Esas No: 2022/2703
Karar No: 2022/6375
Karar Tarihi: 27.10.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/2703 Esas 2022/6375 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/2703 E. , 2022/6375 K.Özet:
Mahkeme, bir ecrimisil davasında verilen hükmün bir kısım davacılar ve davalılar tarafından ayrı ayrı temyiz edildiğini belirtiyor. Kararda, Tebligat Kanunu'nun gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili iki aşamalı bir yöntem benimsendiği belirtiliyor. İlk aşamada, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine doğrudan tebligat yapılamayacağı, öncelikle en son bilinen/gösterilen adrese normal bir şekilde tebligat yapılması gerektiği ifade ediliyor. Muhatabın bu adreste bulunamaması durumunda ise, araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması gerekir. İkinci aşamada ise, muhatabın yeni adresi tespit edilemezse tebliğ evrakının geri gönderilmesi gerektiği belirtiliyor. Kararda, davada belirli eksiklikler olduğu vurgulanarak, temyiz incelemesi yapılmadan önce bu eksikliklerin giderilmesi gerektiği belirtiliyor. Kanun maddeleri olarak 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2 ve 21/2. maddeleri, Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'in 16/2. maddesi ve 29. maddesi kabul edilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki ecrimisil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm bir kısım davacılar ve bir kısım davalı tarafından ayrı ayrı temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir.
1) Bu kanun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine, mavi renkli zarf kullanılmaksızın ve adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılmalıdır. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca, muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir.
2) Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran merciye geri gönderilmesi gerekir. Ancak bu aşamadan sonra, Kanunun 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri nazara alınarak, tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, Kanunun 21/2. maddesine göre tebliği mümkün olabilecektir.
Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması ve bu hükme göre tebliğ edilmesi, yukarıda belirtilen hükümlere aykırı olduğundan ve muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından usulüne uygun değildir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince,
1- Davalılardan ...’e çıkartılan gerekçeli karar tebliğ tutanağının dosya içerisinde bulunmadığı anlaşılmakla tebligat çıkartılmış ise, tebliğ tutanağının dosya arasına alınması çıkartılmamış ya da tutanağın bulunamaması halinde adı geçene tekrar gerekçeli kararın tebliğinin yapılması,
2- Gerekçeli kararın davacılardan ...’e doğrudan doğruya Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, tebligatın 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu anlaşılmış olup dava dışı ...’ün vasi olarak atandığı dosyadaki başka bir tebliğ tutanağından anlaşılmıştır. Bu nedenle davacılardan ...’e dava dışı ...’ün vasi olarak atandığına dair mahkeme ilamının dosya arasına konulması böyle bir vesayet kararı bulunmuyorsa davacılardan ...’e 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine göre usulüne uygun olarak gerekçeli karar tebligatının yapılması,
3- Davada temyiz incelemesi, temyiz harcının yatırılmış olması halinde mümkün olup, hükmü temyiz edenler arasında davacılardan ... tarafından temyiz harcının ödendiğine ilişkin kayıt ve belge dosyada yer almamaktadır. Harç alınmadan temyiz defterine kaydedilen temyiz dilekçeleri hakkında 1086 Sayılı HUMK'un 434/3. fıkrasında öngörülen, eksik harç ödenmesi halinde yapılacak işlemle ilgili kuralın benzetme yoluyla uygulanacağı 25/01/1985 tarihli ve 5/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında benimsediğinden temyiz eden adı geçen davacı tarafından yatırılmışsa temyiz harcı ve masraflarının yatırıldığına dair belgenin gönderilmesi,
4- Yargılama aşamasında vefat eden davacılardan ... ve Tevekkül ...’e ait mirasçılık belgelerinin dosya arasına konulması gerekmektedir.
Belirtilen eksiklikler giderildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE, 27.10.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.