Esas No: 2022/2193
Karar No: 2022/5168
Karar Tarihi: 14.09.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/2193 Esas 2022/5168 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/2193 E. , 2022/5168 K.Özet:
Davalılarla ilgili bir muhdesatın tespiti talebi ile ilgili olarak açılan davada, mahkeme önce kısmi olarak karar vermiştir. Ancak Yargıtay'ın bozma kararı sonucunda, tüm davalar reddedilmiş ve birleştirilen dava kabul edilmiştir. Ancak kararda hakim ve zabıt katibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları yazılmadığı için ve muhdesatın tespiti talepleri yönünden bir değerlendirme yapılmadığı için, karar usul ve yasaya aykırı bulunarak bozulmuştur. 6100 sayılı HMK’nın 297/1-a maddesi; hükmü veren mahkeme ile hakim veya hakimlerin ve zabıt katibinin ad ve soyadları ile sicil numaralarının yazılmasını gerektirmektedir. Ayrıca, 297/2. madde gereğince de hükmün sonuç kısmında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında gösterilmesi gerektiği belirtilmektedir.
"İçtihat Metni"
7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : ... vd.
BİRLEŞTİRİLEN DAVADA
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28/12/2012 gününde verilen dilekçe ile muhdesatın aidiyetinin tespiti talebi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne dair verilen 25/03/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı - birleştirilen dava davacısı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava konusu 352 parsel sayılı taşınmazın ortaklığının giderilmesi için Buldan Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/263 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, taşınmaz üzerinde bulunan bağ olarak belirtilen kısma kendisi tarafından bir kısım masraflar yapıldığını, yüksek bağ sistemi dikildiğini, 500 metre mesafeli sulama tesisatı döşendiğini, yüksek sistem olarak yapılan işlerin masraflarını kendisinin karşıladığını belirterek, söz konusu muhdesatların ve güncel değerlerinin tespit edilmesini istemiştir.
Davalı - birleşen dava davacısı ... vekili, dava konusu 352 parsel sayılı taşınmazla ilgili ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, müvekkilinin kendi miras hissesi üzerinde yüksek sistem bağ diktiğini, yargılama sırasında davalı ...'ın fiilen kullandığı kısımdaki şeftali ağaçlarını temellük ettiğini belirterek, taşınmaz üzerindeki şeftali ağaçları ve yüksek sistem bağ ile faydalı masrafların müvekkiline ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar ... ve ... her iki davanın reddini savunmuş, davalı ... davacı ...'ın davasına bir diyeceğinin olmadığını, birleşen dava davacısı ...'in davasının reddini istediğini belirtmiş, davalı ... davacı ...'ın davasını kabul ettiğini beyan etmiş, birleşen davanın ise reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece 19.07.2013 tarihinde asıl davanın ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı - birleşen dava davacısı ... vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 23.10.2014 tarihli Kararı ile hüküm bozulmuştur. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiş, davalı - birleşen dava davacısı ... vekili hükmü temyiz etmiş, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 08.06.2020 tarihli Kararı ile vekalet ücreti takdiri yönünden hükmü bozmuştur.
Mahkemece bozmaya uyulmuş, asıl dava ve birleşen dava yönünden sadece vekalet ücreti ile ilgili hüküm kurulmuştur.
Hükmü davalı - birleşen dava davacısı ... vekili temyiz etmiştir.
Dava muhdesatın tespiti istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK'nın 297/1-a maddesine göre hükümde "Hükmü veren mahkeme ile hakim veya hakimlerin ve zabıt katibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiği" 297/2. maddesi gereğince de: "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir."
Somut olaya gelince; gerekçeli kararda hakim ve zabıt katibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları yazılmamıştır. Diğer yandan, asıl dava ve birleşen davada ileri sürülen muhdesatın tespiti talepleri yönünden bir değerlendirme yapılmadığı ve olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmadığı, böylelikle yukarıda değinilen düzenlemelere aykırılık oluşturulduğu görülmüştür. Karar bu yönleri ile usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı - birleşen dava davacısı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.09.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.