Esas No: 2021/7286
Karar No: 2022/8294
Karar Tarihi: 27.09.2022
Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2021/7286 Esas 2022/8294 Karar Sayılı İlamı
9. Ceza Dairesi 2021/7286 E. , 2022/8294 K.Özet:
Sanık, çocuğun nitelikli cinsel istismar suçundan mahkum edilmiştir. Ancak, sağlık raporları arasında çelişki olduğu ve mağdurenin suç tarihinde on beş yaşından küçük olduğunun belirlenmemesi nedeniyle Adli Tıp Kurumu 1. Üst Kuruluna sevk edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, sanık hakkında TCK'nın 103/6. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekilmiş ve eksik araştırma nedeniyle yazılı şekilde hüküm kurulduğu ifade edilmiştir. Son olarak, sanığın eyleminin takibi şikayete bağlı zincirleme şekilde reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğu, şikayet tarihinin geçmesi nedeniyle kamu davasının düşmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri: TCK'nın 73/1, 103/6 ve 104/1, 5320 sayılı Kanunun 8/1, 1412 sayılı CMUK'nın 321 ve 326. maddeleridir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı
HÜKÜM : Eylem reşit olmayanla cinsel ilişki kabul edilerek bu suçtan mahkumiyetine
İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
Adana Devlet Hastanesinden alınan 18.03.2014 günlü sağlık kurulu raporunda mağdurenin kemik yaşının nüfus kaydı ile uyumlu olduğunun belirtilmesinin ardından İstanbul Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunca hazırlanan 29.04.2015 günlü raporda mağdurenin olay tarihinde on üç yaşını bitirmiş olup, on dört yaşı içerisinde bulunduğu ve henüz on dört yaşını bitirmediğinin kabulünün uygun olacağının ifade edilmesi karşısında, mevcut raporlar arasında çelişki olduğu gözetilerek mağdurenin dava dosyasıyla birlikte İstanbul Adli Tıp Kurumu 1. Üst Kuruluna sevk edilip, suç tarihindeki yaşı belirlenip mağdurenin suç tarihinde on beş yaşından küçük olduğunun tespiti halinde Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı tarafından düzenlenen 02.05.2013 tarihli raporda mağdurenin olaydan dolayı ruh sağlığının bozulmadığının belirtilmesi, İstanbul Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulundan alınan 29.09.2014 günlü raporda ise mağdurede ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede Travma Sonrası Stres Bozukluğu denilen psikiyatrik bozukluğun tespit edilip, ruh sağlığının bozulduğunun ifade edilmesi karşısında mevcut raporlar arasında da çelişki olduğu gözetilerek, anılan eylem sebebiyle mağdurenin ruh sağlığının bozulup bozulmadığı hususunda Adli Tıp Kurumu 1. Üst Kurulundan nihaî rapor alınmasından sonra sanık hakkında TCK'nın 103/6. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun değerlendirilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre de;
Sanığın kabul edilen eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 104/1. maddesinde düzenlenen takibi şikayete bağlı zincirleme şekilde reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğu ve son cinsel ilişkinin 2012 yılı Mart ayı içerisinde gerçekleştiğinin anlaşılması karşısında, şikayet tarihi olan 08.11.2012 gününe kadar aynı Kanunun 73/1. maddesinde düzenlenen altı aylık kanuni şikayet süresinin geçtiği gözetilerek sanık hakkındaki kamu davasının düşmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321 ve 326. maddeleri gereğince BOZULMASINA, 27.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.