Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/2910 Esas 2022/6618 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/2910
Karar No: 2022/6618
Karar Tarihi: 03.11.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/2910 Esas 2022/6618 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, dava konusu olan mera kaydının iptali ve tescil isteği üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyarak yeniden karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermiştir. Ancak karşı oy gerekçesiyle, dosyanın geçirdiği safahatın doğru değerlendirilmediği ve Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin iki ayrı bozma ilamının usule uygun olmadığı belirtilmiştir. Bu nedenle, dosyanın mahalline iadesi ve Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin onama ilamının taraflara usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Harçlar Kanunu'nun 13/j maddesi gereğince Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığı kararında belirtilmiştir.
7. Hukuk Dairesi         2022/2910 E.  ,  2022/6618 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı tarafından, davalılar aleyhine 03/04/2007 gününde verilen dilekçe ile mera kaydının iptali ve tescil istenmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; talep hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 05/11/2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R
    Mahkemece, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak verilmiş olan karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun 13/j maddesi gereğince Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/11/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

    KARŞI OY

    Davacı dilekçesinde, mera komisyon kararının iptali ile dava konusu taşınmazın davacı adına tescilini talep etmiş, davalı Hazine vekili ise davanın reddini savunmuştur.
    İlgili mahkemece son olarak 2018/350 Esas, 2019/639 Karar sayılı 05/11/2019 tarihli karar ile daha önce verilen kararın kesinleşmiş olduğundan bahisle talep hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmekle, işbu karar davalı Hazine vekilince temyiz edilmiş olup, dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucu, kararın onanmasına dair sayın çoğunluğun görüşüne karşılık olmak üzere karşı oyumuz aşağıdaki şekilde açıklanmıştır.
    1-Öncelikle dosyanın geçirdiği safahat hakkında doğru değerlendirmede bulunan Van 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin incelemeye konu kararı önemli hususlara işaret etmektedir.
    2-Buna göre Van 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2007/246-2012/74 sayılı dosyada davanın açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucu 28/03/2012 tarihinde davanın kabulüne karar verildiği, bu kararın temyizi üzerine dosyanın Yargıtay 16. Hukuk Dairesi tarafından değerlendirildiği ve neticeten 06/05/2013 tarih, 2013/4811 Esas, 2013/4952 Karar sayılı ilamı ile kararın ONANMASINA karar verildiği açıktır.
    3- Onama kararında başvurulacak kanun yolu hakkında açıklama yapılmadığı gibi, işbu onama kararının taraflara tebliğ edilmediği ve ne şekilde değerlendirme yapıldığı anlaşılmadan, dosyanın tekrar sanki önceden temyiz incelemesi yapılmamış gibi Yargıtaya gönderildiği ve dosyanın bu sefer Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 2014/6825 Esasına kayıt edildiği belirgindir.
    4- Yargıtay 14. Hukuk Dairesi ilk defa temyiz incelemesi yapıyormuş gibi ilk derece mahkemesi kararın değerlendirmiş ve taraf sıfatındaki eksiklikten dolayı, kararı 12/11/2014 tarihinde bozmuştur.
    İlgili bozma ilamında kanun yolu hakkında herhangi bir açıklama yapılmadığı ve ancak bu ilamın taraflara tebliğ edildiği ve karar düzeltme yoluna başvurulmadığı için dosyanın Van 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2015/65 Esasına kayıt edildiği, bozmaya uyulduğu, eksiklikler giderildikten sonra 26/03/2015 tarihli karar ile davanın kısmen kabulüne karar verildiği, bu son kararın davalı Hazine tarafından temyiz edildiği açıktır.
    5- Van 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26/03/2015 tarihli kararı temyizen Yargıtay 14. Hukuk Dairesi tarafından ikinci defa incelenmiş olup, dairenin 2015/18951 Esas, 2018/147 Karar sayılı ilamı ile hükmün, eksik inceleme gerekçesi ile bozulduğu ve ilamda karar düzelme yolunun açık olduğunun açıklandığı görülmüştür.
    6-Bu ikinci bozma kararı sonrası karar düzelme yolu kullanılmadığı için, dosya Van 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin inceleme konusu olan 2018/350 E. sayılı esasına kayıt edildiği ve mahkemece başlangıçtaki onama ilamının fark edilmesi sonucu, bozma hakkında, bozmaya uyulmasına rağmen kesinleşen mahkeme kararı dikkate alınarak, talep hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına dair karar tesis edilmiştir.
    7- Yukarıda yapılan açıklamalar dikkate alındığında esasen Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin iki ayrı bozma ilamının usule uygun olmadığı, temyiz incelemesi yapılmış bir mahkeme dosyası hakkında yeniden, gerekmediği halde inceleme yapılarak ilamlar düzenlendiği, bu haliyle bozma ilamlarının esasen yok hükmünde sayılması gerekeceği açıktır.
    8-Bu tespit karşısında, dairemiz sayın çoğunluğunun “Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak verilmiş olan karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan” gerekçesiyle onama yönünde karar alması doğru olmamıştır.
    Çünkü ilk derece mahkemesi bozma ilamına uymuş olmakla birlikte, bozma gereklerini yerine getirmemiş ve farklı bir karar vermiş olmakla, esasen bozmanın dışında farklı bir gerekçe ile karar tesis etmiştir.
    Sayın çoğunluk ile farklı düşünmemizin temelinde, yukarıda belirtilen tespit yatmakta olup; yapılacak olan işin esasen yok hükmünde olan daire kararları sebebiyle dairemiz esasın kapatılması, dosya ile ilgili eksikliklerin giderilmesi için dosyanın, mahalline iadesi şeklinde karar tesisi olması gerektiği kanaatindeyim.
    Esasen Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin onama ilamında, karar düzeltme yolunun açık olup olmadığının açıklanmadığı gibi, onama ilamının taraflara tebliğ edilmediği de belirgindir.
    Bu durumda ... yargılama ... yönünden 16. Hukuk Dairesinin, kanun yolunu göstermemesi usuli bir eksiklik olduğu gibi, ilk derece mahkemesinin de onama ilamı, taraflara tebliğ etmemesi de usuli bir eksikliktir.
    9-Bu durumda yapılması gereken işin dosyanın mahalline iadesi sonrası, ilk derece mahkemesince Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin onama ilamını usulünce taraflara tebliğ etmek ve kanun yolu hakkında açıklama yaparak, kanun da belirtilen sürelerin sonunda karar düzeltme istemi var ise bunu değerlendirmesi, bu yönde bir talep yok ise dosyayı kesinleştirmek olması gerekeceği açıktır.
    10-Neticeten usulünce bir temyiz bulunmadığı için dilekçenin reddi ve dairemiz esasının kapatılarak, dosyanın mahalline iadesine kararı verilmesi gerekirken, onama kararı verilmesini benimseyen sayın çoğunluğun kararına muhalifim.






    Hemen Ara