Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4340 Esas 2022/5769 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/4340
Karar No: 2022/5769
Karar Tarihi: 04.10.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4340 Esas 2022/5769 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir davada, davacı tarafından ecrimisil alacağına dayalı icra takibine yapılan itirazın iptali talebiyle dava açılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmiştir. Ayrıca, icra inkar tazminatına ilişkin karar da verilmiştir. Ancak, Yargıtayca yapılan incelemede, icra inkar tazminatının kabulüne dair hükümde yanılgılı değerlendirme yapıldığı gerekçesiyle karar bozulmuştur. İcra inkar tazminatı açısından, alacağın likit ve muayyen olması gerektiği, miktarının belirlenebilmesi için yargılamayı gerektirmemesi gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle, hüküm bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- 2004 sayılı İcra İflas Kanunu, Madde 67
- 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, Madde 428 (Geçici 3. Madde yollamasıyla)
- 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, Madde 440/I
7. Hukuk Dairesi         2021/4340 E.  ,  2022/5769 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 01/03/2016 gününde verilen dilekçe ile ecrimisil alacağından kaynaklanan icra takibine itirazın iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 15/06/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin satın aldığı dava konusu taşınmazın davalı tarafından işgal edildiğini, ecrimisil alacağı için yapılan icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini belirterek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatı talep etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde, alacağın kira ilişkisinden kaynaklanmadığını belirterek görev itirazında bulunmuş, taşınmazın 18.01.2012 tarihinde boşaltıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Sulh hukuk mahkemesince verilen görevsizlik kararı kesinleştikten sonra, süresi içinde yapılan talep üzerine dosya asliye hukuk mahkemesine gönderilmiş, mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne, 52.757,48 TL üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına, 52.757,48 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava, ecrimisil alacağına dayalı icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
    1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına göre, Mahkemece mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğinden ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığından, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2-Davalı vekilinin icra inkâr tazminatına ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
    2004 sayılı İcra İflas Kanununun 67. maddesi hükmüne göre; itirazın iptaline karar verilmesi halinde alacaklı taraf yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklı tarafın haklılığının tespit edilmiş olması yeterli olmayıp alacağın da likit ve muayyen, başka bir deyişle taraflarca önceden belirlenmiş veya basit bir işlemle hesaplanabilecek nitelikte olması, miktarının belirlenebilmesi için yargılamayı gerektirmemesi gerekir.
    Diğer yandan ecrimisil, hukuken haklı ve geçerli bir nedene dayanmaksızın başkasına ait taşınmazı kullanan kişinin, taşınmaz malikine ödemesi gerekli olan, en azı kira, en çoğu mahrum kalınan gelir kaybı olan haksız işgal tazminatıdır. Haksız fiil alacağı niteliğindeki ecrimisilin varlığı ve miktarı alınan bilirkişi raporu ve yapılan yargılama neticesinde belirlenebilir.
    Somut olayda davacı, taraflar arasında daha önce görülerek kesinleşmiş ecrimisil davasından yola çıkarak icra takibine konu ecrimisil bedelinin belirlenebilir, dolayısıyla alacağın likit olduğunu belirtmiş ise de, önceki döneme ilişkin ecrimisil davası henüz kesinleşmeden dava konusu icra takibi yapılmıştır.
    Hal böyle olunca, yasal düzenleme ve uygulama bu şekilde iken, somut olayda icra takibine ve incelenen itirazın iptali davasına konu edilen alacağın likit ya da muayyen olduğunu, bu miktarın yargılama yapılmaksızın basit bir hesaplama işlemiyle tespit edilebilir nitelikte olduğunu kabul etme olanağı bulunmamaktadır. Bu sebeple icra inkâr tazminatının reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde kabulüne dair hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE; 2. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, taraflarca HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 04.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara