Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/2086 Esas 2022/5803 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/2086
Karar No: 2022/5803
Karar Tarihi: 05.10.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/2086 Esas 2022/5803 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı Hazine vekili, devletin hüküm ve tasarrufu altında olan 62 parsel numaralı taşınmazın davalılar adına tespit edildiğini öne sürerek tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkeme kısmen kabul kararı vermiş ve 62 numaralı parsele ait tapulama tutanağının iptaline karar vererek 163,500 metrekarelik kısmının mera olarak, 16,000 metrekarelik kısmının ise davalılar adına tesciline hükmetmiştir. Davalılar vekili, temyiz talebinde bulunmuş ancak daha sonra vazgeçmiştir. Bu kararın ardından davalı ... vekili işin esasına yönelik temyiz itirazlarında bulunmuş, ancak hatalı tebligat nedeniyle mahkemenin kararı usul ve yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle ek karar kaldırılarak asıl karar onanmıştır. Kanun maddelerine göre, tebligat yapılacak şahsın bilinen en son adresinde yapılması gerektiği ancak adresin tebligata elverişli olmadığı durumlarda muhatabın adres kayıt sistemindeki adresinin tebligat için kullanılabileceği belirtilmiştir. Adresini değiştiren birinin yenisini kaza merciine bildirmesi gerektiği ve bildirmediği durumlarda tebliğin eski adrese yapıştırılabilmesi öngörülmektedir.
7. Hukuk Dairesi         2022/2086 E.  ,  2022/5803 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27/01/1997 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 20/12/2000 günlü hükmün bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, mahkemece 10/04/2014 tarihli ek karar ile temyiz talebinden vazgeçilmiş sayılmasına dair verilen ek kararın Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R
    Davacı Hazine vekili Batman ili, Çineri Köyü 62 parsel numaralı taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğu halde davalılar adına tespit gördüğünü ileri sürerek 62 numaralı parselin tapusunun iptali ile Hazine adına tescilini talep etmiştir.
    Mahkemece 20.12.2000 tarihli ilam ile davanın kısmen kabulüne, 62 nolu parsele ait tapulama tutanağının iptaline, 62 nolu parselin 163.500,00 metrekarelik kısmının mera olarak taşınmaz mallar özel siciline yazılmasına, 16.000.00 metrekarelik kısmının ise davalılar adına tesciline karar verilmiştir.
    Davalılar vekili tarafından 04.11.2002 tarihinde karar temyiz edilmiştir.
    Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 16.06.2003 tarih, 2003/4313 Esas-5004 Karar sayılı ilamı ile ilgisi nedeniyle ...’ye ait mirasçılık belgesi ile dava konusu taşınmaza komşu 67 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıtlarının eksikliği nedeniyle dosyanın mahalline iade edildiği, 12.11.2013 tarihinde davacı Hazine vekilinin tavzih talebinde bulunduğu, 25.02.2014 tarihinde mahkeme tarafından "...’ye ait mirasçılık belgesinin muhtıranın tebliğinden itiraben 7 günlük kesin sürede yetki belgesi talep edilmesi ya da mirasçılık belgesinin sunulması aksi takdirde temyiz isteminden vazgeçilmiş sayılacağına" dair muhtıra çıkarıldığı ve davalılar vekiline 10.03.2014 tarihinde tebliğ edildiği, 12.03.2014 tarihinde davalılar vekilinin vekillikten çekildiklerini bildirdikleri anlaşılmaktadır.
    Mahkemece 21.03.2014 tarihinde hem davalılar vekilinin çekilme dilekçesinin hem de kesin süreye dair muhtıranın "Çineri Köyü/Batman" adresine tebliğe çıkarıldığı, 01.04.2014 tarihinde tebligatın ...’ye bizzat, diğer davalılar adına da köy muhtarı ... ...’ya tebliğ edildiği, 10.04.2014 tarihli ek karar ile de davalıların temyiz talebinden vazgeçmiş sayılmalarına karar verildiği görülmüştür.
    Ek karar ve asıl karar davalı ... vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
    7201 Tebligat Kanununda 6099 sayılı Kanun ile yapılan ve 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik uyarınca; "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır." (m. 10)
    Tebligat Kanununun değişik 21/2. maddesi gereğince; "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır."
    Aynı Kanunun 35. maddesi gereğince; "Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır." (m. 35/1)
    "Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır." (m. 35/2;)
    Somut olayda; yargılama sırasında davalılara tebliğe çıkarılan dava dilekçesi, duruşma tutanakları, gerekçeli kararların "Çineri Köyü/Batman" adresine tebliğe çıkarıldığı, her üç davalının da Almanya’da yaşadıkları belirtilerek tebligatlar iade edilmesine rağmen mahkemece kesin süre içeren muhtıra tebligatının da "Çineri Köyü/Batman" adresine tebliğ edilmiş olması hatalıdır.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle 10.04.2014 tarihli ek kararın kaldırılarak davalı ... vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine geçildi;
    Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun kararın onanması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle mahkemenin 10.04.2013 tarihli ek kararının KALDIRILMASINA,
    20.12.2000 tarih, 1997/38 Esas-2000/789 Karar sayılı ilamının ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.10.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.








    Hemen Ara