Esas No: 2022/1326
Karar No: 2022/5032
Karar Tarihi: 12.09.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/1326 Esas 2022/5032 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/1326 E. , 2022/5032 K.Özet:
Dava, bir taşınmazın imar uygulamasının iptali nedeniyle kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat isteğine ilişkindir. Davacı, davalı belediyelerin yaptığı idari işlemler nedeniyle kadastral parselin ihyasını talep etmiş, mahkemece davalar reddedilmiştir. Ancak davacı vekili, vekalet ücreti yönünden temyiz itirazında bulunarak, imar öncesinde talep ettiği hususun kanun gereği haklı olduğunu ileri sürmüştür. Kararda 438/7. maddesi gereği hüküm sonucu düzeltilmiş ve değiştirilerek, vekalet ücretinin davalı belediyelerden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Kanun maddeleri olarak da, TMK'nın 1025. maddesi ve 3194 sayılı Yasa'nın ilgili hükümü gösterilmiştir.
"İçtihat Metni"
7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN DAVADA
ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN DAVADA
DAVALILAR : Adana Büyükşehir Belediyesi vd.
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine asıl ve birleştirilen davada 01/07/2008 ve 26/03/2010 günlerinde verilen dilekçelerle kadastral parselin ihyasına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 13/07/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, imar uygulamasının iptali nedeniyle kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat isteğine ilişkindir.
Davacı Hazine vekili, dava konusu ...,... parsel sayılı taşınmaz, Hazine adına kayıtlı iken; önce Seyhan Belediyesi, sonra da Adana Büyükşehir Belediyesince yapılan imar uygulamasına tabi tutularak çok sayıda imar parselinin oluşturulduğunu, 1155 (183) sayılı parselin kadastral sınırları içerisinde kalan kısımda ...,... ada 12, 13 ve 14 sayılı, ... ada 7 ve 8 sayılı imar parsellerinin oluşturulduğunu, ancak gerek Seyhan Belediyesince yapılan 37 No'lu imar düzenlemesinin ve gerekse aynı bölgede Adana Büyükşehir Belediyesince yapılan imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edildiklerini ileri sürerek; imar öncesi duruma dönülmek suretiyle kök parselin adına tescili, ikinci kademede ise tazminat talebinde bulunmuştur.
Birleştirilen dava ise, asıl davada dava konusu yapılan imar parselleri maliklerinden bir kısmının dava açılmadan önce öldüğünün anlaşılması üzerine asıl davadaki istemle açılmıştır.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece ilk hükümde; davalı ... hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar ile birleştirilen davada davalılar aleyhine açılan davanın ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü, davalı ... Belediyesi vekili ve davalı ... vekili temyiz etmişler, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 17/12/2019 tarih, 2019/2535 Esas ve 2019/8757 Karar sayılı ilamıyla; “İhyası istenilen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin, kayıt maliklerinin, yukarıda belirtilen eksiklikler giderilmek suretiyle davada yer almaları gerektiği düşünülmeksizin ve taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamış, kararın belirtilen nedenlerle bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş, bozma ilamına karşı davacı vekili ve davalı ... vekili karar düzeltme talebinde bulunmuş, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 09.03.2021 tarih, 2021/74 Esas - 2021/1600 Karar sayılı ilamıyla; ''...3194 sayılı Yasa'ya eklenen bu hüküm uyarınca dava konusu uyuşmazlığın idareye başvuru yoluyla çözülmesi gerektiğinden, kanun değişikliği nedeniyle davacı vekili ve davalı ... vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 17/12/2019 tarih, 2019/2535 Esas ve 2019/8757 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılmasına ve hükmün belirtilen gerekçe ile bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.'' şeklindeki değişik gerekçeyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili, davalı ... Belediyesi vekili ve davalı ... Belediyesi Başkanlığı vekili temyiz etmişlerdir.
1) Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı ... ve davalı ... Belediyesi Başkanlığı vekillerinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2) Davacı vekilinin vekalet ücreti yönünden temyiz itirazlarına gelince;
Dava konusu taşınmaz davalı ... ve davalı ... Belediyesi tarafından imar uygulamalarına tabi tutulmuş, ancak davalı Belediyeler tarafından yapılan imar uygulamaları İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Böylece, davacının maliki olduğu kadastral parsel üzerinde imar uygulaması ile oluşan imar parsellerinin dayanağı idari işlemin iptal edilmesi nedeniyle sicil dayanaksız kalmış ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca imar parselleri yolsuz tescil durumuna düşmüşlerdir. Her ne kadar mahkemece dava tarihinden sonra gerçekleşen yasa değişikliği nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de; dava, davalı ... ile davalı ... Belediyesinin yapmış olduğu idari işlem nedeniyle açılmış olup, davanın açıldığı tarihte kadastral parselin ihyasını talep etmekte haklı olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, davacının davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden söz edilemeyeceğinden ve davacının dava açma tarihinde haklı olduğu göz önüne alındığında, vekalet ücretinden davanın açılmasına sebebiyet veren davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ile, dava konusu taşınmazın belediye sınırlarında meydana gelen değişiklik ile davalı ... Belediyesi sınırlarına dahil olan davalı ... Belediyesi sorumlu tutulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki; anılan bu husus kararın bozulmasını gerektirmekte ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; HUMK'nun 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2.) bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile; hüküm sonucunun 6. bendinin çıkarılarak ''Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 4.080.00TL vekalet ücretinin davalı ... Belediyesi ile davalı ... Belediyesinden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine'' ibaresinin eklenmesine,
hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.09.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.