Esas No: 2022/2335
Karar No: 2022/5262
Karar Tarihi: 19.09.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/2335 Esas 2022/5262 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/2335 E. , 2022/5262 K.Özet:
Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Davacı, genel yola bağlantısı olmayan taşınmazlarının geçit hakkı kurulması talep etmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi ile geçit hakkı istemi kabul edilen taşınmazlar belirlenmiştir. Ancak bu karar, Yargıtay 14. Hukuk Dairesi tarafından bozulmuştur. Bozma ilamı sonrasında yapılan yargılama sonucunda, aleyhine geçit tesis edilen taşınmazın özelleştirilmiş olduğu anlaşılmış ve farklı güzergahlardan geçit kurulması doğru görülmemiştir. Bu nedenle davalıların temyiz itirazı kabul edilmiş ve karar bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
-Türk Medeni Kanunu'nun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir.
-Geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkıdır ve komşuluk hukukundan alır.
-Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmelidir.
"İçtihat Metni"
7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : ... vd.
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 03/12/2014 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 02/11/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı, 170 ve 171 parsel sayılı taşınmazlarının genel yola bağlantısının bulunmadığını belirterek; 170 parsel sayılı taşınmazı için davalılara ait 174 ve 192 parsel sayılı taşınmazlardan, 171 parsel sayılı taşınmazı için davalı ...'ya ait 172 parsel sayılı taşınmazdan bedeli karşılığında geçit hakkı kurulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, müvekkiline ait taşınmazdan geçit hakkı kurulması halinde taşınmazın kullanılamaz hale geleceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... adına köy muhtarı, 174 parsel sayılı taşınmazın içerisinde okul olduğunu, bu parsel üzerinden geçit hakkı kurulması halinde bahçenin kullanılamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi ile, 171 parsel sayılı taşınmaz lehine 172 parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı kurulmasına, diğer davalı ve diğer taşınmazlar yönünden geçit hakkı isteminin reddine dair verilen hükmün, davalı ... vekili ve davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 10.01.2019 tarih ve 2016/4834 Esas, 2019/257 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulü, kısmen reddi ile 110 ada 171 parsel sayılı taşınmaz lehine 110 ada 172 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı kurulmasına, 110 ada 170 parsel sayılı taşınmaz lehine 110 ada ... parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.
Hüküm, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, İkincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Somut olayda; dava konusu aleyhine geçit tesis edilen 110 ada 174 parsel sayılı taşınmazın tapuda ... Köyü adına “Ahşap İlkokul binası ve bahçesi” vasfı ile kayıtlı olup, dosya içerisinde Bilecik Valiliği Milli Eğitim Müdürlüğünden gelen yazı cevabında 174 parseldeki Bakanlığın lehine olan tahsisin kaldırılmasının uygun olmadığı beyan edilmiştir. Bu bakımdan amaca özgülenmiş 110 ada 174 parsel sayılı taşınmazın üzerinde geçit irtifakı kurulması isabetli değildir. Nitekim dava konusu taşınmaz üzerinde kurulan geçit irtifakı özgüleme amacını engelleme niteliğindedir.
Öte yandan, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamında 170 ve 171 parsel sayılı taşınmazlar arasındaki ark üzerinden akdi geçit sağlanıp sağlanamayacağı yönünde yeniden bilirkişi incelemesi yapılarak karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak alınan 19.12.2019 tarihli bilirkişi raporunda ise 170 ve 171 parseller arasındaki ark üzerinde boru, beton, büz ve menfez ile drenaj yapılması suretiyle arkın ıslahı ile geçiş sağlanabileceğinin uygun görüldüğü belirtildiği halde, lehine geçit irtifakı istenen her bir taşınmaz için farklı güzergahlardan geçit kurulması doğru görülmemiştir.
Açıklanan tüm bu hususlar gözardı edilerek, yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 19.09.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.