Esas No: 2021/1667
Karar No: 2022/6208
Karar Tarihi: 25.10.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/1667 Esas 2022/6208 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/1667 E. , 2022/6208 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Bakırköy 1. Tüketici Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 19/03/2019 tarihinde verilen dilekçeyle tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın tapu iptal ve tescil talebinin kabulüne dair verilen 07/11/2019 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalı ... ve davalı ...Ş. vekili tarafından talep edilmiştir İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi'nce davalı ... vekilinin istinaf talebinin reddine, davalı ...Ş. vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne dair verilen kararın Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı ...Ş. vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 25/10/2022 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı .... vekili Av. ..., davalı ... A.Ş. vekili Av. ... Durmaz ve Av. ..., davacı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklaması dinlendi. Açık duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Dava tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması takdirde tazminat istemlerine ilişkindir.
Davacı vekili, 236 ada 1 parselde 288 numaralı bağımsız bölümü davalılardan satın aldığını belirterek dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ve davacı adına tescilini, bunun mümkün olmaması halinde rayiç değerden az olmamak üzere munzam zararların davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir
Davalı ...Ş. vekili, davacı taleplerinin çelişkili olduğunu, davacı ile diğer davalı arasında yapılan satış vaadi sözleşmesinin tarafı olmayan, arsa maliki davalı aleyhine dava açılmasının hukuken mümkün olmadığını, sözleşmenin adi
ortaklık olarak nitelendirilemeyeceğini, ... şirketi ile diğer davalının müşterek ve müteselsil sorumlu olmalarını gerektirecek hukuki bir ilişki bulunmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... Yapı A.Ş. vekili, ... şirketinin diğer davalı şirket ile yapmış olduğu sözleşme çerçevesinde davacıya dava konusu villanın satılmış ve davacıya yer tesliminin de yapılmış olduğunu, diğer davalı şirketin yarattığı haksız ve mesnetsiz muaraza nedeni ile tapu devrinin yapılamadığını, dava konusu villanın tapusunun diğer davalı şirket üzerinde olup esasında davacıya devrinin gerektiği, taraflar arasındaki sözleşmenin karma nitelikte olmakla birlikte adi ortaklık unsuru öne çıkaran bir sözleşme olduğunu beyanla davanın müvekkilleri yönünden reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne, 236 ada, 1 parselde yer alan 288 numaralı Tip18 villa nitelikli bağımsız bölümün davalılardan ... Gayrimenkul Geliştirme A.Ş. adına olan tapusunun iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, tescil yönünden her iki davalının müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının tespitine karar verilmiştir.
Davalı ...Ş. vekili ve davalı ... vekili istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır.
Bölge Adliye mahkemesince davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, davalı ...Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, Bakırköy 1. Tüketici Mahkemesinin 07/11/2019 tarih ve 2019/189 Esas, 2019/665 sayılı Kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, 236 ada 1 parselde yer alan 288 numaralı Tip18 villa nitelikli bağımsız bölümün davalılardan ... Gayrimenkul Geliştirme A.Ş. adına olan tapusunun iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, tescil yönünden her iki davalının müteselsilen sorumlu olduklarının tespitine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili duruşmalı olarak temyiz etmiştir.
1)Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı ...Ş. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2) Davalı ...Ş. vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; 6100 sayılı HMK’nın 353/b-2 maddesinde, “Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında duruşma yapılmadan karar verilir”. 359/2 maddesinde, “Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında, açık, şüphe ve terddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”. hükümlerine yer verilmiştir.
İstinaf mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu kanısına varırsa, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verir. (HMK. m. 353/b-1).
İstinaf mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararındaki maddi hataların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi yaparak (HMK. m. 360, m. 183) aynı kararı verir; yani istinaf başvurusunun esastan reddine karar verir (Karş: İYUK m. 45/3, c.2).
İstinaf mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulmadığı takdirde, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verir. Bu halde, istinaf mahkemesi aşağıdaki kararları verebilir;
a) İlk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın esası hakkında yeniden karar verilmesi,
b) İlk derece mahkemesi kararının düzeltilmesi ve davanın esası hakkında karar verilmesi (Prof. Dr. Baki Kuru, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku, Ekim 2016 s. 698).
Öte yandan, HMK’nın “Yargılama Giderlerinin Kapsamı” başlıklı 323. maddesinde, karar ve ilam harçları yargılama giderleri arasında sayılmış, “Yargılama Giderlerinden Sorumluluk” başlıklı 326. maddesinde, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği düzenlenmiştir.
492 sayılı Harçlar Kanununa ekli (I) sayılı tarifenin yargı harçları başlığını taşıyan kısmında, konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden tarifede gösterilen oranda nispi karar ve ilam harcı alınacağı, Bölge Adliye Mahkemelerinin tasdik veya işin esasasını hüküm altına aldığı kararları içinde bu oranda karar ve ilam harcı alınacağı hükme bağlanmış ve aynı kanunun 16. madde düzenlenmesi ile de temyize konu kararla ilgili davanın nispi harca tabi olacağı öngörülmüştür.
Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 28/09/2018 tarih, 2018/2 Esas, 2018/8 sayılı Kararının gerekçesinde ise; düzelterek onamanın yargılama giderlerinden olan onama harcı bakımından bozma kararı niteliğinde olması, aslında bozulması gereken bir kararın, bozma sebebinin yeniden yargılamayı gerektirmeyecek mahiyette görülmesi nedeniyle yasanın verdiği takdir yetkisine istinaden onanmasına karar verilmesi, bunun yanında onama kararlarında harç alınacağına yönelik yasal bir düzenleme bulunmaması karşısında, düzelterek onama kararlarında onama harcı alınmayacağı görüşü benimsenmiştir.
Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi, ilk derece mahkemesi kararını kaldırıp geçersiz hale getirmiş ve yeniden hüküm tesisi suretiyle karar verdiğinden, ilk derece mahkemesi kararı tasdik edilmediği için ayrıca istinaf harcına hükmedilmesi mümkün değildir. Başka bir deyişle bölge adliye mahkemesi, tasdik etmediği bir karar için istinaf harcı alamaz.
Taraflardan birisinin istinaf talebinin kabulü ve yeniden hüküm kurulması işlemi, aslında başlı başına bir istinaf yargılaması işlemidir. Bölge adliye mahkemesi bu aşamada işin esası ile ilgili hüküm verdiğinden, hüküm altına alınan miktar üzerinden nispi harca hükmedilmeli ve ayrıca hükmün başka bir bölümünde istinaf yargılamasına yönelik mükerrer ve çelişkili hüküm kurulmamalıdır.
O halde, bölge adliye mahkemesi tarafından yeniden kurulan hükmün 5 bendinde, davalı ... Yapı Sanayi ve Ticaret A.Ş’den mükerrer nitelikte harç alınması doğru bulunmamış bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle davalı ...Ş vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE; 2. bentte açıklanan nedenlerle davalı ...Ş vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, HMK 371. maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK 373/2. maddesi gereğince dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 8.400,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ...'ye verilmesine, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 25.10.2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.