 21/2. maddesine göre çıkarılacak tebligatların açık mavi renkli zarflarla yapılacağı belirtilerek, bu usulün hemen başvurulacak bir yol olmadığına, istisna olarak ve belirli şartların oluşması halinde başvurulacak bir tebligat şekli olduğuna da işaret etmektedir. İlk defa bildirilen adres, adres kayıt sistemindeki adres olsa dahi, tebliğ evrakının Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılması, Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesince muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir.
    Somut olayda;
    1- Davalılar ... ve ...’a yapılan gerekçeli karar tebligatlarına dosya içerisinde rastlanamadığından, tebliğ tutanağının dosyaya eklenmesi tebliğe çıkarılmamış ise adı geçenlere gerekçeli kararın 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde tebliğinin sağlanması ve yasal temyiz süresinin beklenmesi,
    2-Davalı ...’a yapılan gerekçeli karar tebliğinin iade edildiği ancak sonrasında 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde gerekçeli karar tebliğinin yapılmadığı anlaşıldığından, adı geçene gerekçeli kararın 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde tebliğinin sağlanması ve yasal temyiz süresinin beklenmesi,
    3-Davalı ... adına çıkarılan gerekçeli karar tebligatının öldüğünden bahisle iade edilmesi üzerine mirasçılarına gerekçeli kararın tebliğ edilmediği anlaşıldığından adı geçen davalının mirasçılık belgesi temin edilerek tespit edilen tüm mirasçılarına 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde tebliğinin sağlanması ve yasal temyiz süresinin beklenmesi,
    Belirtilen eksiklikler giderildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE, 12.09.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.










    Hemen Ara