Uyuşturucu madde ticareti yapma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2016/1201 Esas 2016/3398 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/1201
Karar No: 2016/3398
Karar Tarihi: 02.06.2016

Uyuşturucu madde ticareti yapma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2016/1201 Esas 2016/3398 Karar Sayılı İlamı

20. Ceza Dairesi         2016/1201 E.  ,  2016/3398 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkeme : Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
    Hüküm : Mahkûmiyet

    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
    Temyiz incelemesi; sanık ... müdafiinin isteği üzerine duruşmalı olarak, sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... müdafiinin yöntemine uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmaya gelmemesi ve geçerli bir mazeret de bildirmemesi nedeniyle duruşmasız olarak yapılmıştır.
    TCK"nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
    1-Sanıklar ..., ... ve ... haklarında kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; Cumhuriyet savcısı ve sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazları ve sanık ... müdafiinin duruşmadaki sözlü savunmalarının reddiyle, sanıklar ... ve ... yönünden re"sen de incelenen hükümlerin ONANMASINA,
    2-Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyize gelince;
    Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak;
    Sanığın tekerrüre esas alınan mahkûmiyetinin, ... Sulh Ceza Mahkemesi"nin 2012/466-1489 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nın 191. maddesi gereğince kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne ilişkin olduğu;
    28/06/2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"la 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrasında "Bu Kanun"un yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir." hükmü uyarınca TCK"nın aynı Kanun"la değişik 191. maddesinin 8. fıkrasında, 188 veya 190. maddelerde tanımlanan suçlardan dolayı yapılan kovuşturma evresinde, suçun 191. madde kapsamına girdiğinin anlaşılması halinde, sanık hakkında "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına" karar verilmesi öngörülmüş; 191. maddenin 9. fıkrasında ise "Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanununun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231 inci maddesi hükümleri uygulanır". Belirtilen hükümlere göre, 5320 sayılı Kanun"un geçici 7. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, 28/06/2014 itibarıyla TCK"nın 191. maddesinde tanımlanan "kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak" suçu nedeniyle yürütülmekte olan kovuşturma aşamasında, hakkında daha önce tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, suçu sabit görüldüğü takdirde, CMK"nın 231. maddesindeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi zorunluluğunun gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA; ancak bu aykırılığın yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın CMUK"nın 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün olduğundan,
    Hüküm fıkrasında yer alan TCK’nın 58. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün çıkarılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    3-Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik incelemede;
    Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenler dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    a-Sanığın 10/10/2014 günü ..."a uyuşturucu sattığı, 11/10/2014 günü ele geçen uyuşturucunun da kendisine ait olduğuna ilişkin beyanları, tanık ... beyanı ile sübut bulduğundan,
    Hakkında tayin edilen temel cezanın TCK"nın 43/1. maddesince arttırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi sonucu eksik ceza tayini,
    b-Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazetenin yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
    Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün CMK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA,
    4-Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
    Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenler dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    a-Sanığın 31.10.2014, 06.11.2014 ve 28.11.2014 tarihli olaylara katıldığı dosya kapsamı ile sübut bulduğundan,
    Hakkında tayin edilen temel cezanın TCK"nın 43/1. maddesince arttırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi sonucu eksik ceza tayini,
    b-Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazetenin yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
    Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, re"sen de incelenen hükmün CMK:nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA,
    5-Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyize gelince;
    Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenler dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    a-Gerekçeli kararın 21. sayfasında sanığın 03.11.2014 tarihli eylemi ile 05.11.2014 tarihli eylemlere iştirak ettiğinin kabulü karşısında; gerekçe de, "sanığın söz konusu uyuşturucu maddenin satılması için harcadığı yoğun çaba ve tanık Halil’in borç olduğunu ifade etmekle birlikte sanık ...’a 50 TL para verdiğine ve daha önce sanıktan para vermeden 3-4 kez uyuşturucu madde aldığına ilişkin beyanları karşısında, söz konusu uyuşturucu maddelerin tek başına veya tanık ... ile birlikte sanık ...’a ait olduğu ve sanığın bu uyuşturucu maddeyi satmaya çalıştığı, yine ...’in uyuşturucu satışına da aracılık eden sanığın evinde ele geçen esrar maddesini de satmak için bulundurduğu hususlarında mahkememizde tam bir vicdani kanıya ulaşılmıştır." denilmek suretiyle kabul edildiği halde devamı gerekçede "Satmak için uyuşturucu madde bulunduran sanığın, yukarıda belirtilen tanık Halil’e eroin satışına ilişkin olay dışında bu tanığın sanıktan daha önce aldığını söylediği maddelerin ve bizzat sattığı diğer maddelerin uyuşturucu madde olup olmadığı bilimsel olarak belirlenememiş olduğundan, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince sanığın cezasında TCK’nın 43/1. maddesine göre artırım yapılması cihetine gidilmemiştir." denilmek suretiyle TCK"nın 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda gerekçede çelişkiye düşülmesi,
    b-Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazetenin yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
    Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafiinin temyiz itirazları ile sanık müdafiinin duruşmadaki sözlü savunmaları bu nedenle yerinde olduğundan, re"sen de incelenen hükmün CMK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    TEFHİM TUTANAĞI: 02.06.2016 tarihinde verilen bu karar Yargıtay Cumhuriyet savcısı Ahmet Şinasi Özercan"ın katılımıyla ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık

    .../....
    ... müdafii Av. ..."in yokluğunda 09.06.2016 tarihinde, açık olarak okunup anlatıldı.

















    Hemen Ara