Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/1067 Esas 2022/5915 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1067
Karar No: 2022/5915
Karar Tarihi: 11.10.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/1067 Esas 2022/5915 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2021/1067 E.  ,  2022/5915 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 25/04/2018 tarihinde verilen dilekçeyle elatmanın önlenmesi ve kal talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 16/05/2019 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından talep edilmiştir. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince davalılar vekilinin istinaf talebinin reddine, davacılar vekilinin talebinin kabulü ile davanın kabulüne dair verilen kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 11/10/2022 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Av. ... ile karşı taraftan davacılar vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Açık duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    KARAR
    Dava, mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi ve kal istemlerine ilişkindir.
    Davacı vekili, 182 ada 3 parsel nolu taşınmazın maliki olduğunu, davalıların murisinin davaya konu taşınmazın 1000 m2'lik kısmına bina yapmak suretiyle müdahelede bulunduğunu, bu konuda ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesine 1998/274 Esas sayılı dosya ile müdahalenin men'ine ve binanın kal'ine karar verildiğini, dosyanın Yargıtaydan onandığını, mahkeme kararında müdahale kısmının yanlış yazılması nedeniyle bu kararın uygulanmadığını belirterek müdahelenin men'ine ve yapıların kal'ine, karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin dava konusu taşınmazda haksız işgalci olduklarının kabulü ile murislerin dava dışı-eski kayıt maliki ...'a ödediği satış bedelilinin güncel tutarı ve iyi niyetle inşa edilen bina bedeli kendilerine iade edilmeden taşınmazdan menlerinin istenilmesi haksız ve istismar amaçlı olduğunu, TMK. 994 madde uyarınca hapis hakkını defi olarak ileri sürmekte olduklarını, İmar Kanunun 18/9 madde gereği binalarının bedeli ödenmedikçe buradaki zilyetliklerinin haksız olduğundan bahsedilemeyeceğini ve haksız işgal tazminatı ile sorumlu tutulmaları mümkün olmadığını, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne,182 ada 3 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi ... ...'ın 18/02/2019 tarihli raporu ve Ek-6 krokisinde B, C, D, D1, E, F ve G harfleri ile gösterilen kısımlara davalılar tarafından yapılan elatmanın önlenmesine, bu kısım üzerindeki ev ve müştemilatların kal'ine , A harfi ile gösterilen kısım yönünden açılan davanın reddine karar verilmiştir.
    Davacılar vekili ve davalılar vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, davalılar vekilinin istinaf talebinin reddine, davacılar vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/05/2019 tarih ve 2018/120 Esas, 2019/170 sayılı Kararın HMK'nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın kabulüne, davacılar adına hisseli olarak kayıtlı olan dava konusu 182 ada 3 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi ... ...'ın 18/02/2019 tarihli raporu ve Ek-6 krokisinde B, C , D, D1, E, F ve G harfleri ile gösterilen kısımların davalılar tarafından yapılan elatmanın önlenmesi, bu kısım üzerindeki ev ve müştemilatların kal'ine, davalı tarafın temliken tescil talebinin reddine karar verilmiştir.
    Hükmü duruşmalı olarak davalılar vekili temyiz etmiştir.
    1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2-Davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
    6100 sayılı HMK’nın 353/b-2 maddesinde, “Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında duruşma yapılmadan karar verilir.” 359/2 maddesinde, “Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükümlerine yer verilmiştir.
    İstinaf mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu kanısına varırsa, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verir. (HMK. m. 353/b-1).
    İstinaf mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararındaki maddi hataların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi yaparak (HMK. m. 360, m. 183) aynı kararı verir; yani istinaf başvurusunun esastan reddine karar verir (Karş: İYUK m. 45/3, c.2).
    İstinaf mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulmadığı takdirde, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verir. Bu halde, istinaf mahkemesi aşağıdaki kararları verebilir;
    a) İlk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın esası hakkında yeniden karar verilmesi,
    b) İlk derece mahkemesi kararının düzeltilmesi ve davanın esası hakkında karar verilmesi (Prof. Dr. Baki Kuru, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku, Ekim 2016 s. 698).
