Esas No: 2021/2119
Karar No: 2022/5776
Karar Tarihi: 04.10.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/2119 Esas 2022/5776 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/2119 E. , 2022/5776 K.Özet:
Davacılar, murislerinin banka hesabındaki parayı davalı ve annesinin payıyla birlikte üçlü müşterek hesaba aktardığını ve daha sonra davalı tarafından miras paylarına düşen kısmın uhdesine geçirildiğini belirterek mirasta denkleştirme talebinde bulundular. İlk derece mahkemesi davanın kabulüne, davalı vekili ise hak düşürücü süre ve zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi gerektiğini savundu. Mahkeme, müşterek hesaplardaki payların eşit olduğunu, davalının payından fazla çektiği miktar kadar diğer mirasçılara karşı sorumlu olduğunu belirterek davanın kabulüne karar verdi. Dava, istinaf sonucu esastan reddedildi ve davalı vekili temyiz etti. Yargıtay, davacılar tarafından davalıya zorla alınan payın ispatlanamadığından hükmün yanılgılı değerlendirmeyle verildiğine hükmederek hükmü bozdu.
Kanun maddeleri: TMK'nın 669. maddesi. Mirasta denkleştirme için muristen karşılıksız olarak alınan mal ve kıymetlerin geri alınarak miras taksiminde tereke içerisinde yer alması gerektiği belirtilir. Yasal mirasçılar, mahsupen elde ettikleri sağlararası karşılıksız kazandırmaları denkleştirmek için terekeye geri vermekle yükümlüdür. Altsoy dışındaki yasal mirasçılara yapılan kazandırmalarda ise miras payına mahsup edilmek üzere hareket edilmediği yönünde bir karine vardır. Müşterek hesaplardan paranın çekilmesi durumunda payların eşit olduğu ve sorumluluğun payından fazla çekilen miktarla sınırlı olduğu belirtilir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Uşak 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 25/01/2016 tarihinde verilen dilekçeyle mirasta denkleştirme talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05/07/2018 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından talep edilmiştir. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 04/10/2022 günü için yapılan tebligat üzerine taraflardan gelen olmadı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra iş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Dava, mirasta denkleştirme istemine ilişkindir.
Davacılar murisleri ...’un 26.01.2015 tarihinde vefat ettiğini, murisin sağlığında Uşak Denizbank Çarşı Şubesi hesabında bulunan parayı davalı ..., davacılardan murisin sağ kalan eşi ... ile muris ... adına açılan üç kişilik müşterek hesaba aktardığını, murisin hastanede yattığı ocak ayı içerisinde ise bu hesabın kapatılıp tüm bakiyenin davalı ... ve davacı ... adına açılan müşterek hesaba aktarıldığını, murisin vefatından sonra ise iki kişilik müşterek hesaba çevrilen paranın 626.000 TL’ye ulaştığını, davalının ve annesinin payını da uhdesine geçirdiğini, TMK 669 vd. maddesi uyarınca davalının aldığı 626.000 TL’den davacıların hisselerine düşen 156.500 TL olmak üzere toplamda 469.500 TL’nin mirasta denkleştirme hükümleri gereğince, davalının parayı uhdesine geçirdiği tarihten itibaren yasal faizi ile alınarak terekeye veya mirasçıların hisseleri oranında ayrı ayrı iade etmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili, davanın hak düşürücü süre ve zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, dava konusu banka hesaplarından çekilen paranın müşterek hesap olması nedeniyle ... ile davalıya yarı yarıya ödendiğini, miras payına mahsuben elde edilen karşılıksız bir kazandırma bulunmadığından bahisle davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince; murisin Denizbank Uşak Şubesi'ndeki 11/07/2014 tarihinde 591.161,00 TL üzerinden kapattığı 3294993 nolu hesabındaki paraları kendisinin kasadan nakit olarak yatırdığının, murisin hesabının kapatıldığı gün ..., ... ve ... adına 590.000,00 TL üzerinden 9792084 nolu 3 ay vadeli hesap açıldığının ve bu hesabın 14/01/2015 tarihinde 