Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2020/2612 Esas 2021/2687 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/2612
Karar No: 2021/2687
Karar Tarihi: 14.06.2021

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2020/2612 Esas 2021/2687 Karar Sayılı İlamı

15. Hukuk Dairesi         2020/2612 E.  ,  2021/2687 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



    Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davada alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde taraflar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Asıl ve birleşen dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup asıl dava, taraflar arasında Kızılbey, Yeğenbey, Hitit ve Dikimevi Vergi Daireleri"nin hizmet binalarının muhtelif onarım, tadilat ve imalât işleri ile ilgili davalı iş sahibince yapılan nefaset kesintisi, haksız gecikme cezası, teknik personel cezası, eksik yapılan işler kesintisi ve klima ünitesi kartların değişim bedelinin ödenmemesi ile her dört sözleşme gereği belirtilen vergi daireleri hizmet binalarında sözleşme dışı yapılan ilave işler bedelinin tahsili ve hakedişlerin geç ödenmesi sebebiyle faiz alacağının ödetilmesi istemlerine; birleşen dava ise Kızılbey Vergi Dairesi"yle ilgili iade edilmemesi gerektiği halde iade edilen kesin teminat mektubu bedelinin istirdadı istemine ilişkindir. Asıl davacı - birleşen davalı yüklenici, asıl davalı-birleşen davacı iş sahibidir.
    Asıl davada davacı yüklenici vekili; Ankara’daki 4 vergi dairesi binasının muhtelif işlerinin yapılmasına dair sözleşme uyarınca, işin kararlaştırıldığı şekilde ve süresinde teslim edildiğini ancak idarece haksız şekilde kesintiler yapıldığı ve sözleşme dışı imalat alacağının ödenmediğini belirterek, hakedişlerden yapılan gecikme cezası, teknik personel bulundurmama cezası, nefaset ve klima arızası bedeli kesintilerinin tahsilini, hakedişlerden yapılan eksik imalat kesintilerinin ödenmesini, sözleşme dışı yapılan işlerin bedelinin tahsilini, şimdilik her bir iş için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL talep etmiştir.
    Asıl davalı - birleşen davacı iş sahibi vekili asıl davaya cevabında, işin eksik ve ayıplı yapıldığını, süresinde teslim edilmediğini, kesintilerin yasal olduğunu ve sözleşme dışı imalatın ispatlanamadığını belirterek asıl davanın reddini talep etmiş, birleşen davasında ise işin kesin kabulü yapılmadan kesin teminat mektubunun sehven iade edildiğini, davalıdan geri ödenmesinin istendiğini ancak ödemenin yapılmadığını belirterek 5.190,00 TL"nin iade tarihi olan 21/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; asıl davada davacı yüklenicinin sözleşme dışı işler bedeli olarak davalı idareden KDV hariç 6.943,00 TL alacaklı olduğu ve birleşen davada ise; sehven iade edilen 5.190,00 TL teminat bedelinin Kızılbey Vergi Dairesince idarece belirlenmiş olan eksik işlerin nama ifa suretiyle dava dışı üçüncü kişiye KDV dahil 5.180,00 TL bedelle yaptırılmasına karar verildiği, bu nedenle teminatın irat kaydedileceği anlaşılmakla, asıl dava yönünden davanın kısmen kabulü ile davacının 6.943,00 TL (KDV hariç) sözleşme dışı iş bedel alacağını dava tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, birleşen davada ise, nama ifa yoluyla giderilen 5.180,00 TL işbedelinin dava tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Karar, her iki dava bakımından taraf vekillerince yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre asıl ve birleşen dava bakımından asıl davalı-birleşen davacı iş sahibi vekilinin tüm, asıl davacı-birleşen davalı yüklenici vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2- Yerel mahkemenin karar tarihinde yürürlükte bulunan 2019 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Tebliği’nin 13. maddesine göre; (1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 9 uncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.
    Yukarıda yer verilen açıklamalar karşısında somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece her iki dava kısmen reddedilmiş olup, iş sahibi lehine her iki davada da vekalet ücreti tayin edilmişken, yüklenici lehine hiç vekalet ücreti tayin edilmediği anlaşılmıştır. Asıl dava bakımından yapılan yargılamada davacı 20.000,00 TL talep etmesine rağmen davacının alacak talebi 6.943,00 TL üzerinden kısmen kabul edilmiş olup, bu kısmın kabulü nedeniyle vekille temsil olunan davacı lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca nispi vekâlet ücreti tayin edilmesi gerekirse de, AAÜT Tebliği"nin 13/1 maddesi gereğince kabul edilen alacak miktarı üzerinden hesaplanan nispi vekalet ücreti, maktu vekalet ücreti olan 2.725,00 TL"nin altında kaldığından, yargılamada vekille temsil olunan asıl davacı lehine 2.725,00 TL maktu vekalet ücreti tayin edilmesi gerekirken, yazılı şekilde hükmedilmemesi doğru olmamıştır.
    Birleşen dava bakımından yapılan yargılamada ise, birleşen davacı 5.190,00 TL talep etmişse de mahkemece alacak talebi 5.180,00 TL üzerinden kısmen kabul edilmiş, 10,00 TL üzerinden reddedilmiş olup, birleşen davanın kısmen reddedilmesi nedeniyle vekille temsil olunan birleşen davalı lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca nispi vekâlet ücreti tayin edilmesi gerekirse de, AAÜT Tebliği"nin 13. maddesi gereğince hükmedilecek vekalet ücreti reddedilen miktar olan 10,00 TL’yi geçemeyeceğinden, yargılamada vekille temsil olunan birleşen davalı lehine 10,00 TL vekalet ücreti tayin edilmesi gerekirken hükmedilmemesi de doğru olmamıştır.
    Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekir ise de; yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanması gereken mülga 1086 sayılı HUMK"nın 438/VII. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle asıl davalı-birleşen davacı iş sahibi vekilinin tüm, asıl davacı - birleşen davalı yüklenici vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle vekalet ücreti hakkındaki temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının Asıl dava yönünden; başlığı altına e- bendi olarak “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince; kabul edilen miktar yönünden 2.275,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine," ve Birleşen dava yönünden; başlığı altına e- bendi olarak “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince; red edilen miktar yönünden hesaplanan 10,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine," cümlelerinin eklenmesine, kararın değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı .... İnş. Taah. Ltd. Şti."ne iadesine, davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14.06.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.


















    Hemen Ara