Esas No: 2021/22194
Karar No: 2022/9493
Karar Tarihi: 25.10.2022
Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2021/22194 Esas 2022/9493 Karar Sayılı İlamı
9. Ceza Dairesi 2021/22194 E. , 2022/9493 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı, tehdit
HÜKÜM : Mahkumiyet
İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
Sanık hakkında tehdit suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Sanığa isnat edilen tehdit suçunun 5237 sayılı TCK'nın 106/2-a maddesinde düzenlenip öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla aynı Kanunun 66/1-e maddesinde belirtilen 8 yıllık asli dava zaman aşımına tabi bulunduğu ve zaman aşımı süresini en son kesen 29.11.2012 günlü mahkumiyet kararı ile inceleme tarihi arasında bu sürenin geçtiği anlaşıldığından, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, aynı Kanunun 322 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri gereğince sanık hakkında müsnet suçtan açılan kamu davalarının zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
Sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;
Mağdure ...’nın kolluk beyanında 28.10.2011 tarihli ikinci olay sırasında babası olan sanığın kendisine yönelik herhangi bir dokunmasının bulunmadığını belirtmesine mukabil, o sırada yanında bulunan akrabası tanık ...’ın ise kolluk ifadesinde sanığın mağdurenin göğüslerine dokunduğunu gördüğünü söylemesi, kovuşturma evresinde ise mağdur ve tanığın beyanlarının karakolda herşeyi anlattıkları ve okunan kolluk ifadelerinin doğru olduğu şeklinde alınması karşısında, 5271 sayılı CMK'nın 210. maddesinin birinci fıkrasında “Olayın delili, bir tanığın açıklamalarından ibaret ise, bu tanık duruşmada mutlaka dinlenir. Daha önce yapılan dinleme sırasında düzenlenmiş tutanağın veya yazılı bir açıklamanın okunması dinleme yerine geçemez”, Aynı Kanunun 217. maddesinin birinci fıkrasında “Hâkim, kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilir. Bu deliller hâkimin vicdanî kanaatiyle serbestçe takdir edilir” hükümleri gözetilerek aynı zamanda olayın tek tanığı konumundaki mağdure ile tanık ...’ın CMK'nın 210/1 ve 236/2. maddeleri gereğince temin edilerek ayrıntılı ifadelerinin alınıp mevcut çelişkiler giderildikten ayrıca mağdure ... ve tanık ...’ın ikinci olay sırasında sanığın kendilerine yönelik müstehcen nitelikteki konuşmalarını telefona kaydettiklerini belirttikleri halde Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı emanetinde bulunan bu telefon üzerinde herhangi bir dijital inceleme ve içerik tespiti işleminin yapılmadığı anlaşıldığından söz konusu eksiklik de ikmal edildikten sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
Sanığın, kızı olan mağdureye yönelik bir suç işleme kararının icrası kapsamında 28.10.2011 tarihi ile bu tarihin yaklaşık iki yıl öncesi bir tarihte iki kez göğüslerine dokunma eylemlerinde bulunduğu ve anılan tarihler içerisinde herhangi bir fiili veya hukuki kesinti yaşanmadığı gözetilerek zincirleme şekilde çocuğun cinsel istismarı suçundan cezalandırılması gerekirken suç işleme kastının yenilendiği gerekçesiyle eylemler bölünerek yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması suretiyle fazla ceza tayini ve ilk eylemi ile ilgili olarak CMK'nın 226/2. maddesine aykırı olacak şekilde sanığa ek savunma hakkı verilmeksizin atılı suçtan TCK’nın 103/1 ve 103/3. maddeleri uyarınca belirlenen cezanın iddianamedeki sevk maddeleri arasında yer almayan TCK'nın 103/4. maddesi ile artırılması,
Kanuna aykırı, sanık müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 25.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.