Esas No: 2022/876
Karar No: 2022/5562
Karar Tarihi: 28.09.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/876 Esas 2022/5562 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/876 E. , 2022/5562 K.Özet:
Davacı Hazine vekili, Adana Büyükşehir Belediyesi adına tescil edilen taşınmazın kamu alanında kullanılmak üzere terkin edildiğini ancak yapılan imar uygulamalarının idari yargıda iptal edildiğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuştur. Mahkeme önce kısmen kabul edilmiş ancak Yargıtay tarafından bozulmuştur. Yeniden yapılan yargılamada, dava açılırken davacının haklı olduğu anlaşılmıştır ancak davalı belediyelerin idari işlemleri iptal edilince imar parselleri yolsuz tescil durumuna düşmüştür. Temyiz edilen kararda, vekalet ücreti ve yargılama giderleri ile ilgili düzeltmeler yapılmıştır. Kararda bahsedilen kanun maddeleri 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesi ve TMK'nın 1025. maddesidir.
"İçtihat Metni"
7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : Adana ... vd.
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 19/10/2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 30/09/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı Hazine vekili, 1514 (3065) parsel sayılı taşınmazın 3.818,70 m2'lik kısmının, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu halde Adana Büyükşehir Belediyesi adına ihdasen tescil edilerek, adı geçen belediyece yapılan imar uygulaması sonucu kamu alanında kullanılmak üzere terkin edildiğini, bu ihdas parselinin anılan miktarı üzerine de 4981 ada 2 sayılı imar parselinin oluşturulduğunu; ancak, belirtilen şuyulandırma işleminin ve öncesinde aynı bölgede Seyhan Belediyesince yapılmış olan 37 No'lu imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek tapu iptali ve Hazine adına tescil ile tapu kayıtlarının eski hale iadesinin sağlanmasını istemiştir.
Davalı belediyeler, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 07.05.2014 tarihli, 2014/3116 Esas, 9360 Karar sayılı ilamıyla “...çekişme konusu alanın niteliğinin şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenmediği, 775 sayılı Yasanın 3/2. maddesi uyarınca araştırma yapılarak çekişme konusu alanın Belediyeye devri gereken yerlerden olup olmadığı tespit edildikten sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek karar verilmesi doğru değildir" gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın kabulüne dair verilen karar Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 24.02.2020 tarih, 2017/6104 Esas- 2020/2084 Karar sayılı ilamı ile ‘’...Dava konusu uyuşmazlık, 3194 sayılı Kanunun 18. maddesine eklenen hüküm uyarınca idareye başvuru yoluyla çözülmesi gerektiğinden, imar parselinin kadastral parsele ihyasına yönelik dava konusu talebin, kanun değişikliği nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği...’’ gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmaz davalı ... Belediyesi ve davalı Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından imar uygulamalarına tabi tutulmuş, ancak davalı Belediyeler tarafından yapılan imar uygulamaları İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Böylece, davacının maliki olduğu kadastral parsel üzerinde imar uygulaması ile oluşan imar parsellerinin dayanağı idari işlemin iptal edilmesi nedeniyle sicil dayanaksız kalmış ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca imar parselleri yolsuz tescil durumuna düşmüştür. Her ne kadar mahkemece dava tarihinden sonra gerçekleşen yasa değişikliği nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de; dava, davalı ... Belediyesi ile davalı Adana Büyükşehir Belediyesinin yapmış olduğu idari işlem nedeniyle açılmış olup, davanın açıldığı tarihte kadastral parselin ihyasını talep etmekte haklı olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, davacının davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden söz edilemeyeceğinden ve davacının dava açma tarihinde haklı olduğu göz önüne alındığında, vekalet ücretinden davanın açılmasına sebebiyet veren davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ile dava konusu taşınmazın belediye sınırlarında meydana gelen değişiklik ile davalı ... Belediyesi sınırlarına dahil olan davalı ... Belediyesi sorumlu tutulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki; anılan bu husus kararın bozulmasını gerektirmekte ise de yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK'nun 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının;
1) Dördüncü bendinin çıkarılarak yerine ‘’ Davacı tarafından yapılan 2.229,00 TL yargılama giderinin davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ile davalı ... Belediyesinden alınarak davacıya verilmesine’’ ibaresinin eklenmesine,
2) Beşinci bendini çıkarılarak yerine ‘’ Davalı ... Belediyesi tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına’’ ibaresinin eklenmesine,
3) Altıncı bendini çıkarılarak yerine ‘’ Davalı Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına’’ ibaresini eklenmesine,
4) Sekizinci bendinin çıkarılarak yerine ‘’ Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 4.080,00TL vekalet ücretinin davalı Adana Büyükşehir Belediyesi ile davalı ... Belediyesinden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine" ibaresinin eklenmesine, hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.09.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.