Esas No: 2022/1889
Karar No: 2022/6089
Karar Tarihi: 20.10.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/1889 Esas 2022/6089 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/1889 E. , 2022/6089 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 16/04/2013 gününde verilen dilekçe ile geçit ... istenmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 28/12/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
I. DAVA
Davacı, davalı ... ile kardeş olduklarını, davalı adına kayıtlı 219 parsel sayılı taşınmazı davalı ile birlikte dava dışı 3. kişiden satın aldıklarını ve üzerine ikiz villa yaptıklarını, inşaat bedelini birlikte karşıladıklarını, kendi adına kayıtlı 217 ve 218 parsel sayılı taşınmazların ise bahçe olarak kullanılmak amacıyla satın alındığını, 219 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ikiz villa inşaatının 1997 yılında tamamlandığını, davalı ile aralarında yaptıkları anlaşma sonucunda 221 parsel sayılı taşınmaza bakan villanın davalıya, 152 parsel sayılı taşınmaza bakan villanın kendisine ait olacağını kararlaştırdıklarını ileri sürerek kendi kullanımında olan villanın bulunduğu alanın ifraz edilerek TMK’nin 724. maddesi uyarınca temliken tescile, olmadığı takdirde bina ve zorunlu kullanım alanındaki ağaçların dava tarihindeki değeri üzerinden tazminat olarak davalıdan tahsiline, ayrıca davalıya ait 219 sayılı parselden adına kayıtlı 217 ve 218 parsel sayılı taşınmazlar yararına geçit ... kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin 22.03.2016 tarihli ve 2013/595 Esas, 2016/947 sayılı Kararıyla; davanın reddine hükmedilmiş, kararın temyizi üzerine;
2. 14. Hukuk Dairesi, 25.03.2019 gün ve 2016/16294 Esas, 2019/2672 Karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 15.09.2020 tarih ve 2019/3239 Esas, 2020/4958 Karar sayılı ilamında; davacının dava dilekçesinde, ikiz villanın kapsadığı yerin temliken tescilini talep ederken celsede taşınmazın tamamının 1/2 pay olarak adına tescilini istemesi davasını açıklamak/aydınlatmak olarak değerlendirmek gerekirken ıslah olarak nitelendirmenin doğru olmadığı açıklanmıştır. Kararda davacının taleplerinden açıkça feragat edip etmediğini sorması ve beyanlarının sarih bir şekilde tutanağa yazılması gerektiği izah edilerek, gerekçesi ile hüküm fıkrasının da çelişkili olduğu belirtilmiştir. Daire; Mahkemece, davacının talebine konu yerin ifraz kabiliyetini, ilgili idari birimlerden sormak yerine fen bilirkişisinden görüş alması ve bu görüşe itibarla da hüküm kurmasını ayrıca hatalı bulmuştur.
3.Kararda davacının dayandığı temliken tescil koşullarının gerçekleştiği mahkemenin de kabulünde iken usulen ilgili idari birimden ifraz edilip edilemeyeceği de sorulmalı, ifrazın mümkün olmaması halinde ise tazminat ve davanın diğer bir talebi olan geçit tesisi talepleri hakkında karar vermesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın tümüyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenlerle bozulduğu izah edilmiştir.
4. Davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile 14. Hukuk Dairesinin, 25.03.2019 gün ve 2016/16294 Esas, 2019/2672 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına ve hükmün belirtilen gerekçe ile bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesi, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle;
1.Mahkemece dava konusu taşınmazın temlikken tescil talebinin reddine karar verilmiş iken taşınmazın bölünebilmesinin mümkün olduğu kanaatiyle, yeniden keşif yapılmaksızın verilen yerel mahkeme kararının hatalı olduğunu,
2.Taleplerine aykırı olarak dava konusu taşınmaza komşu 217 ve 218 parsellerdeki mülkiyetin değerlendirilmediği, bu açıdan bilirkişi raporu alınmadığından, eksik incelemeye dayanarak hüküm kurulduğu,
3.Yerel mahkemece tazminat talebi kabul edilmişse de dava konusu taşınmaz değerinin davanın neticelenmesine en yakın tarihte hesaplanmasının yapılarak değerlendirilmeye tabi tutulması gerekirken 19.12.2014 tarihinde alınan bilirkişi raporu dikkate alınarak, tazminat miktarının belirlenmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğu,
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle;
Geçit hakkına ilişkin kararının hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun, “Zorunlu geçit” başlıklı 747 nci maddesi şöyledir:
“Taşınmazından genel yola çıkmak için yeterli geçidi bulunmayan malik, tam bir bedel karşılığında bir geçit ... tanınmasını komşularından isteyebilir.
