Esas No: 2022/985
Karar No: 2022/5744
Karar Tarihi: 03.10.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/985 Esas 2022/5744 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/985 E. , 2022/5744 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10/12/2013 tarihinde verilen dilekçeyle tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 22/09/2017 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalı ... ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından talep edilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf talebinin reddine dair verilen kararın davalı ... vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
KARAR
Dava satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede ise tazminat istemlerine ilişkindir.
Davacı vekilli,579 parsel sayılı taşınmazdaki ... adına kayıtlı 8500 m² hisseden 1.000 m²'lik hisseyi ...'dan 31/05/1989 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile ...'in satın aldığını bu yeri satış vaadi sözleşmesi ile ...'ya satıldığını, ...'nun ise bu yeri satış vaadi sözleşmesiyle davacı ...'a bedelini alarak satmayı vaat ettiğini, davalı ...'un 1000 m2 yeri gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile alan kişilere daha sonra devretme amacıyla davalı ...'e tapuda devrettiğini, davalı ...'ın 26/04/2012 tarihli yazılı belge ile bu hususu kabul ve taahhüt etmesine rağmen 1000 m2'lik yerin tapusunu davacıya devretmediğini belirterek davaya konu 1000 m2'lik yerin davalı ... adına olan tapusunun iptali ile davacı adına tesciline, terditli olarak taşınmazın rayiç değerinin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekil; müvekkilinin dava konusu taşınmazda bulunan bir kısım hisseyi ...'dan satın aldığını, satış bedelini de ödediğini, tapu işlemleri öncesinde dayatılan belgenin imzalattırıldığını, parayı önceden alan satıcının taahhütname imzalatmadan tapuyu vermeyeceğini söylediğini, parasını iade alamadığını, davaya dayanak yapılan satış vaadi sözleşmesinin 31/05/1989 tarihinde yapıldığını, bu tarihten sonra infazı için herhangi bir müracaat yapılmadığını, sözleşme tarihinden sonra 13 yıl geçtiğini, sözleşme içeriğinin gerçeğe uygun olmadığını, kişisel hak niteliğinde olan taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin icrasının mümkün olduğu tarihten itibaren 10 yıl içinde yasal yollara başvurulmaması zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
Davalı ..., dahili davalılar ... ve ... ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçelerinde, davalı ...’a satış vaadi sözleşmesiyle satılması vaat edilen 1000 m²’lik yerin fiilen de teslim edildiğini, davalı ... ve davacının da dava konusu yeri kullandığını, davalı ...’ın 2013 yılında davacının kullanımını zorla sona erdirdiğini, tapu işlemlerindeki zorunluluk sebebiyle davaya konu yerin de emaneten davalı ...’a tapuda devredildiğini, 26.04.2012 tarihli taahhütnameyle davalı ...’ın da bunu kabul ettiğini, taahhütname uyarınca davacıya yönelik bir sorumluluklarının kalmadığını, devir ve bedel sorumluluğunun davalı ...’a geçtiğini belirterek kendi aleyhlerine açılan davanın reddini savunmuşlardır.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabülü ile; davacı vekilinin dava konusu taşınmaza ilişkin tapu iptal ve tescil talebinin reddine, davalı ... için açılan sebepsiz zenginleşme davasının kabülü ile; 130.000,00TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, diğer davalılar açısından açılan davanın reddine dair verilen karar verilmesi üzerine davalı ... vekili ve davacı vekili de katılma yoluyla istinaf talebinde bulunmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Gaziosmanpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22/09/2017 tarih ve 2013/720 Esas 2017/386 sayılı Kararının kaldırılmasına, davalılar ..., ..., ..., ..., ... yönünden davanın pasif husumet nedeni ile reddine, davalı ... yönünden ifa olanağı bulunmadığından tapu iptal ve tescil talebinin reddine, davalı ... yönünden, satış vaadi sözleşmesinin ifa imkansızlığı nedeni ile davacının ödediği 130.000,00TL bedelin satış vaadi borçlusu davalı ...'dan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili, davalı ... Soylu, katılma yoluyla davalı ... vekili temyizi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 01.10.2019 tarih ve 2018/5536 Esas- 2019/6056 Karar sayılı ilamı ile davalı ...’ın iyiniyetli malik olmadığı kabul edildiğinden sözleşmenin yerine getirilememesi sebebiyle sorumlu tutulması gerekir. Yerel mahkemece bu doğrultuda karar verilmişken, Bölge Adliye Mahkemesince davalı ... vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar verilmesinin doğru görülmediği belirtilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince bozma ilamına uyularak, davalı ... vekili ve katılma yoluyla da davacı vekilinin istinaf istemlerinin esastan reddine dair karar verilmiştir. Hükmün, davalı ... vekili tarafından temyizi üzerine 14. Hukuk Dairesinin 25/02/2021 gün ve 2020/4109 Esas - 2021/1288 Karar sayılı ilamı ile uyulan bozma ilamında yer alan açıklamalar dikkate alınarak ve işin esasına girilerek, uyuşmazlığı sona erdirecek, infaza elverişli bir karar tesis edilmesi gerekirken, yok hükmündeki yerel mahkeme kararına hayatiyet verilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru görülmediği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince bozma ilamına uyularak, davalı ... ve davacı ... vekillerinin istinaf başvuru taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine, davacının terditli talebinin kabulü ile 130.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'den alınarak davacıya ödenmesine, diğer davalılara karşı açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili ve davalı ... vekili temyiz etmişlerdir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı ... vekilinin tüm davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf incelemesi duruşmalı olarak yapıldığından kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmemiş ve bu husus kararın bozulmasını gerektirmiş ise de yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK’nın 370/2. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı ... vekilinin tüm davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 22.09.2021 tarih ve 2021/2135 Esas, 2021/2172 Karar sayılı hükme “12-İstinaf incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesinin bozma kararı üzerine duruşmalı yapıldığından istinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin İkinci Kısım İkinci Bölümünün 17/1 maddesi uyarınca kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine taktir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı ...'den tahsili ile davacıya ödenmesine,” bendinin eklenmesine hükmün DÜZELTİLMİŞ ve DEĞİŞTİRİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, dosyanın ilgili BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 03.10.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.