615.320,01 TL olarak kapatıldığının, aynı gün ... ve ... adına 11435718 nolu 600.000,00 TL’lik 6 ay vadeli hesap açıldığının ve hesabın vade sonu olan 14/07/2015 tarihinde 626.183,01 TL olarak kapatıldığının anlaşıldığı, dinlenen tanık anlatımlarından ve davalının 23/07/2015 ve 27/07/2015 tarihlerinde iki ayrı hesapta toplam 500.000,00 TL’lik vadeli hesap açmasından ... ile birlikte çektikleri paranın tamamını davalının aldığının anlaşıldığı, davalının bir yandan paranın kaynağının kendisi olduğunu belirtirken öte yandan ...’un parasını almadığını beyan etmesinin de çelişkili olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı tarafından alınan 626.000,00 TL’den davacıların miras paylarına düşen kısmının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine dair karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Mirasta denkleştirme mirasçıların murisin sağlığında muristen karşılıksız olarak aldığı mal ve kıymetlerin geri alınarak miras taksiminde tereke içerisinde yer almasıdır. TMK’nın 669. maddesi gereğince “Yasal mirasçılar, mirasbırakandan miras paylarına mahsuben elde ettikleri sağlararası karşılıksız kazandırmaları, denleştirmeyi sağlamak için terekeye geri vermekle birbirlerine karşı yükümlüdürler. Mirasbırakanın çeyiz veya kuruluş sermayesi vermek ya da bir malvarlığını devretmek veya borçtan kurtarmak ve benzerleri gibi karşılık almaksızın altsoyuna yapmış olduğu kazandırmalar, aksi mirasbırakan tarafından açıkça belirtilmiş olmadıkça denleştirmeye tabidir.” Altsoy dışındaki yasal mirasçılara yapılan kazandırmalarda ise miras payına mahsup edilmek üzere hareket edilmediği yönünde bir karine vardır. Bu karinenin aksinin davacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir.
Murisin sağlığında karşılıksız olarak yaptığı kazanımı elde eden yasal mirasçılara karşı dava açılabilir.
Müşterek hesaptaki paylar aksi iddia edilip kanıtlanmadıkça birbirine eşittir. Zira, para müşterek hesaba yatırıldığına ve pay bakımından bir anlaşma bulunmadığına göre mülkiyetin yarı yarıya olmak üzere hak sahiplerine ait olması gerekir. Müşterek hesap birden fazla kişiye aitse mudilerden birinin ölümü halinde, aksine sözleşme yoksa, hesaptaki paralar eşit paylara bölünecek ve hayatta kalan mudiye kendi payı ödenebilecektir. Ortak hesabın taraflarından her biri bankadan para çekerken, payına göre kendi adına, payından fazlası için diğer hesap sahibinin vekili olarak hareket etmekte olup, payından fazla çektiği miktarda diğer hak sahibine karşı borçlu durumuna girer. Davalı, mirasbırakanın ölümünden önce hesaptaki paradan çekmiş olduğu tutar ile ölümünden sonra çekmiş olduğu tutardan payından fazla çektiği miktar kadar diğer mirasçılara karşı sorumludur.
Somut uyuşmazlıkta, davacılar tamamını murisin birikimini oluşturduğu iddia olunan davalı ... ile davacı ... arasında bulunan ortak hesaplardaki paranın tümünü davalı ...'in uhdesine geçirmesi suretiyle miras payından fazla kazanç elde ettiğini belirterek banka hesabından çekilen paranın denkleştirmeye tabi olmasını talep etmişlerdir. Dava konusu 11435718-352 no'lu müşterek hesaptaki 626.183,01 TL’nin, 14.07.2015 tarihinde müşterekler ... ve ...’un ödeme aldıklarına dair imzalı belgeyle ödenerek kapatıldığı anlaşılmıştır. Her ne kadar ilk derece mahkemesince tanık beyanları esas alınmak suretiyle müşterek hesaptaki paranın davacı ...’ya ödentikten sonra davalı ... tarafından alındığı kabul edilerek karar verilse de, banka kayıtlarında hesaptaki paranın yarısının davacı ...’ya ödenerek imzasın alınması karşısında, yazılı belgeye karşı, davacı ...’nın payına düşen miktarın, davalı tarafından kendi uhdesine geçirildiği tanık beyanlarıyla sübut ettiği söylenemez. Dolayısıyla davacı ...’nın payının davalı ... tarafından zorla alındığı ispatlanamadığından, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 04.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.