Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/8675 Esas 2022/6209 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/8675
Karar No: 2022/6209
Karar Tarihi: 25.10.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/8675 Esas 2022/6209 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, 1995 yılında 8 taşınmazı satın aldığını ve sonrasında davalıların taşınmazların mülkiyetini devretmediklerini iddia ederek tazminat istemişti. Davanın zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle reddi kararlaştırılmıştı ancak Yargıtay bu kararı bozmuştu. Mahkemece yapılan yeniden yargılama sonucu davanın kısmen kabul edilmesine karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından yapılan temyiz itirazları reddedilmiş, avukatlık ücreti olarak belirlenen miktar düzeltilerek hükmün onanması kararlaştırılmıştır. Kararda yer alan kanun maddesi ise 2020 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13/3 maddesidir. Bu maddeye göre, maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.
7. Hukuk Dairesi         2021/8675 E.  ,  2022/6209 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 08/04/2015 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 06/02/2020 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 25/10/2022 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... vekili Av. ... .... Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Açık duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Dava konusu uyuşmazlık; taraflar arasındaki adi yazılı taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı, ... ...'ten 28/01/1995 tarihli gayri menkul satış senedi ile sekiz parça taşınmazı 100.000.000,00TL bedelle satın alıp bedelini ödediğini ve zilyetliğini devraldığını, kadastro geldiğinde satışa konu olan taşınmazların 271 ada 85 parsel, 159 ada 20 parsel, 213 ada 10 parsel, 160 ada 166 parsel, 166 ada 14 parsel, 173 ada 25 parsel numaralarını alarak ... ...'in babası ... adına tescil edildiğini, sonrasında ... ...'in öldüğünü, ... ...’in mirasçıları olan davalıların taşınmazların mülkiyetini devretmediklerini ileri sürerek; ödediği bedel ve gerçek zarar göz önüne alınarak 120.000,00TL tazminatın dava tarihinden yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar, zaman aşımı süresinin dolduğunu savunarak zaman aşımından ve esastan davanın reddini dilemişlerdir.
    Mahkemece, zamanaşımı süresinin dolduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş; hükümün, davacı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 23.01.2019 tarihli 2016/29093 Esas 2019/521 Karar sayılı ilamı ile, davaya konu edilen taşınmazın satış tarihinden itibaren fiilen davacının kullanımında olduğu, taşınmaz davacının elinde olduğu sürece zamanaşımı işlemeye başlayacağı gerekçesiyle işin esasına girilerek hüküm kurulması gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 11.649,00 TL'nin davalılar ..., ... ..., ... ..., ... ve ...'den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir.
    Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
    1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
    2-Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
    Karar tarihinde yürürlükte olan 2020 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13/3 maddesine göre "Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez." şeklinde belirtilmiştir. Buna göre, Mahkemece davacı lehine 3.400,00 TL avukatlık ücreti belirlendiğinden, davalı yararına maddi talepler yönünden takdir edilen 14.243,35 TL vekalet ücreti, usul ve yasaya aykırıdır.
    Ne var ki; anılan bu hususlar kararın bozulmasını gerektirmekte ise de yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK'nun 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1) no'lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2) no'lu bent uyarınca davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının 6. bendinde yer alan "14.243,35" rakamının hüküm sonucundan çıkarılarak yerine "3.400,00" rakamının yazılmasına hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, 8.400,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.10.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.








    Hemen Ara