Esas No: 2022/2342
Karar No: 2022/6107
Karar Tarihi: 20.10.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/2342 Esas 2022/6107 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/2342 E. , 2022/6107 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 13.09.2014 gününde verilen dilekçeyle komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat talebi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 02/11/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle; süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava; komşuluk hukukundan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili özetle; komşu 34 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki davalı Bakanlı'ğa ait istinat duvarı drenaj borularından sızan suların, müvekkillerinin müşterek murisleri adına kayıtlı "ev ve bahçe" nitelikli, 4639 m2 yüzölçümlü taşınmazdaki evde çatlaklara neden olduğunu, bu yüzden evde oturulamadığını, ağaçların da zarar gördüğünü, tespit dosyası üzerinden alınan raporda da zararlarının tespit edildiğini beyan ederek; şimdilik 6.000,00 TL, maddi zararın davalı idareye başvuruda bulunulan 02.06.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tazminini talep etmiştir.
Davacı vekili 23.03.2016 tarihli harçlandırılmış ıslah dilekçesiyle; eski hale getirme bedeli olarak 353.711,68 TL, yapı maliyetleri olarak 135.442,47 TL ve zirai zarar olarak 25.332,20 TL, olmak üzere toplam 514.486,35 TL. tazminatın davalı idareye başvuruda bulunulan 02.06.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep etmek suretiyle davasını ıslah etmiştir.
Mahkemece yapılan ilk yargılama neticesinde; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm; taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Yapılan temyiz incelemesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 11.09.2018 gün ve 2016/15582 E. - 2018/5451 K. sayılı bozma ilamı ile; "...Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz. Ancak, davacının zararın artmasında kusuru varsa, tazminat miktarı 6098 sayılı TBK'nın 52. maddesine göre indirilmeli veya tamamen ortadan kaldırılmalıdır. TMK'nın 730 ve 737. maddelerinden ... sorumluluk kusura bağlı bir sorumluluk olmadığından, davalının kusursuz olması tazminat miktarının düşürülmesinde etkili olamaz. Ayrıca uzun zaman sonra doğacak muhtemel zararlar için mülkiyet hakkının kısıtlanması, mülkiyetin genel kurallarınave bizzat TMK'nın 737. maddesi hükmüne ters düşer.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davalı ... Bakanlığının vekilinin temyiz itirazlarına gelince; öncelikle davacı 23 sayılı parsele sınır komşusu olan davalı 34 sayılı parselin tapu kaydı getirtilerek ve 34 sayılı parsel içerisindeki istinat duvarının 41,66 m2'lik kısmı davacı parsele tecavüzlü olduğu istinat duvarının diğer kısımlarının 34 numaralı parsel içerisinde kaldığı uyuşmazlık konusu olmadığına göre istinat duvarının yeniden yapım masraflarının hüküm altına alınması doğru değildir. Mahkemece, bilirkişilerden ek rapor alınarak ya da aralarında ziraat mühendisi, inşaat mühendisi ve jeoloji mühendisi olmak üzere oluşturulacak üç uzman teknik bilirkişi aracılığı ile yeniden keşif yapılmak suretiyle (HMK'nın 266-279. maddeleri gereğince) davalı ... arazisinden kaynaklanan ve zarar veren su sızıntısı nedeniyle zararın giderilmesi için alınması gereken önlemlerin neler olduğu konusunda denetim ve infaza elverişli ayrıntılı rapor alınarak zarar tehlikesi ortadan kaldırılmalı, zararın önlenmesi için gereken tüm önlemler bilirkişiye açıklatılarak zarar tehlikesini giderecek bu önlemler alınmak suretiyle muarazanın giderilmesine karar verilmesi ve HMK'nın 297. maddesine uygun hüküm kurulması gerekir. Ayrıca davacılara ait yapılarda meydana gelen hasar ve değeri ilgili olarak keşifte dinlenen tanık beyanına göre dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan evlerin altından su çıktığı beyan edilmiş olmasına göre ve davacıların yapılarının istinat duvarı dışı etkenlerden kaynaklanan hatalı imalat niteliği olup olmadığı arazinin jeolojik yapısından da kaynaklanan hususların araştırılarak davacıların 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 52. maddesi gereğince müterafik kusurunun bulunup bulunmadığının araştırılması, hasar bedelinden kusur oranının düşürülmesi, ayrıca ziraat bilirkişi raporuna göre davacıların arazisinde bulunan ağaçların bir kısmının ileride zarar görme ihtimali olduğu gözetilmeden tüm ağaçlar yönünden tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş, bu sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir..." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyan mahkemece yapılan yargılama sonunda;
" ... Davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, eski hale getirme ve istinat duvarı bedeli 68.508,20 TL, zarar gören ağaç bedeli 3.314,00 TL, yapı hasar bedeli 134.821,36 TL olmak üzere toplam 206.643,56 TL'nin dava tarihi olan 03/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara payları oranında verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Davacılar kendini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ne göre hesaplanan 22.915,05 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Davalı kendini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ne göre hesaplanan 29.999,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine..." karar verilmiştir,
Hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Karar tarihinde yürürlükte olan 20.11.2021 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 2021 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/3. maddesi; "Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez." hükmünü içermektedir. Anılan hüküm karşısında; mahkemece davacılar yararına 22.915,05 TL avukatlık ücretine hükmedildikten sonra, davacılar lehine verilen vekalet ücretini aşacak şekilde reddedilen kısım yönünden davalı yararına 29.999,00 TL vekalet ücreti takdir edilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi hükmün bozulmasını gerektirmiş ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/7. maddesi uyarınca hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle mahkeme kararının hüküm bölümünün (6) numaralı bendinin hükümden çıkarılarak yerine aynen, “Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddolunan kısım için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/3. maddesi dikkate alınarak hesaplanan 22.915,05 TL vekalet ücretinin davacılardan müteselsilen alınarak davalıya verilmesine" cümlesinin yazılmasına, kararın DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 20/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.