Esas No: 2022/1426
Karar No: 2022/5770
Karar Tarihi: 04.10.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/1426 Esas 2022/5770 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/1426 E. , 2022/5770 K.Özet:
Davacı vekili, ortaklığın giderilmesi davasında, 1393 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki zeytin ağaçlarının davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar, taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların dedelerinden kaldığını ve babaları tarafından dikildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, davacının talebini kabul etmiş, ancak davalıların temyizi sonrasında Yargıtay hüküm bozmuştur. Dava konusu taşınmaz üzerindeki ağaçların davacı tarafından kendi nam ve hesabına dikildiği ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle hüküm bozulmuştur. Davacı vekili yalnızca vekalet ücreti ile ilgili temyiz itirazlarına yönelmiştir. Mahkeme, müddeabih esas alınarak hesaplanması gereken nispi karar, ilam harcı, yargılama giderleri ve vekalet ücreti hesaplarının, davalının payı veya elbirliği mülkiyetindeki miras payına göre belirlenmesi gerektiğini belirtmiştir. Mahkemece, davalıların payına isabet eden vekalet ücretinin hatalı hesaplandığı gerekçesiyle hüküm düzeltilerek onanmıştır.
Kanun maddeleri:
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 326/2. maddesi
- 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7. maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.09.2015 gününde verilen dilekçe ile muhdesatın tespiti talebi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 09.11.2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili dava dilekçesinde, ortaklığın giderilmesi davasına konu olan 1393 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan zeytin ağaçlarının davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... ve Selma ayrı ayrı sundukları cevap dilekçesinde, taşınmaz üzerinde bulunan bir kısım ağaçların dedelerinden kaldığını, kalanının da babaları tarafından dikildiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, davalı ... vekilince temyiz edilmiş, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince, hüküm harç eksikliği nedeniyle bozulmuştur. Eksik harç tamamlanarak mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, davalılar vekilince temyiz edilmiş, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince, dava konusu taşınmaz üzerindeki ağaçların davacı tarafından kendi nam ve hesabına dikildiği ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle hüküm bozulmuş, bozmaya uyan mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, muhdesatın davacı tarafından meydana getirildiğinin tespiti isteğine ilişkindir.
1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Muhdesatın tespiti davalarında davanın konusu (müddeabih) davalıların payına isabet eden muhdesat değeri (zemin bedeli hariç) olup; yargılama sonucunda hüküm altına alınacak nispi karar ve ilam harcının, yargılama giderlerinin ve taraflar yararına takdir edilecek vekalet ücretlerinin iş bu müddeabih esas alınarak hesaplanması gerekir.
Ayrıca, az yukarıda açıklanan esaslar dikkate alınarak yargılama sonucunda hüküm altına alınacak nispi karar ve ilam harcından, aynı şekilde 6100 sayılı HMK'nın 326/2. maddesi uyarınca hesaplanacak yargılama giderinden ve davacı (veya davalı) yararına takdir edilecek vekalet ücretinden, davalının, dava konusu taşınmazın tapuda paylı mülkiyet şeklinde kayıtlı olması halinde tapudaki payı, elbirliği mülkiyetinin söz konusu olması halinde ise, miras payı göz önünde bulundurularak sorumlu tutulmaları gerekir.
Somut olayda, dava konusu taşınmazda, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre, davacı tarafından dikildiği iddia edilen ağaçların toplam değeri 200.000 TL olup davalıların toplam payı olan 2/3’ü 133.333,33 TL'dir. Bu miktar üzerinden davalılar lehine hükmedilmesi gereken vekalet ücreti 16.616,67 TL iken, mahkemece 22.450 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir. O halde, mahkemece yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Ne var ki bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün, 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, yerel mahkeme hükmünün 5. bendinde yer alan "22.450 TL" ifadesinin hüküm fıkrasından çıkartılmasına, yerine "16.616,67 TL" ifadesinin yazılmasına, hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 438/7. fıkrası gereğince DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
04.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.