Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/2208 Esas 2022/5300 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/2208
Karar No: 2022/5300
Karar Tarihi: 20.09.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/2208 Esas 2022/5300 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı Hazine vekili, ihyasen Hazine adına kaydedilen taşınmazın imar uygulamaları sonucu yeni imar parsellerine giderek malikleri adına tescil edildiğini, ancak yapılan imar uygulamalarının idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek kadastral mülkiyetin ihyasına bağlı tapu iptal ve tescil isteminde bulunmuştur. Davanın reddine dair ilk hükmün Yargıtay 14. Hukuk Dairesi tarafından bozulduğu ve hüküm sonucunun değiştirilerek davanın kısmen kabulüne karar verildiği belirtilmiştir. Bu kararda, TMK'nın 1025. maddesi hakkında bilgi verilerek, imar parsellerinin yolsuz tescil durumuna düşmesi ve idari işlemin iptal edilmesi durumunda imar uygulamalarının dayanağının kalmayacağı açıklanmıştır. Ayrıca, davanın açıldığı tarihte kadastral parselin ihyasını talep etmekte haklı olduğu ifade edilmiş ve yargılama giderlerinin belirli davalılara yüklenmesine dair düzeltme yapılmıştır.
Kanun Maddeleri: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 331. maddesi, Türk Medeni Kanunu'nun 1025. maddesi.
7. Hukuk Dairesi         2022/2208 E.  ,  2022/5300 K.

    "İçtihat Metni"

    7. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVALILAR : ... vd.

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.06.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 14.01.2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    KARAR

    Dava, kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat isteğine ilişkindir.
    Davacı Hazine vekili, ihdasen Hazine adına kaydedilen 1132 (160) parsel sayılı taşınmazın davalı ... ve Adana Büyükşehir Belediyesince yapılan imar uygulamaları sonucu yeni imar parsellerine giderek malikleri adına tescil edildiğini, ancak yapılan imar uygulamalarının idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek kadastral mülkiyetin ihyasına bağlı tapu iptal ve tescil isteminde bulunmuştur.
    Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece ilk hükümde, davanın reddine karar verilmiş, hükmün, davacı vekili, tarafından temyiz edilmiştir.
    Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 20.05.2019 gün ve 2016/12242 Esas, 2019/4520 Karar sayılı ilamı ile; "...dava konusu ihyası talep edilen 1132 (160) parsel sayılı taşınmazın ihdasen Hazine adına kaydedilerek farklı bir ifadeyle mülkiyeti kayden Hazineye ait iken imar uygulamasına tabi tutulduğu tartışmasızdır. Davadaki istek de, anılan ihdas parselinin ihyasına yöneliktir. O halde, dava konusu 1132 (160) parsel sayılı taşınmazda davacı Hazinenin mülkiyet ilişkisi açık olup, somut olayda 775 sayılı Yasanın mülga 3. maddesinin uygulama yeri yoktur. Hal böyle olunca; mahkemece, dava konusu 1132 (160) sayılı parsel hakkında gerek Seyhan Belediyesi gerekse de Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan imar uygulamalarının iptal edildiği ve oluşturulan imar parsellerinin sicil kayıtlarının dayanaklarının kalmadığı gözetilmek suretiyle; anılan kadastral parsel sınırları üzerinde, iptal edilen imar uygulamaları ile oluşturulan alanlar ile miktarları açıkça belirlenerek, bu kısımlara ilişkin imar sicil kayıtlarının iptali ile 1132 (160) sayılı kök parsel sınırları içinde kalan park alanıyla birlikte kök parselin ihyası ve Hazine adına tesciline hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru görülmemiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
    Davalılar ... vekili ve ... vekilinin karar düzeltme talebinde bulunması üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 06.10.2020 tarih, 2019/3990 Esas, 2020/5846 Karar sayılı ilamı ile; "... dava konusu uyuşmazlık, eklenen bu hüküm uyarınca idareye başvuru yoluyla çözülmesi gerektiğinden, imar parselinin kadastral parsele ihyasına yönelik dava konusu talebin, kanun değişikliği nedeniyle reddine karar verilmesi için kararın bozulması gerektiğinden davalılar ... vekili ve ... vekilinin karar düzeltme taleplerinin kabulü ile Dairemizin, 20.05.2019 gün ve 2016/12242 Esas, 2019/4520 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılmasına ve hükmün belirtilen gerekçe ile bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir...'' şeklindeki değişik gerekçeyle hüküm bozulmuştur.
    Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili vekili temyiz etmiştir.
    1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
    2-Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
    Dava konusu taşınmaz davalı ... Belediyesi ve davalı ... Belediyesi tarafından imar uygulamalarına tabi tutulmuş, ancak davalı Belediyeler tarafından yapılan imar uygulamaları İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Böylece, davacının maliki olduğu kadastral parsel üzerinde imar uygulaması ile oluşan imar parsellerinin dayanağı idari işlemin iptal edilmesi nedeniyle sicil dayanaksız kalmış ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca imar parselleri yolsuz tescil durumuna düşmüşlerdir. Her ne kadar mahkemece dava tarihinden sonra gerçekleşen yasa değişikliği nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de; dava, davalı ... Belediyesi ile davalı ... Belediyesinin yapmış olduğu idari işlem nedeniyle açılmış olup, davanın açıldığı tarihte kadastral parselin ihyasını talep etmekte haklı olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, davacının davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden söz edilemeyeceğinden ve davacının dava açma tarihinde haklı olduğu göz önüne alındığında, 6100 sayılı HMK'nın 331. maddesi gereği yapılan yargılama giderlerinden davanın açılmasına sebebiyet veren davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ile, dava konusu taşınmazın belediye sınırlarında meydana gelen değişiklik ile davalı ... Belediyesi sınırlarına dahil olan davalı ... Belediyesi sorumlu tutulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Ne var ki; anılan bu hususlar kararın bozulmasını gerektirmekte ise de yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK'nın 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1) no'lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2) no'lu bent uyarınca davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının;
    1- Beşinci bendinin çıkarılarak yerine "davacı tarafından yapılan 2.042,06 TL yargılama giderlerinin davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ile davalı ... Belediyesinden alınarak davacıya verilmesine" ibarelerinin yazılmasına,
    2- Dördüncü bendin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.09.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.






    Hemen Ara