Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/6220 Esas 2022/6643 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/6220
Karar No: 2022/6643
Karar Tarihi: 07.11.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/6220 Esas 2022/6643 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, murisinden kalan yeri kardeşleriyle birlikte davalıya sattıklarını ancak taşınmazın tahliye edilmediğini belirterek elatmanın önlenmesini talep etmiştir. Davacının tapuda hisse sahibi olmadığı tespit edilmiş ve dava zilyetliğin tespiti ve korunması isteğine ilişkindir. Zilyetliğin korunması davaları TMK'nin 981 ve devamı maddeleri çerçevesinde sulh hukuk mahkemelerinde görülür. Mahkeme, davaya bakmakla görevli mahkemelerin sulh hukuk mahkemeleri olacağı gözetilmeden davanın kabulüne karar verilmesinin isabetli olmadığını belirtmiştir. Sonuç olarak, bölge adliye mahkemesinin kararı kaldırılmış ve ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur. Detaylı olarak belirtilen kanun maddeleri ise şöyledir: TMK'nin 683, 981 ve devamı maddeleri, HMK'nin 4/1-c ve 373/1. maddeleri.
7. Hukuk Dairesi         2021/6220 E.  ,  2022/6643 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : Serik 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 07/12/2018 tarihinde verilen dilekçeyle elatmanın önlenmesi ve zilyetliğin korunması talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24/12/2019 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından talep edilmiştir. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
    K A R A R
    Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin murisinden kalan yeri kardeşleriyle birlikte davalıya haricen 02.10.1992 tarihinde sattıklarını, davalının açtığı harici satışa dayalı tapu iptali ve tescil davasının reddine, satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre tahsiline karar verildiğini ve davacı tarafından bedelin davalıya ödenmesine rağmen taşınmazın tahliye edilmediğini belirterek, elatmanın önlenmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının tapuda hisse sahibi olmadığından aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, müvekkilinin dava konusu yerin hissesini başkasından satın aldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne dair verilen karar hakkında, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuş, bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava zilyetliğin tespiti ve korunması isteğine ilişkindir.
    Kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nin 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabilir. Salt zilyetliğe dayanan kişiler ise, TMK'nin 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler.
    Dosya içerisinde bulunan tapu kayıtlarının incelenmesinde, fen bilirkişi raporunda A, B ve C harfiyle gösterilen dava konusu yerler 1997 yılında ifrazen oluşan 131 parsel sayılı taşınmaz içerisindeyken, imar uygulaması sonucu 101 ada 2 parsel, 102 ada 2 parsel ve imar yolunda kalmıştır. Davacının ve davalının söz konusu parsellerde payı bulunmamaktadır.
    Eldeki dava zilyetliğin tespiti ve korunması isteğine ilişkindir. Davacının ne ayni ne de kişisel ... söz konusu olmadığına göre, uyuşmazlığın zilyetliğin korunmasına yönelik TMK'nin 981 vd. maddeleri hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerekir. Zilyetliğin korunmasına ilişkin davalarda da görev sulh hukuk mahkemesine aittir. (HMK. m. 4./1-c).Mahkemece her ne kadar davanın kabulüne karar verilmiş ise de, az yukarıda yapılan açıklamalar ışığında ve 6100 sayılı HMK'nin 4/c maddesi uyarınca davaya bakmakla görevli mahkemelerin sulh hukuk mahkemeleri olacağı hususu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nin 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine,
    dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 07.11.2022 gününde oy birliği ile karar verildi.










    Hemen Ara