Esas No: 2022/3039
Karar No: 2022/6544
Karar Tarihi: 02.11.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/3039 Esas 2022/6544 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/3039 E. , 2022/6544 K.Özet:
Davacı, davalı şirketle imzaladığı sözleşme gereği satın aldığı taşınmazda arsa payının kendisi adına tescil edilmesini talep etmiştir. Davalı cevap vermemiştir ve mahkeme davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak Yargıtay 14. Hukuk Dairesi bu kararı bozmuştur. Mahkeme, tekrar görülen davada tapuda davalı şirket adına kayıtlı olması ve resmi bir taşınmaz satım sözleşmesinin bulunmamış olması gerekçesiyle talebi reddetmiştir. Ancak Yargıtay, yüklenicinin aynı zamanda arsa sahibi olduğu \"Yapsatçı\" sıfatıyla hareket ettiği inşaatlardan bağımsız bölüm temlik alınmasında alacağın temliki hükümleri uygulanacağına dikkat çekerek, adi yazılı taşınmaz satış sözleşmesinin geçerli olduğuna hükmetmiştir. Bu nedenle mahkeme kararı bozulmuştur.
Kanun Maddeleri: Borçlar Kanunu'nun 163. maddesi (TBK m. 184)
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 23/02/2015 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil (yapsat) talebi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 10/06/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davalı şirket ile davacı arasında imzalanan adi yazılı sözleşme gereğince 256 ada 61 ve 62 sayılı parseller üzerinde inşa edilen ... Sitesinden davacının satın aldığı taşınmazda, davacının kat mülkiyeti hissesi oranında arsa payının davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Yargılama sırasında ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... vekili olduğundan bahisle Av. ... tarafından verilen harçsız dilekçe ile müvekkillerinin davalıdan alacaklı olduğunu ve taşınmaz üzerinde haciz kayıtları bulunduğunu, davacının amacının haciz sahiplerinin alacaklarını tahsil etmelerinin önüne geçmek olduğundan davaya müdahale taleplerinin kabulü ile davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 11.09.2018 gün 2016/605 Esas, 2018/5524 Karar sayılı ilamı ile “... sözleşmelerinin bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, taraflara karşılıklı hak ve borçlar yüklemekte; yüklenici, finansı sağlayan arsa malikinin taşınmazı üzerine bina yapma işini üstlenmekte, arsa maliki ise inşa edilecek binadaki bir kısım bağımsız bölümlerin mülkiyetini yükleniciye devretmeyi vaat etmektedir.
Yüklenicinin arsa payı karşılığı inşaat yapmakta olduğu veya arsa sahibinin aynı zamanda yüklenici sıfatıyla hareket ederek (yapsatçı konumunda) inşa etmekte olduğu binalardan bağımsız bölüm satın alınması halinde Borçlar Kanununun 163. maddesi (TBK m. 184) gereğince üçüncü kişiye yapılacak temlikin yazılı olması yeterlidir.
Somut olaya gelince; yargılama aşamasında mahkemece 28.11.2014 tarihinde yapılan keşif sonrası alınan 12.01.2015 tarihli bilirkişi raporunda davacının 62 sayılı parsel, B blok, 3. kat 14 numaralı dairede oturduğu ve kendisine düşen arsa payının 2/59 olduğu, yine mahkemece alınan 25.03.2015 tarihli ek bilirkişi raporunda ise davacının 61 sayılı parsel, A blok, 5. kat 11 numaralı dairede oturduğu ve kendisine düşen arsa payının 2/30 olduğu, dosyaya ibraz edilen ve davacıya ait elektrik faturasında davacının adresinin A blok 4. kat 13 numara, su faturasındaki adresinin ise B blok 13 numara olduğu ve söz konusu binaların ilgili Belediye'den ruhsat alınmadan inşa edildiği ve yapı kullanım belgelerinin olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece iki rapor arasındaki çelişki giderilmeden ve davacı vekilinin müvekkilinin satın aldığı evin 62 sayılı parselde olduğuna yönelik itirazları karşılanmadan, 61 sayılı parselde kayıtlı taşınmazda davalı adına kayıtlı hissenin 30/30 olarak kabulü ile, 2/30 hissesinin iptal edilerek davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Ayrıca davacıya ait arsa payının 62 sayılı parselde olduğunun tespiti halinde, söz konusu parselin tapu kayıt maliki ...'ın da davaya dahil edilmesi gerekir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyulması sonrası mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yüklenicinin arsa payı karşılığı inşaat yapmakta olduğu veya arsa sahibinin aynı zamanda yüklenici sıfatıyla hareket ederek (yapsatçı konumunda) inşa etmekte olduğu binalardan bağımsız bölüm satın alınması halinde Borçlar Kanununun 163. maddesi (TBK m. 184) gereğince üçüncü kişiye yapılacak temlikin yazılı olması yeterlidir.
Somut olaya gelince; taraflar arasında taşınmazın devrine ilişkin yapılan sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığı, dava konusu edilen taşınmazın davalı şirket adına değil diğer davalı ... adına kayıtlı olduğu ve davalı ... ile davacı arasında yapılmış herhangi bir taşınmaz satım sözleşmesi bulunmadığı gerekçesiyle tapu iptali ve tescil talebinin reddine karar vermiş ise de; yukarıda belirtildiği üzere yüklenicinin aynı zamanda arsa sahibi olduğu "Yapsatçı" sıfatıyla hareket ettiği inşaatlardan bağımsız bölüm temlik alınmasında alacağın temliki hükümleri uygulanacağından, davacı ile davalı arasında yapılan adi yazılı taşınmaz satış sözleşmesi geçerli olup mahkemece taraf delilleri çerçevesinde değerlendirme yapılarak hüküm kurulması gerekirken, eksik araştırma ve yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
02/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.