Esas No: 2022/5792
Karar No: 2022/6390
Karar Tarihi: 31.10.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/5792 Esas 2022/6390 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/5792 E. , 2022/6390 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 23.02.2011 gününde verilen dilekçe ile vasiyetnamenin iptali ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından birleştirilen dava davalıları aleyhine 24.01.2011 gününde verilen dilekçe ile vasiyetnamenin iptali talebi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; asıl davada karar verilmesine yer olmadığına ve birleştirilen davanın kabulüne dair verilen 27.05.2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı-birleştirilen davada davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
1.DAVA
1.1.Asıl davada davacılar vekili, 10.03.2004 tarihinde ölen tarafların ortak mirasbırakanı ...’e ait Şarkikaraağaç Noterliğinin 05.07.2001 tarihli ve 2141 yevmiye sayılı vasiyetnamesinin okur yazar olmayanlar için öngörülen şekle aykırı olması, vasiyet alacaklısının hilesi nedeniyle mirasbırakanın iradesinin sakatlanması sonucunda düzenlenmiş olması ve mirasbırakanın vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte fiil ehliyetinin bulunmaması nedenleri ile iptalini uygun görülmezse ikinci kademede tenkisini istemiş; duruşmada tenkis talebini ... bırakmıştır.
1.2.Birleştirilen davada davacılar vekili, 10.03.2004 tarihinde ölen tarafların ortak mirasbırakanı ...’e ait Şarkikaraağaç Noterliğinin 05.07.2001 tarihli ve 2141 yevmiye sayılı vasiyetnamesinin, vasiyet alacaklısının eşinin yakın akrabalarının vasiyette tanık olarak yer almaları nedeniyle vasiyetnamenin şekle aykırı olması, vasiyet alacaklısının hilesi nedeniyle mirasbırakanın iradesinin sakatlanması sonucunda düzenlenmiş olması ve mirasbırakanın vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte fiil ehliyetinin bulunmaması nedenleri ile iptalini uygun görülmezse ikinci kademede tenkisini istemiş; 09.05.2012 tarihli duruşmada tenkis talebini ... bırakmıştır.
2.CEVAP
2.1. Davalı- birleştirilen davada davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
3. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
3.1. Beyşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2011/19 Esas, 2014/313 Karar ve 13/05/2014 tarihli kararında, vasiyetnamenin tenfizine ilişkin davanın reddine, vasiyetnamenin iptaline ilişkin birleştirilen davanın kabulüne, vasiyetnamenin iptaline ilişkin karşı davanın kabulüne karar vermiştir. Kararın temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/15744 Esas, 2015/1996 Karar ve 10.02.2015 tarihli kararıyla, Beyşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/05/2014 tarihli kararını vasiyetnamenin tenfizi davası ile vasiyetnamenin iptali davalarının birlikte görülemeyeceğinden ve dosyaların tefrik edilmesi gerektiğinden bahisle bozmuştur.
3.2.Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 10.02.2015 tarihli bozma ilamına uyan Beyşehir Asliye Hukuk Mahkemesi, 2015/747 Esas, 2015/926 Karar ve 24/12/2015 tarihli kararı ile, davanın kabulüne, vasiyetnamenin iptaline karar vermiştir. Kararın temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/5602 Esas, 2017/7759 Karar ve 23.05.2017 tarihli Kararı ile, hükmün Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesine aykırı olması nedeniyle Beyşehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.12.2015 tarihli Kararının bozulmasına karar vermiştir.
3.3.Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 23.05.2017 tarihli bozma ilamına uyan Beyşehir Asliye Hukuk Mahkemesi, 2017/611 Esas, 2018/83 Karar ve 09/02/2018 tarihli Kararı ile, asıl ve birleşen davanın kabulüne, vasiyetnamenin iptaline karar vermiştir. Kararın temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/3719 Esas, 2019/9340 Karar ve 26/11/2019 tarihli Kararı ile, iptali istenen vasiyetnamenin Türk Medeni Kanununun 535. maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen şekil kurallarına aykırı olması nedeniyle davalının, asıl dava davacıları (..., ..., ... ve ...) tarafından açılan vasiyetnamenin iptali davasına yönelik temyiz itirazlarının reddine; birleştirilen dava davacıları (..., ..., ... ... ve ... ...) tarafından irade sakatlığı ve ehliyetsizlik nedenleri ile açılan vasiyetnamenin iptali davasında ise irade sakatlığının ispat edilememiş olduğu dikkate alınarak fiil ehliyeti yönünden araştırma yapılması gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
3.4.Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 26/11/2019 tarihli bozma ilamına uyan Beyşehir Asliye Hukuk Mahkemesi, asıl dosyada karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davanın kabulüne karar vermiştir.
