Esas No: 2022/3634
Karar No: 2022/5356
Karar Tarihi: 21.09.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/3634 Esas 2022/5356 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/3634 E. , 2022/5356 K.Özet:
Dava, ortaklığın giderilmesi davasında davanın kabulüne dair verilen karara karşı yargılamanın yenilenmesi istemine ilişkindir. Davacı, tapu kayıt maliki ... mirasçılarından ...’e dava dilekçesi ve gerekçeli kararın usulüne uygun tebliğ edilmediğini, yargılamanın davalının yokluğunda, bilgisi ve savunması dışında yapılarak hükmün kesinleştirildiğini ileri sürerek yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuştur. Mahkeme, yargılamanın yenilenmesi sebebi HMK 375. maddesinde belirtilen sebeplerden birisine dayalı olmadığı, ayrıca HMK 377. maddesi gereği sürelerin geçmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, ...’e usulüne uygun tebligat yapılmadığından Üsküdar 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/124 Esas- 2000/863 Karar sayılı ilamının ... yönünden kesinleştiği kabul edilemez. Bu nedenle bahsi geçen karara karşı hukuki haklarının zarar gördüğünü düşünen kişiler için temyiz yolu açık olduğundan, davalı ...’nin \"yargılamanın yenilenmesi\" talebi olarak adlandırdığı talebinin Üsküdar Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/124 Esas 2000/ 863 Karar sayılı ilamına karşı temyiz istemi olarak kabul edilerek dosyadaki 26.12.2000 tarihli kesinleşme şerhinin kaldırılmasına karar verildi. Kararda, Tebligat Kanunu'nun 10. ve 35. maddeleri ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddelerine de değinilmiştir.
"İçtihat Metni"
7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
YARGILAMANIN YENİLENMESİNİ
İSTEYEN : ...
DAVALILAR : ... vd.
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 15/01/2014 gününde verilen dilekçe ile yargılamanın yenilenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 17/07/2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi davasında davanın kabulüne dair verilen karara karşı yargılamanın yenilenmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili; Üsküdar 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/124 Esas ve 2000/863 Karar sayılı ilamı ile 2548 ada 13 parselde muris ... adına kayıtlı taşınmazın tapusunun iptali ile davacı ... adına tesciline karar verildiğini ancak tapu kayıt maliki ... mirasçılarından ...’e dava dilekçesi ve gerekçeli kararın usulüne uygun tebliğ edilmediğini, yargılamanın davalının yokluğunda, bilgisi ve savunması dışında yapılarak hükmün kesinleştirildiğini ileri sürerek yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuştur.
Davalılar, ...’e yapılan tebligatların usulüne uygun olduğunu, davadan haberdar olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, yargılamanın yenilenmesi sebebi HMK 375. maddesinde belirtilen sebeplerden birisine dayalı olmadığı, ayrıca HMK 377. maddesinde belirtilen süreler de geçmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
1) Tebligat, bir hukuki işlemin veya durumun ilgilisine bildirilmesi amacıyla yetkili kurum tarafından yazı ve ilan yoluyla yapılan bildirimin belgelenmesi işlemidir. Ancak, yasaya uygun ve geçerli bir tebliğden söz edilebilmesi için, yapılan tebligat işleminin, yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine uygun olması gerekmektedir. Bu şekilde çıkartılan tebligatın teslim alınmasıyla birlikte tebligata konu olan hukuki duruma ilişkin süreler başlar. Nitekim 1086 sayılı HUMK’nın 432. maddesinin birinci fıkrası ve yine 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesinin birinci fıkrasında temyiz kanun yoluna başvuru süresinin kararın tebliği ile başlayacağı hüküm altına alınmıştır.
Somut olayın değerlendirilmesine gelince; Üsküdar Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/124 Esas sayılı dava dosyası incelendiğinde, dava dilekçesinde davalılar ... ve ...’in adresleri " ... " olarak belirtilmesine rağmen, davalı ...’in adresi bağımsız bölüm numarası belirtilmeden " ... " olarak bildirilmiş, ancak bahsedilen davalıların farklı bağımsız bölümlerde ikamet ettikleri belli olduğu halde her üç davalının dava dilekçesi" birlikte torunu/yeğeni/kızı sıfatıyla ... ’’ imzasına, gerekçeli karar tebligatı ise "birlikte sakini gelini/yengesi/eşi sıfatıyla..." imzasına tebliğ edilmiştir. Dava dilekçesi ile gerekçeli kararları tebliğ alan ... ve...’in her üç davalı ile aynı bağımsız bölümde ikamet etmesi hayatın olağan akışına aykırı olup, bu nedenle ...’e yapılan tebligatlar usulsüzdür.
Ne var ki; ... tarafından İstanbul Anadolu 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/19 Esas sayılı dosyası ile yargılamanın yenilenmesi talep edilmiş ise de Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 375. maddesinde belirtilen yargılamanın yenilenmesi sebebi mevcut bulunmayıp bu yönüyle 2014/19 Esas sayılı dosya üzerinden davanın reddine karar verilmesinde uyarsızlık bulunmamaktadır.
Buna karşın, ...’e usulüne uygun tebligat yapılmadığından Üsküdar 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/124 Esas- 2000/863 Karar sayılı ilamının ... yönünden kesinleştiği kabul edilemez. Bu nedenle bahsi geçen karara karşı hukuki haklarının zarar gördüğünü düşünen kişiler için temyiz yolu açık olduğundan, davalı ...’nin "yargılamanın yenilenmesi" talebi olarak adlandırdığı talebinin Üsküdar Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/124 Esas 2000/ 863 Karar sayılı ilamına karşı temyiz istemi olarak kabul edilerek dosyadaki 26.12.2000 tarihli kesinleşme şerhinin kaldırılmasına karar verilmiştir.
2) 7201 sayılı Tebligat Kanununun;
1- "Bilinen Adreste Tebligat" kenar başlıklı 10. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.
Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır."
2-"Adres değiştirmenin bildirilmesi mecburiyeti" kenar başlıklı 35. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, "Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.
Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır." hükümlerine yer verilmiştir.
Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup re’sen yargılamanın her aşamasında göz önünde bulundurulması gerekir. Savunma hakkı, Anayasanın 36. maddesi ile güvence altına alınmış olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesinde de “hukuki dinlenilme hakkı” başlığı altında ayrıca düzenlenmiştir. Hakim, tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. Buna göre hakim iddia ve savunma haklarını kullanabilmeleri için tarafları duruşmaya davetle zorunludur.
O halde mahkemece, ...’e 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun olarak dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilip, savunma ve delilleri toplandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken usulüne uygun taraf teşkili sağlanmadan adı geçenin savunma ve hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı ... vekilinin temyiz isteminin kabulü ile, Üsküdar 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/124 Esas- 2000/863 Karar sayılı dosyasının 26.12.2000 tarihli "kesinleşme şerhinin" KALDIRILMASINA; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı ... vekilinin temyiz isteminin kabulü ile, Üsküdar 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.10.2000 tarih, 1998/124 Esas -2000/863 Karar sayılı hükmünün BOZULMASINA, peşin alınan harcın ilgiliye iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.09.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.