Esas No: 2021/8122
Karar No: 2022/5784
Karar Tarihi: 04.10.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/8122 Esas 2022/5784 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/8122 E. , 2022/5784 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 30/01/2013 gününde verilen dilekçe ile vasiyetnamenin iptali ve terditli tenkis istenmesi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 11/11/2020 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili ve davalı vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 04/10/2022 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Av. ... ... ... ile davalı vekili Av. ... .... Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Açık duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
1.DAVA
1.1. Davacılar vekili, tarafların kardeş olduğunu, ortak mirasbırakan anneleri ... ...’ın Sivas 1. Noterliğinin 20.08.2004 tarih 15490 yevmiye sayılı vasiyetname ile bütün malvarlığını davalıya bıraktığını, murisin vasiyetnameyi yapmaktaki amacının ikinci eşine mal bırakmamak olduğunu, iradesinin tüm malvarlığını davalıya bırakmak olmadığını bu nedenle vasiyetnamenin iptalinin gerektiğini belirterek öncelikle vasiyetnamenin iptalini terditli tenkis istemiştir.
2.CEVAP
2.1. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
3. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
3.1. İlk derece mahkemesinin davanın kabulüne, vasiyetnamenin iptaline dair verdiği kararın Yargıtay 3. Hukuk Dairesince bozulması üzerine bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir. Davanın reddine dair verilen karar, Yargıtay 3. Hukuk Dairesince bozulmuştur. İlk derece mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
4.TEMYİZ
4.1. Davalı vekili, kararı temyiz etmiş; davacılar vekili ise kararı, duruşma istemiyle temyiz etmiştir.
4.2 Temyiz Nedenleri
4.2.1. Davacılar vekili, vasiyetnamenin iptali davasının kabulünün gerektiğini, yanılmaya dayandıklarını, murisin asıl amacının o sırada evli bulunduğu ikinci eşine mal bırakmamak olduğunu, bütün malvarlığını davalıya bırakmak olmadığını, belirtilen nedenle vasiyetnamenin iptalinin gerektiğini, tenkis talepleri yönünden de mahkemenin tereke kapsamını kendiliğinden araştırmasının gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
4.2.2. Davalı vekili, yanılma olmadığından vasiyetnamenin iptali davasının reddedildiği ve saklı payı zedeleme kastı olmadığından tenkis davasının reddedildiği şeklinde düzeltilerek onanmasını istemiştir.
5.YARGITAY KARARI
5.1. Dava, vasiyetnamenin iptali uygun görülmezse terditli tenkis talebine ilişkindir.
5.2. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
5.3. Saklı payları zedeleyen vasiyetnameler, kayıtsız koşulsuz tenkise tabidir (TMK md. 519).
5.4. Tenkis davası, mirasbırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası karşılıksız kazandırmaların yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır.
5.5. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür. Tereke mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu mameleki kıymetler ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Mirasbırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin üç aylık geçim giderleri, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tespit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekir (TMK. md. 565). Mirasbırakanın, TMK’nun 564. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez.
5.6. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK’nun 565. maddesinin 1, 2 ve 3 fıkrasında gösterilenler) tenkis uygulanırken TMK’nun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek, davalı saklı paylı mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan saklı paydan fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa, davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa TMK'nın 563. maddesinde yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir.
5.7. Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde, TMK’nun 564. maddesi uyarınca tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (sabit tenkis oranı) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olmayacağı araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse, bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir.
5.8. Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde, sözü geçen 564. maddedeki tercih ... gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan, diğer bir anlatımla davalının tercih ... doğmadan, bu hakkın kullanılması söz konusu olamaz. Buna bağlı olarak daha önce bir tercihten söz edilmiş olsa bile bu tercih sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmalı ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı uyarınca süratle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir.
5.9. Somut olayda ise; mahkemece yukarıda belirtilen tenkis ilkeleri gözönünde bulundurulmadan ve bozma ilamına uyulmasına karşın bozma gerekleri yerine getirilmeden, terekenin aktifi ve pasifi ile değerleri tespit edilmeden hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Tenkis davalarında tereke mevcudunun (temlik içi-temlik dışı) mahkemece resen araştırılması zorunludur.
5.10. O halde mahkemece, davacıların tenkis talebi yönünden yukarıdaki sıra ve yöntem izlenmek suretiyle gerekli işlemlerin yapılması sonrasında, alanında uzman tenkis bilirkişisinden rapor alınması suretiyle hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşma vekalet ücreti 8.400,00 TL davalıdan alınarak davacılara verilmesine, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.