Esas No: 2021/5931
Karar No: 2022/6257
Karar Tarihi: 26.10.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/5931 Esas 2022/6257 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/5931 E. , 2022/6257 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 03/11/2014 gününde verilen dilekçe ile tapu tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08/05/2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine vekili, Efeler Büyükşehir Belediye vekili tarafından talep edilmiştir. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce istinaf talebinin esastan ayrı ayrı reddine dair verilen kararın davalı ... Büyükşehir Belediye vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, TMK m. 713/1 ve 3402 sayılı KK'nın 14 ve 17. maddelerine dayalı olarak imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili davacının ... ili, Efeler ilçesi, Yeniköy Mahallesi'nde kain 780, 783, 786, 788, 785 ve 782 parsel sayılı taşınmazların maliki olduğunu, maliki olduğu taşınmazlar ile bu taşınmazların uzantısı niteliğindeki dava konusu yaklaşık 20 dekar yüzölçümlü taşınmazın zilyetliğini önceki maliklerinden 1974 tarihinde devir aldığını, taşınmazın kadastro sırasında Menderes Nehri altında olması nedeni ile tapulama harici bırakıldığını ancak daha sonra nehrin yatak değiştirmesi nedeni ile yeniden zilyetliğin başladığını, zilyetliğin yirmi yılı aşkın süredir malik sıfatıyla nizasız fasılasız sürdüğünü ileri sürerek taşınmazın davacı adına tescili talebinde bulunmuştur.
Davalı vekilleri davayı kabul etmediklerini, zilyetlik şartlarının oluşmadığını, Menderes Nehrinin yatak değiştirmesi nedeniyle ortaya çıkan dava konusu taşınmazın mülkiyetinin devlete ait olup kazandırıcı zaman aşımıyla kazanılabilecek taşınmazlardan olmadığını, bu nedenle davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı ... vekili ile davalı ... Belediyesi vekilinin istinaf istemi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda; davalı vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Hüküm davalı ... Belediyesi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3402 sayılı Kadastro Kanunu 14. maddesi “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”
Bilindiği üzere terk edilmiş dere yatakları, kayalık, taşlık, yol ve yol boşluğu gibi taşınmazlar, ancak imar-ihya yolu ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca iktisap edilebilirken; ham toprak, hali arazi, köy boşluğu gibi basit ameliye ile zilyet edilebilecek yerler ise aynı Yasa'nın 14. maddesi gereğince iktisap edilebilir.
TMK'nın taşınmaz mülkiyetinin kazanılması yolları arasında düzenlenen yeni arazi oluşması başlıklı 708. maddesinde "Birikme, dolma, toprak kayması veya kamuya ait suların yatağında ya da seviyesinde değişme gibi sebeplerle sahipsiz yerlerde yeniden oluşan yararlanmaya elverişli arazi Devlete ait olur. Devlet, bu araziyi kamusal bir sakınca bulunmadığı takdirde öncelikle arazisi kayba uğrayana veya bitişik arazi malikine devredebilir. Toprak parçalarının kendi arazisinden koptuğunu ispat eden malik, bunları, durumu öğrendiği tarihten başlayarak bir ve her hâlde oluşumun gerçekleştiği tarihten başlayarak on yıl içinde geri alabilir." düzenlemesi mevcuttur.
Olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı ile mülkiyet kazanmaya ilişkin olarak, diğer koşullar yanında, aranan koşullardan birisi de çekişmeli taşınmazın niteliğidir. Yeni arazi oluşması ile ortaya çıkan arazinin, TMK m.708/1'de bu yerlerin Devlete ait olacağının, açık ve kesin bir şekilde düzenlenmesinin sonucunda, bu taşınmazın, aynı kanunda taşınmaz mülkiyetinin kazanılma yolları arasında düzenlenen TMK m.713 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun m.14 ve 17. maddelerine göre kazanılması mümkün olamayacaktır.
Somut olayda; davaya konu taşınmazın batısında Menderes Nehri, güney ve kuzey sınırlarında ise davacının maliki bulunduğu 780, 783, 112 parsel sayılı taşınmazlar bulunduğu, taşınmazların 92,93 ve 94 kadastral parsellerden ifraz suretiyle oluştuğu, 94 kadastral parselin tespitinde 1943 tarihli tapu kaydına dayanıldığı, davacının ise 23.05.1974 ve 28.03.1974 tarihli zilyetliğin devri sözleşmelerine de dayandığı anlaşılmaktadır.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; dava konusu taşınmazın 1962 tarihinde başlayıp 1968 tarihinde kesinleşen tesis kadastrosunda Menderes Nehri yatağında bulunması nedeni ile tescil harici bırakıldığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazın 1972 - 1975 tarihli ... fotoğrafı ve 1972 ve 1996 tarihli haritalarda Menderes Nehri'nin yatak değiştirmesi sonucu Nehrin dışına çıktığı ve tarım arazisi olarak kullanıldığının belirlendiği, yine dosyada mevcut 23.03.2021 tarihli bilirkişi heyeti raporuna göre de taşınmazın 1959 tarihli ... fotoğrafında Menderes Nehri yatağında kaldığı halde 1964 tarihli ... fotoğrafında güneydoğu kısmının tarla olarak sürülmek suretiyle kullanıma başlandığı belirlenmiştir.
O halde mahkemece, 94 parselin kadastro tutanağı ve davacının dayandığı zilyetliğin devri sözleşmeleri göz önüne alınarak, 1959 tarihinden daha öncesine ait ... fotoğrafları dosya içerisine getirtilip, jeodezi ve fotogrametri uzmanından usulüne uygun düzenlenmiş rapor alınıp, dava konusu taşınmazın TMK’nın 708. maddesi anlamında yeni arazi olup olmadığı hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlendikten sonra hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... Belediyesi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile HMK 373/1. maddesi gereğince temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, karardan bir örneğin İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesine, dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, 26/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.