Esas No: 2022/2827
Karar No: 2022/6139
Karar Tarihi: 24.10.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/2827 Esas 2022/6139 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/2827 E. , 2022/6139 K.Özet:
Davacı, 213 ada 5 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satışı yoluyla giderilmesi için dava açmıştır. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiş ve satış bedelinin %13'ünün davalı ... ...'ya verilmesine, geri kalan kısmın taraflara pay oranlarına göre dağıtılmasına karar vermiştir. Ancak, davalıların muhdesat iddiasında bulunması üzerine muhdesat aidiyetinin tespitine yönelik dava açılması için süre verilmiş ve bu konuda karar verilmiştir. Mahkeme, muhdesat aidiyetinin tespiti dikkate alınmadan karar verdiği için hüküm BOZULMUŞTUR.
Kanun Maddeleri:
- HMK'nın 165. maddesi (Paylaştırma Davası Süreci)
- Satış Yoluyla Ortaklığın Giderilmesi Davalarında Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17/04/2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09/03/2022 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili ve kayyım tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi talebine ilişkindir.
Davacı, 213 ada 5 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın davalı ... (kendi adına asaleten ... ...'ya vasi olarak) temyizi üzerine Dairemizin 19.10.2016 tarihli ve 2016/7172 Esas, 2016/8541 Karar sayılı ilamı ile "...dava konusu 213 ada 5 parsel sayılı taşınmazın elbirliği halindeki maliklerinden olan davalı ... ...'nın Osmancık Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/312- 497 E. K. sayılı kararıyla kısıtlandığı, 02.02.2012 tarihli ek kararla dava konusu taşınmazın elbirliği halindeki maliklerinden davalı ...'nın vasi olarak atandığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, niteliği gereği çift taraflı olan ortaklığın giderilmesi davasında kısıtlı-davalı ... ...'yı, kendisi de davalı olan vasi ...'nın aralarında menfaat çatışması olduğundan temsil edemeyeceği, kısıtlıyı davada temsil etmesi için kayyım atanması ve taraf teşkilinin bu şekilde sağlandıktan sonra işin esasına girilmesinin gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir..." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda dava konusu 213 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine, satıştan elde edilebilecek bedelin %13 oranının muhdesat bedeli olarak davalı ... ... 'ya verilmesine, kalan %87'nin dosyadaki tapu kayıtları ve mirasçılık belgeleri doğrultusunda taraflara verilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekili ve kayyım temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Somut olayda; davalıların yargılama sırasında muhdesat iddiasında bulunması üzerine mahkemece muhdesat aidiyetinin tespiti davası açılması için süre verilmiş olup, Osmancık Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/116 Esas sayılı dosyası ile 01.02.2018 tarihinde muhdesat aidiyetinin tespiti davası muhdesat iddiasında bulunan ..., ... ve ... ... tarafından ...’ya karşı açılmış, bu davada 213 ada 5 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 2 katlı yığma 90,00 metrekarelik yapının davacılar murisi ... ... tarafından meydana getirildiğinden davacıların hisse payı oranında tespitine, davacı ...’nın ağaçların tespitine yönelik talebinin feragat nedeni ile reddine, davacının samanlığın tespitine yönelik talebinin de reddine 21.01.2021 tarihinde karar verilmiştir. Tarafların kararı istinaf etmemesi üzerine 30.03.2021 tarihinde hüküm kesinleşmiştir.
Mahkemece eldeki ortaklığın giderilmesi davasında muhdesat aidiyetinin tespiti davasındaki rapor dikkate alınarak yeniden bilirkişiden rapor alınmamış, ... ... davada taraf olarak yer almadığı halde hükümde davalı olarak gösterilmiş, ölü olan ... ... aleyhine hüküm tesis edilmiş, muhdesat oranıda yanlış hesaplanarak karar verilmiştir.
Öncelikle mahkemece dosya arasında rastlanmadığından muris ... ...’nın mirasçılık belgesi ilgisinden temin edilerek, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, muhdesat aidiyetinin tespiti davası değerlendirilerek dosya bilirkişiye tevdi edilerek denetime ve hüküm kurmaya elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre hüküm tesis edilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekili ve kayyımın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 24.10.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.