Bu hak, ilk önce kendisinden bu geçidin istenmesi önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun düşen komşuya karşı ve daha sonra bundan en az zarar görecek olana karşı kullanılır.
Zorunlu geçit iki tarafın menfaati gözetilerek belirlenir.”
2. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Davalı temyiz itirazı yönünden yapılan incelemede;
2.Bilindiği üzere, bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit ... verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “Mutlak geçit ihtiyacı” veya “Geçit yoksunluğu”, ikincisine de “Nispi geçit ihtiyacı” ya da “Geçit yetersizliği” denilmektedir.
3.Geçit irtifak ... tarafların anlaşmasıyla mahkeme dışında sözleşmeyle kurulabileceği gibi (akti irtifak), yükümlü taşınmaz malikinin irtifak tesisi borcunu yerine getirmekten kaçınması veya tarafların hakkın kurulmasına ilişkin şartların gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda ihtilafa düşmeleri hallerinde mahkeme kararı ile de kurulabilir.
4.4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit ... taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak ... olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
5.Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
6. Geçit ... kurulması davalarında amaç, genel yola bağlantısı olmayan taşınmazların yolla bağlantısının sağlanmasıdır. Bundan dolayı, geçit kurulurken ihtiyaç içinde olan taşınmaz kesintisiz olarak genel yola bağlanmalıdır. Buna uygulamada “Kesintisizlik ilkesi” denilir.
7.Geçit ... bir gayrimenkul mükellefiyeti olduğundan lehine geçit istenen davacı parselleri ayrı ayrı bağımsız olarak değerlendirilmeli, dava konusu her bir parsel yararına geçit hakkının başladığı yerden ulaştığı genel yola kadar olan güzergahtaki aleyhine geçit kurulan tüm parseller ayrı ayrı belirtilmelidir. Davacıya ait parseller arasında da kesintisiz bağlantının gerçekleştirilmesi için hükmen her bir davacı parseli ile devamındaki davacı parselleri arasında kesintisiz olarak ulaşımı sağlayacak şekilde geçit kurulmalıdır.
8. Mahkemece, geçit davalarında uygulanan kesintisizlik ilkesi gereğince bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle davacının lehine geçit istediği her bir taşınmaz için bağımsız olarak genel yola bağlantı kurulacak şekilde geçit ... kurulması gerekir. Buna göre geçit ... talep edilen davacıya ait taşınmazlar arasında akti irtifak kurulmalıdır.
9.Mahkemece 217 ve 218 parseller lehine 219 numaralı parsel üzerinden geçit irtifakı tesis edilmişse de 217 numaralı parsel lehine 218 parsel üzerinden akdi irtifak kurulmadan kesintisizlik ilkesine aykırı hüküm kurulmuştur.
10. Ayrıca fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereği yüzölçümü daha büyük taşınmazdan geçit irtifakı tesis edilmesi gerekirken ve çevrede yola ulaşımı sağlayacak daha büyük taşınmazlar bulunduğu halde alternatifler değerlendirilmeden 219 numaralı parsel üzerinden geçit ... kurulması uygun görülmemiş bu sebeple hüküm bozulmuştur.
VI. SONUÇ
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2.(2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9 ve 10) No'lu bentlerde açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.10.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.