Esas No: 2015/15399
Karar No: 2016/3481
Karar Tarihi: 06.06.2016
Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2015/15399 Esas 2016/3481 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkeme : Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
11.05.2007 tarihinde 2006/774 esas 2007/446 karar sayı ile hükümlünün TCK"nın 191. maddesinin 1. fıkrası, 62. ve 50/1-a ile 52/2. maddesi gereğince 9.000 TL para cezası ile cezalandırılmasına, ayrıca aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, hükmün temyiz edilmeden 13.07.2007 tarihinde kesinleştiği; Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğü"nün 12.03.2013 tarihli yazısı üzerine ...Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 22.03.2013 tarihli yazısı ile hükümlünün tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığının bildirilmesi üzerine duruşma açılarak 19.02.2014 tarihinde hükümlünün TCK"nın 191. maddesinin 1. fıkrası ile 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına CMK"nın 231/6. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, denetim süresi içerisinde sanığın kasıtlı suç işlemesi nedeniyle 18.06.2015 tarihli 2015/679 esas ve 2015/1242 karar sayılı ilamı ile hükümlünün TCK"nın 191. maddesinin 1. fıkrası ile 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrası, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçu nedeniyle, sanık hakkında cezaya hükmolunmadan, öncelikle tedavi ve /veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi, bu kararın infazı sırasında sanığın tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uymaması halinde yargılamaya devam olunarak cezaya hükmolunmasını; aynı maddenin 7. fıkrası ise, sanık hakkında ceza ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmolunması ve sanığın kesinleşen bu hüküm gereğince infazına başlanan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uymaması halinde, hükmolunan cezanın infazına karar verilmesini öngörmektedir.
Öte yandan, kesinleşen bir hüküm, ancak yargılamanın yenilenmesi veya sonradan yürürlüğe giren ve sanık lehine olan kanun gereğince uyarlama yapılması veya Yargıtay tarafından kanun yararına bozulması ya da kanunun açık bir hükmü gereğince değiştirilebilir. Böyle bir durum olmadan, mahkemenin daha önce verdiği hükmü değiştirmesi ya da ortadan kaldırıp yeni bir hüküm kurması halinde, hükmün hukuki geçerliliği yoktur.
Somut olayda, hükümlü hakkında ceza ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmolunmuş, hükümlünün, kesinleşen bu hüküm gereğince infazına başlanan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uymadığı bildirilmiş olduğundan; hükümlünün tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uymadığının saptanması halinde, TCK"nın 191. maddesinin 7. fıkrası gereğince, kesinleşen hükümdeki cezanın infazına; uymamasının geçerli bir mazerete dayandığının kabul edilmesi durumunda ise, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazının devamına karar verilmesi gerekirken, 13.07.2007 tarihinde, kesinleşen hükmün değiştirilmesi niteliğinde ve ondan farklı olarak, hükümlü hakkında 19.02.2014 hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş, 18.06.2015 tarihinde hüklmün açıklanmasına karar verilmiştir.
Belirtilen kararlar 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"un 98. maddesinde belirtilen nitelikte bir karar olmayıp, 5271 sayılı CMK"nın 223. maddesi kapsamına giren bu hükmün, hukukî geçerliliği bulunmamaktadır.
Sonuç olarak; 19.02.2014 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve 18.06.2015 tarihli hükmün açıklanması niteliğindeki kararların hukukî geçerliliklerinin bulunmaması geçerli olmayan bir hükmün temyizinin mümkün bulunmaması nedeniyle, hükümlünün bu hükme yönelik temyiz isteğinin CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 06.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.