    Öte yandan, HMK’nın “Yargılama Giderlerinin Kapsamı” başlıklı 323. maddesinde, karar ve ilam harçları yargılama giderleri arasında sayılmış, “Yargılama Giderlerinden Sorumluluk” başlıklı 326. maddesinde, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği düzenlenmiştir.
    492 sayılı Harçlar Kanununa ekli (I) sayılı tarifenin yargı harçları başlığını taşıyan kısmında, konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden tarifede gösterilen oranda nispi karar ve ilam harcı alınacağı, Bölge Adliye Mahkemelerinin tasdik veya işin esasını hüküm altına aldığı kararları içinde bu oranda karar ve ilam harcı alınacağı hükme bağlanmış ve aynı kanunun 16. madde düzenlenmesi ile de temyize konu kararla ilgili davanın nispi harca tabi olacağı öngörülmüştür.
    Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 28/09/2018 tarih, 2018/2 Esas, 2018/8 sayılı Kararının gerekçesinde ise; düzelterek onamanın yargılama giderlerinden olan onama harcı bakımından bozma kararı niteliğinde olması, aslında bozulması gereken bir kararın, bozma sebebinin yeniden yargılamayı gerektirmeyecek mahiyette görülmesi nedeniyle yasanın verdiği takdir yetkisine istinaden onanmasına karar verilmesi, bunun yanında onama kararlarında harç alınacağına yönelik yasal bir düzenleme bulunmaması karşısında, düzelterek onama kararlarında onama harcı alınmayacağı görüşü benimsenmiştir.
    Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince;
    Dava konusu kararda Bölge Adliye Mahkemesi davalı tarafın istinaf talebini reddine, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vererek ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak yeniden hüküm kurmuş, ilk derece mahkemesi gibi işin esası ile ilgili hüküm oluşturarak davacının davası kabul edilmiş ve hüküm altına alınan miktar üzerinden nispi harcın davalılardan alınarak Hazineye ödenmesine karar verilmiştir. Kararda ikili değerlendirme yapılarak,davalı vekilinin istinaf telebinin reddine karar verdikten sonra da davalı tarafın istinaf talebi kabul edilmediği gerekçesiyle sanki ilk derece mahkemesi kararı doğru ve geçerliymiş gibi, başka bir ifadeyle ilk derece mahkemesi kararı tasdik edilmiş gibi karar ve ilam harcı miktarı kadar, mükerrer olacak şekilde istinaf harcının davalıdan alınmasına karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesi kararı tasdik edilmediği için istinaf harcına hükmedilmesi mümkün değildir.
    Bölge Adliye Mahkemesi tasdik etmediği bir karar için istinaf harcı alamaz.
    Taraflardan birisinin istinaf talebinin kabulü ve yeniden hüküm kurulması işlemi, aslında başlı başına bir istinaf yargılaması işlemidir. Bölge Adliye Mahkemesi bu aşamada işin esası ile ilgili hüküm verdiğinden, hüküm altına alınan miktar üzerinden nispi harca hükmedilmeli ve ayrıca hükmün başka bir bölümünde istinaf yargılamasına yönelik mükerrer ve çelişkili hüküm kurulmamalıdır.
    Bölge Adliye Mahkemesi bu kararıyla hem ilk derece mahkemesi sıfatıyla hüküm altına aldığı miktar üzerinden nispi karar ve ilam harcına hükmetmekte, hem de ilk derece mahkemesi kararını doğru bularak tasdik etmiş gibi mükerrer harç almaktadır.
    Bu açıklamalar doğrultusunda, bölge adliye mahkemesi tarafından davalıdan mükerrer harç alınmasına karar verilmesi doğru görülmemiş ve bu husus kararın bozulmasını gerektirmiş ise de yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK’nın 370/2. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davalılar vekilinin temyiz itirazının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından verilen hükmün “A-2 bendinin” tamamının hükümden çıkartılmasına, hükmün DÜZELTİLMİŞ ve DEĞİŞTİRİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, 8.400,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, dosyanın ilgili BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ DAİRESİNE, kararın bir örneğinin İLK DERECE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, 11.10.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.






    Hemen Ara