Esas No: 2021/11233
Karar No: 2022/8920
Karar Tarihi: 12.10.2022
Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2021/11233 Esas 2022/8920 Karar Sayılı İlamı
9. Ceza Dairesi 2021/11233 E. , 2022/8920 K.Özet:
Ağır Ceza Mahkemesi bir kişinin çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyetine karar verdi. Ancak temyiz incelemesi sonucu yapılan değerlendirmede, davaya katılma hakkı bulunan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına yapılan bildirimin zorunlu olmadığı kabul edildi. Bu nedenle, Bakanlık vekilinin davaya katılma ve hükmü temyize hakkı olmadığı belirtilerek temyiz istemi reddedildi. Sanık müdafisinin temyiz istemi ise kabul edildi, çünkü mahkeme kararında hata hükümlerinin uygulanması konusunda bir değerlendirme yapılmadan eksik gerekçe ile mahkumiyet hükmü verilmişti. Bu nedenle, hükümler bozuldu. Kararda bahsedilen kanunlar 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2. maddesi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 30. maddesi ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 237/2. ve 230. maddeleridir.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyet
İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
Müşteki Bakanlık vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2. maddesi uyarınca davaya katılma hakkı bulunan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına yokluğunda yapılan yargılamaya ilişkin olarak mahkemelerce re'sen ihbarda bulunulmasının zorunlu olup olmadığı hususunda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunca yapılan toplantı sonucunda verilen 13.12.2019 gün ve 2019/6 Esas, 2019/7 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Bakanlığa bildirimde bulunulmasının zorunlu olmadığının kabul edilmesi ve 5271 sayılı CMK'nın 237/2. maddesine göre kanun yolu muhakemesinde davaya katılma talebinde bulunulamayacağının anlaşılması karşısında, Bakanlık vekilinin davaya katılma ve hükmü temyize hakkı bulunmadığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
Sanık müdafisinin temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Sanığın, aşamalarda mağdurenin on yedi yaşı içerisinde olduğunu bildiği yönündeki savunması, mağdure ifadeleri, sanıkla mağdurenin tanışmaları ile eylem arasında geçirdikleri kısa zaman dilimi ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, olayda 5237 sayılı TCK'nın 30. maddesinde düzenlenen hata hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı tartışıldıktan sonra karar verilmesi gerekirken bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın eksik gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 230. maddesine muhalefet edilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 12.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.