Esas No: 2019/2357
Karar No: 2020/2831
Karar Tarihi: 29.06.2020
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2019/2357 Esas 2020/2831 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde geçen çalışmalarının 2098-3395 sayılı Yasa"ya tabi çalışmalar olduğunun tespitine, emeklilik sırasında itibari hizmetinin değerlendirilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, bozma üzerine ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalılardan Kurum ile ...Matbaacılık Ve Tic. Ltd.Şti. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
KARAR
Dava, davacının 23/08/1993-31/12/1999 tarihleri arasında davalı ... Etiket AŞ ;11/02/2000-27/01/2011 tarihleri arası davalı ... Matb.Ltd.Şti. işyerinde geçen çalışmalarında itibari hizmet süresinin tespiti istemine ilişkindir. Dairemizin 25/02/2016 tarihli ve 15/03/2018 tarihli ilamları ile hüküm fıkrasında çelişki oluşturulduğu ve verilen kararın yeterince açık ve anlaşılır olmadığı gerekçesiyle kararın bozulduğu ,mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan 18/12/2014 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında davacının 23/08/1993-31/12/1999 ve 11/02/2000-27/01/2011 tarihleri arasındaki çalışmalarının 506 sayılı yasanın Ek 5 maddesi kapsamında geçmiş sayılması gerektiği belirtilmektedir. Rapor içeriğinde ve tabloda ise itibari hizmet süresine esas prim ödeme gün sayısı olarak tespit edilen 5387 günün 23/08/1993-31/12/1999 ve 11/02/2000-01/10/2008 tarihleri arasındaki süre olduğu görülmektedir. Buna göre mahkemece hükümde, davacının 5387 günlük çalışmasının itibari hizmet kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtildiği halde aynı zamanda 11/02/2000-27/01/2011 tarihleri arasındaki çalışmalarının 506 sayılı yasanın Ek 5 maddesi kapsamında olduğu şeklinde hüküm kurulması hangi tarihe kadar istemin kabul edildiğini anlaşılmaz duruma getirmektedir. Bununla birlikte, davalı işyerleri söz konusu ek 5. maddeyi 01/10/2008 günü itibariyle ilga eden 5510 sayılı Kanunun aynı tarihte yürürlüğe giren “Fiili hizmet süresi zammı” başlıklı 40. maddesine göre fiili hizmet zammından faydalanacak iş yerlerinden olmadığı için, davacının 01/10/2008 tarihinden sonraki çalışmalarının itibari hizmet kapsamında olduğunun değerlendirilmesi zaten mümkün değildir. Öte yandan,bir davanın birden fazla kişi tarafından veya birden çok kişi aleyhine açılabilmesi için aynı tarafta yer alanlar arasında hukuksal bir bağlantının bulunması gerekmektedir ve bu bağlantının karşılığı “dava arkadaşlığı”dır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 57. maddesinde ihtiyari dava arkadaşlığı düzenlenmiş olup maddede, davacılar veya davalılar arasında dava konusu hak veya borcun, elbirliği ile mülkiyet dışındaki bir sebeple ortak olması, ortak bir işlemle hepsinin yararına bir hak doğmuş olması veya kendilerinin bu şekilde yükümlülük altına girmeleri, davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olması durumlarında birden çok kişinin birlikte dava açabilecekleri gibi aleyhlerine de birlikte dava açılabileceği belirtilmiş, 59. maddede de maddi hukuka göre, bir hakkın birden fazla kimse tarafından kullanılması veya birden fazla kimseye karşı birlikte ileri sürülmesi ve tamamı hakkında tek hüküm verilmesi gereken hallerde, zorunlu dava arkadaşlığının bulunduğu açıklanmıştır. Sigortalının birden çok farklı işverenlere karşı tek hizmet tespiti davası açabilmesi, işverenler arasında dava arkadaşlığı bulunmadığından olanaksız olup nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09.05.2007 gün ve 2007/21-255 Esas - 2007/260 Karar, 08.07.2009 gün ve 2009/21-286 Esas - 2009/328 Karar sayılı ilamlarında da aynı yaklaşım benimsenmiştir. Somut olayda ise, davacının birden fazla işveren aleyhine dava açtığı anlaşılmakla; davalılar arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunup bulunmadığı araştırılmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur. Davalılar arasında dava arkadaşlığını gerektirecek hukuki ve fiili bir bağ bulunup bulunmadığı mahkemece araştırılmalı ve bulunmadığı anlaşılır ise davalılar yönünden dava tefrik edilmelidir. Ayrıca,basım işyerindeki çalışma koşulları nedeniyle itibari hizmet süresinden yararlanabilmek için, yasada öngörülen iki koşulun birlikte gerçekleştiğinin belirlenmesi gereklidir. Bunlardan birinci koşul, sigortalının basım ve gazetecilik işyerinde çalışmış olmasıdır. İkinci koşul ise, yine aynı maddenin II. Alt bendinin (a-f) işaretli alt bentlerinde yazılı fiziksel dış etkenlerden birinin olayda ayrıca gerçekleşmiş bulunmasıdır. Davalı ... Etiket San ve Tic AŞ’nin plastik mamulleri üretim işinden kanun kapsamına alındığı,ticaret sicil kayıtlarında şirketin konusunun her türlü baskı işleri,her türlü ambalaj üretimi için kağıt,karton, metalize karton,metal,plastik basım,kesimi,her türlü lamine yapıştırma işi, ambalaj üretimi ile ilgili basım,basım öncesi hazırlık,kesim,yapıştırma makineleri ile bunlara ait parçaların alım satım imali olarak gösterildiği,mahkemece iş yerinde basım ve gazetecilik adına herhangi bir faaliyette bulunup bulunulmadığının araştırılmadığı anlaşılmaktadır. Basım işyerinin mevkute çıkarmaya yönelik olarak faaliyet göstermesi gerektiğinden, ambalaj veya etiket basımı yapan iş yerinin yasa kapsamında kabul edilemeyeceği göz önünde bulundurularak davalı iş yerinin 506 sayılı Kanunun Ek 5’inci maddesinde belirtilen itibari hizmet süresinden yararlanılabilecek iş kollarına girip girmediği araştırılmalıdır. Kabule göre ise; 506 sayılı Yasanın Ek 5. maddesinin 3. fıkrasının “… Fiilen çalışılmış güne eklenecek itibari hizmet günü sayısının bulunmasında (Çalışılan gün sayısı x 0,25) formülü uygulanır.” hükmü gereği, kurulan hükümde, kabul edilen dönemler yönünden işveren tarafından bildirilen çalışma gün sayısı ve buna isabet eden itibari hizmet gün sayısının açık ve net olarak belirtilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekili ve davalı ... Tic Ltd Şti vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan ... Matbaacılık Ve Tic. Ltd.Şti."ye iadesine 29/06/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.