Esas No: 2021/8186
Karar No: 2021/5071
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2021/8186 Esas 2021/5071 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, davalı ... ve ...’e yönelttikleri asıl davada, mirasbırakan babalarından kalan dava dışı 2 ada 168 parsel sayılı taşınmazın dava dışı ...’e satışı, dava konusu 230 ada 30 ve 31 parsel sayılı taşınmazların ise intikallerinin yapılması konusunda dava dışı anneleri ...’e vekaletname verdiklerini, ancak taşınmazların muvazaalı olarak 07.09.2001 tarihinde davalı kardeşleri ...’e satış yoluyla devredildiğini öğrendiklerini, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını, Türkçe bilmeyen ve okuma yazması olmayan vekil annelerinin, dava konusu taşınmazların satışından haberdar olmadığını söylediğini, davalı ...’in de dava konusu taşınmazları vekil tayin ettiği bacanağı dava dışı...eliyle baldızı olan diğer davalı ...’e 30.09.2013 tarihinde satış yoluyla muvazaalı olarak devrettiğini, birleştirilen davanın açılmasından sonra taşınmazı edinen ve akrabalık ilişkisi bulunan davalı ...’nin iyiniyetinden söz edilemeyeceğini, bedeller arasında fahiş fark olup zararlandırıldıklarını, herhangi bir satış bedeli ödenmediğini, mirasçılardan dava dışı...in miras payını 03.04.1985 tarihinde davacılardan ...e satış vaadinde bulunduğunu ileri sürerek, dava konusu 230 ada 30 ve 31 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adlarına ve diğer mirasçılar adına payları oranında tescilini istemişler; davacılar, davalı ...’e yönelttikleri birleştirilen davada; dava konusu 230 ada 30 ve 31 parsel sayılı taşınmazların eşit şekilde bütün mirasçılara ait olması için dava dışı annelerine vekaletname verdiklerini fakat davalı kardeşleri İsrafil’in yaşlı annelerini kandırarak, onun cahilliğinden, okuma yazma, Türkçe dahi bilmeyişinden faydalanarak taşınmazları üzerine aldığını ileri sürerek davalı ... adına olan tapu işlemlerinin iptali ile mağduriyetlerinin giderilmesini istemişler; davacılar vekili aşamalarda, davacıların payları oranında eksik harcı tamamladıklarını, davalılardan İsrafil’in çifte vatandaşlık alma bahanesi ile okuma yazma ve Türkçe bilmeyen annesine aldırdığı vekaletname ile tüm mal varlığını üstüne aldığını, hile yolu ile işlemleri yaptığını, dava dışı vekil ...’nın da kötüniyetli olup, vekalet görevini kötüye kullandığını; istinaf aşamasında verilen gönderme kararından sonra, asıl ve birleştirilen davada vekalet görevinin kötüye kullanılmasına ve hile hukuksal nedenine birlikte dayanıldığını, ama öncelikli olarak vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayanıldığını, vekil anne ...’nın dolaylı da olsa davalı ... ile birlikte hareket ederek vekalet ilişkisini kötüye kullandığını beyan etmiştir.
Asıl ve birleştirilen davada davalı ..., davanın zamanaşımına uğradığını, vekil anneleri ile aynı evde yaşayan davacıların satış işlemini bildiklerini, ancak duydukları husumet nedeniyle eldeki davayı açtıklarını; asıl davada davalı ..., zamanaşımı süresinin geçtiğini, dava konusu taşınmazları davalı ...’den bedeli mukabilinde satın aldığını, satış bedelini kısım kısım davalıya elden ödediğini, ilk açılan ve birleştirilen davadan haberdar olmadığı için kötüniyetten söz edilemeyeceğini, dava konusu taşınmazların komşu parsellerini de satın alıp birleştirerek özel tıp merkezi yapmayı planladıklarını, taşınmazın 300.000 TL bedelle satın alındığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
İlk Derece Mahkemesince, asıl davanın pasif husumet yokluğundan, birleştirilen davanın aktif husumet yokluğundan reddine dair verilen kararın davacılar tarafından istinafı üzerine...Bölge Adliye Mahkemesince, davanın hile ya da vekalet görevinin kötüye kullanılmasına veya her ikisine dayalı olarak açılıp açılmadığının açıklattırılması gereğine değinilerek dosyanın yeniden görülmesi için İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; gönderme kararından sonra yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesince, dava dışı vekil ...’nın iradesinin davalı oğlu İsrafil tarafından hileyle sakatlandığı, vekilin zararlandırma kastıyla hareket ettiğinden ve vekalet görevini kötüye kullandığından söz edilemeyeceği, zira vekilin iradesinin bulunmadığı, hile iddiası bakımından ise vekilin, 2-3 yıl sonra satışı çocuklarına söylediğini ifade etmesi karşısında 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiş; anılan kararın davacılar tarafından istinafı üzerine...Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, dava dışı vekilin zararlandırma kastıyla hareket ettiğinin ispatlanamadığı, hile iddiası bakımından da hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin verilen karar Dairece; “Davacılar tarafından hile ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine birlikte dayanılmış olup, dava dışı vekilin aldatıldığı iddia edilmiş ise de dava tarihi itibariyle sağ ve taraf ehliyetine sahip olan vekilin bu yönde bir davası bulunmadığından davacıların hile hukuksal nedenine dayalı taleplerinin reddi sonuç itibariyle doğrudur. Ancak, vekilin aldatılmış olmasının vekalet görevinin kötüye kullanılması kapsamında olduğu da kuşkusuzdur. Eldeki davada tanık olarak dinlenen dava dışı vekil ...’nın beyanları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiası sabit olup, son kayıt maliki davalı ...’in de, ilk el davalı ...’in eşinin kardeşi olması sebebiyle iyiniyetli sayılamayacağı açıktır. Hal böyle olunca; davacıların, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda asıl davanın vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı olarak kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi ...’in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davalıların yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 1.552,30 TL bakiye temyiz karar harcının temyiz edenlerden alınmasına, 04/10/2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.