4.TEMYİZ
4.1. Davalı- birleştirilen davada davalı vekili, kararı temyiz etmiştir.
4.2. Temyiz Nedenleri
4.2.1. Davalı- birleştirilen davada davalı vekili, Yargıtay'ın bozma ilamına uyulmasına karar vermiş olan ilk derece mahkemesinin gizli direnme niteliğindeki kararının, usuli kazanılmış haklarını ihlal ettiğini, birleştirilen dava davacılarının 29/04/2021 tarihli ıslah dilekçesi doğrultusunda birleşen davanın kabulüne ilişkin kararın Hukuk Muhakemeleri Kanununun 177. maddesine aykırı olduğunu, mirasbırakanın fiil ehliyetinin bulunduğunu, davacıların ... bıraktıkları terditli talepleri nedeniyle lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
5.YARGITAY KARARI
5.1. Asıl dava yönünden,
5.1.1 Hükmün hangi hususları kapsayacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde belirtilmiştir. Ayrıca hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
5.1.2 Bu biçim, yargıda açıklık ve kesinlik prensibinin gereğidir. Aksi hal; yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır, hükmün amacına ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz.
5.1.3 Bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini ve ifa kabiliyetini yitirir.
5.1.4 Bu nedenle; bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hüküm yeni bir hükümdür. Bozmaya uyularak tesis edilen hükmün, davanın taraflarının tüm taleplerini karşılar şekilde yeniden yazılması gerekir.
5.1.5 Mahkemece bu husus gözetilmeden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 297. maddesine aykırı şekilde, asıl dava hakkında bozma ilamından sonra hüküm tekrarı ile yeniden bir hüküm kurulmaması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
5.2. Birleştirilen dava yönünden,
5.2.1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 177. maddesinde, ıslahın tahkikatın sona ermesine kadar yapılabileceği; yargıtayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması hâlinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabileceği; ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durumun ortadan kaldırılamayacağı belirtilmiştir.
5.2.2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 177. maddesine 22.07.2020 tarihinde 7251 sayılı Kanunun 18. maddesi ile eklenen fıkra ile bozmadan sonra da ıslah yapılabilmesinin önü açılmıştır.
5.2.3. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 177. maddesinde yapılan değişiklik ile kural olarak bozma ilamından sonra ilk derece mahkemesinde tahkikat ile ilgili bir işlem yapılması halinde iş bu tahkikat bitinceye kadar ıslah yapılması mümkün hale getirilirken iş bu kuralın istinası ise yapılacak ıslah ile bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durumun ortadan kaldırılamayacağıdır.
5.2.4. Belirtilen açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, birleştirilen dava davacıları vekilinin bozma sonrası 29.04.2021 tarihinde ıslah talebinde bulunarak vasiyetnamenin şekle aykırılık nedeniyle geçersizliği talebine de dayandıkları ve mahkemece ıslah talebi dikkate alınarak vasiyetnamenin şekle aykırı olması nedeniyle birleştirilen davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmış ise de bu husus doğru görülmemiştir.
5.2.5. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 23.05.2017 tarihli bozma ilamında, birleştirilen dosyanın fiil ehliyeti ve irade sakatlığı nedenleriyle vasiyetnamenin iptali isteminden ibaret olduğu, irade sakatlığının ispatlanamadığı ve fiil ehliyetine ilişkin araştırma yapılması gerektiği belirtilmiştir.
5.2.6. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş; bozma ilamına uyulması nedeniyle de davalı lehine usuli kazanılmış hak doğmuştur. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 177. maddesinin ikinci bendi gereğince, bozma kararına uyulmakla birlikte ortaya çıkan hukuki durum, artık ıslahla ortadan kaldırılamaz.
5.2.7. O halde, birleştirilen dava davacıları vekilinin 29.04.2021 tarihli ıslahı dikkate alınmaksızın karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması yerinde görülmemiştir.
5.2.8. Buna göre, mahkemece; mirasbırakanın vasiyetname öncesinde ve sonrasında tedavi görüp görmediği hususunda tarafların bilgisine başvurulması, varsa doktor raporları, hasta müşahede kâğıtları ve film grafilerinin eksiksiz getirtilmesi, sonrasında vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte mirasbırakanın fiil ehliyetinin olup olmadığının tesbiti için Adli Tıp Kurumundan rapor alınması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; hükmün BOZULMASINA, peşin harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
31/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.