Esas No: 2021/7755
Karar No: 2022/5730
Karar Tarihi: 03.10.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/7755 Esas 2022/5730 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/7755 E. , 2022/5730 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı-karşı davalı vekili tarafından, davalı-karşı davacılar aleyhine 09.03.2015 gününde verilen dilekçe asıl davada elatmanın önlenmesi ve ecrimisil, karşı davada tapu iptali ve tescil talebi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07.04.2021 tarihli karar ile tavzih talebinin reddine dair verilen 06.05.2021 tarihli ek kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Asıl dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil, karşı dava tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı-karşı davalı vekili, dava konusu 164 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davacıya ait olduğunu, davalının söz konusu taşınmaza müdahalesinin bulunduğunu açıklayarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık toplam 2.000,00 TL ecrimisil bedelinin davalıdan tahsili isteğinde bulunmuş, yargılama devam ederken talebini 7.365,00 TL üzerinden ıslah etmiştir.
Davalı-karşı davacı; dava konusu taşınmazın önceki maliki ... ... ...’in ... ve beyanı ile müvekkilinin taşınmaz üzerinde dükkan yaptığını, karşılığında bir miktar para verdiğini, önceki malik ile davacının ortak çalıştığını, davacının icra satışı ile malik olduğunu, tarafların tamirhane yerini ölçmek suretiyle müvekkiline teslim ettiğini, bedelin ödendiğini ve 15 yıldan önce inşaa edilen tamirhanenin bu güne kadar aynı şekilde çalıştırıldığını belirterek asıl davanın reddi ile inşaat yerinin muhik bir tazminat karşılığında tapusunun iptali ve müvekkili adına tapuya kayıt edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen ilk kararın davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 01.10.2019 tarihli kararıyla davalı-karşı davacı vekilinin elatmanın önlenmesinin kabulüne ve karşı davanın reddine ilişkin temyiz itirazları reddedilmiş, hükmedilen ecrimisile yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile; hükme esas alınan bilirkişi raporunda denetime elverişli emsal kira bedelleri karşılaştırılmadığı gibi, taşınmazın 2015 yılı için yıllık ecrimisil gelirinin 1.695,22 TL olduğu tespit edilmiş, ecrimisil hesaplamasında, ilk dönem ecrimisil tutarının belirlenip, sonraki dönemler için ecrimisil değerinin, ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere hesaplanması gerekirken, geriye dönük olarak hesaplama yapılmış olması doğru olmadığından bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak davanın kabulüne, davalı ... ...'in dava konusu 164 ada 1 parsel sayılı taşınmaza fen bilirkişisinin 11/03/2016 tarihli raporu ve 18/05/2016 tarihli ek raporu ile ekli krokisinde 1500 m2'lik alana ve bu alan içerisinde A harfi ile gösterilen 49,68 m2'lik kısım ile B harfi ile gösterilen 38,76 m2'lik kısmına elatmasının önlenmesine, her ne kadar 06/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda ecrimisil bedeli 10.827,82 TL tespit edilmişse de usuli müktesep hak gereği 7.365,00 TL ecrimisil bedelinin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Hükme karşı davacı vekili tarafından tavzih talebinde bulunulmuş, mahkemece 06/05/2021 tarihinde verilen ek karar ile tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.
Asıl kararı taraf vekilleri; ek kararı ise davacı vekili temyiz etmiştir.
1) Akseki Asliye Hukuk Mahkemesinin 06/05/2021 tarihli, davacı vekilinin tavzih talebinin reddine ilişkin ek kararının kaldırılmasına karar verilmiş, asıl karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine geçilmiştir.
2)Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı-karşı davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
3) Davacı- karşı davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Hükmün hangi hususları kapsayacağı 6100 sayılı HMK’nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Ayrıca hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu biçim, yargıda açıklık ve kesinlik prensibinin gereğidir. Aksi hal; yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır, hükmün amacına ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz.
Bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini ve ifa kabiliyetini yitirir.
Bu nedenle; bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hüküm yeni bir hükümdür. Bozmaya uyularak tesis edilen hükmün, davanın taraflarının tüm taleplerini karşılar şekilde yeniden yazılması gerekir. Mahkemece bu husus gözetilmeden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 297. maddesine aykırı şekilde, karşı dava hakkında bozma ilamından sonra hüküm tekrarı ile yeniden bir hüküm kurulmaması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki; asıl davada iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden, davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu, böyle bir davada, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 120. maddesi ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın, el atılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil toplamından ibaret olacağı (04.03.1953 tarihli ve 10/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) ve belirlenen bu değer üzerinden 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 26, 27, 28, 30 ve 32 maddelerinde öngörüldüğü şekilde işlemlerin yerine getirilerek gerekli olan harcın alınacağı tartışmasızdır.
Mahkemece elatılan taşınmazın değeri 67.500,00 TL olarak tespit edilmiş, yargılama devam ederken davacı tarafça 7.366,00 TL ecrimisil bedeli de eklenmek suretiyle toplam 74.865,00 TL üzerinden eksik harç ikmal edilmiştir. Hal böyle olunca; mahkemece, elatılan yerin değeri ile hükmedilen ecrimisil tutarı toplamı üzerinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı-karşı davalı yararına nispi vekalet ücretinin hesaplanması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle Akseki Asliye Hukuk Mahkemesinin 06/05/2021 tarihli ek kararının KALDIRILMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı- karşı davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.