Esas No: 2022/2500
Karar No: 2022/9484
Karar Tarihi: 25.10.2022
Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2022/2500 Esas 2022/9484 Karar Sayılı İlamı
9. Ceza Dairesi 2022/2500 E. , 2022/9484 K.Özet:
Gebze 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararda, sanığın mağdurelere yönelik suçlarından mahkumiyeti yer almaktadır. Ancak, mahkeme kararının açık ve gerekçeli olması gerektiği, gerekçe bölümünde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılarak değerlendirilmesi, hükme esas alınıp reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, mağdurelerin ifadelerine itibar edilmiş olmasına rağmen, zincirleme suç hükümlerinin uygulanmayacağı açıklanmış ve suç tarihleri tam olarak tespit edilmeyip sanığa savunma hakkı tanınmamıştır. Bu nedenle, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesi tarafından verilen karar, ilk derece mahkemesine gönderilerek yeniden değerlendirilmesi istenmiştir. Kararda yer alan kanun maddeleri ise şu şekildedir: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 141, 5271 sayılı CMK'nın 230, 289/1-g, 217, 210/1, 236/2 ve TCK 103/1-3c, TCK 103/1-b maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı (mağdureler ...'ye karşı ayrı ayrı)
HÜKÜM : Sanığın mağdure ...'ye yönelik atılı suç ile mağdure...'ye karşı çocuğun cinsel istismarı suçlarından mahkumiyetine dair Gebze 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nden verilen 08.07.2021 gün ve 2021/175 Esas, 2021/361 Karar sayılı hükümlere yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle başvurunun muhtevası nazara alınıp 5271 sayılı CMK'nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren duruşmasız yapılan değerlendirmede dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
Mahkeme kararlarının, Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olmasının zorunlu olduğu, bu kapsamda gerekçe bölümünde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılarak değerlendirilmesi, hükme esas alınıp reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi, ulaşılan kanaat ve sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiili ile bunun hukuki nitelendirmesinin yapılması suretiyle delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği nazara alınıp, bu kapsamda mahkemece sanığın mağdurelere yönelik eylemlerine ilişkin suç tarihlerinin net olarak tespit edilip hangi suretle gerçekleştiği de kararda ayrıntılı olarak açıklandıktan ve buna göre suçun vasıflandırılmasıyla tatbik edilecek kanun maddelerinin belirlenmesine ilişkin değerlendirme yapılmasının zorunlu olduğu gözetilmeden Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141 ve 5271 sayılı CMK'nın 230. maddesinde belirtildiği şekilde gerekçe içermeyecek şekilde karar verilmesiyle aynı Kanunun 289/1-g. maddesine muhalefet edilmesi,
Mağdurelerin 16.03.2021 günlü tensip tutanağı gereğince beyanlarının alınmasına yer olmadığına karar verilmesinin ardından yapılan yargılama sonucunda söz konusu ifadeye istinaden mahkumiyet kararı verildiğinin anlaşılması ve 5271 sayılı CMK’nın 217. maddesinde hakimin kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurda tartışılmış delillere dayandırabileceği hususunun düzenlenmesi karşısında, her ne kadar aynı Kanunun 236. maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinde "İşlenen suçun etkisiyle psikolojisi bozulan çocuk veya mağdur, bu suça ilişkin soruşturma veya kovuşturmada tanık olarak bir defa dinlenebilir" ifadesine yer verilmiş ise de, maddi gerçeğin aydınlatılması açısından zorunlu olduğu durumlarda mahkeme tarafından da mağdurenin tekrar dinlenebileceği nazara alınıp, mağdure...'nin CMK'nın 210/1 ve 236/2. maddeleri gereğince temin edilerek ayrıntılı ifadesinin alınmasından, bunun mümkün olmaması halinde ise soruşturma evresinde alınan yazılı ve görüntülü beyanlarının duruşmada izlenip okunarak taraflara söz hakkı verilmesinden sonra sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi karşısında istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddedilmesi,
Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden yapılan sorgulamada sanık hakkında aynı suçtan aynı mağdurelere yönelik eylemi nedeniyle açılmış Gebze 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2022/17 Esas sayılı sırasına kayıtlı kamu davasının bulunduğunun anlaşılması karşısında, anılan davanın akıbetinin araştırılması, derdest ise davaların birleştirilmesi, karara çıkmış ve kesinleşmiş ise onaylı örneğinin getirtilerek incelenmesi sonrasında, suç ve iddianame tarihlerine göre eylemler arasında hukuki kesinti oluşup oluşmadığının, zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının ve mükerrer dava olup olmadığının saptanmasından sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken anılan hükümlere yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine yazılı şekilde esastan reddine karar verilmesi,
Kabule göre de;
Mağdurelerin beyanlarına itibar edildiğinin gerekçeli kararda açıklanmasının ardından sanık hakkında zincirleme suça ilişkin hükümlerinin uygulanmayacağı açıklamalarına yer verilmesiyle gerekçenin kendi içerisinde çelişkiye neden olunması,
Suç tarihleri tam olarak tespit edilmeyip gerekçede bir kabul de belirtilmeden ve sanığa ek savunma hakkı tanınmadan sanığın mağdure...'ye yönelik eylemi nedeniyle TCK 103/1-3c ile mağdure ...'ye yönelik eylem nedeniyle TCK 103/1-b hükümlerinin uygulanması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
Kanuna aykırı, sanık müdafisi ile katılan mağdureler vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin 02.12.2021 gün ve 2021/1944 Esas, 2021/2021 Karar sayılı vaki istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik hükmünün 5271 sayılı CMK'nın 302/2-4. madde ve fıkrası gereğince BOZULMASINA dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesine gönderilmesine, 25.10. 2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.