Esas No: 2021/5403
Karar No: 2022/6691
Karar Tarihi: 08.11.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/5403 Esas 2022/6691 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/5403 E. , 2022/6691 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 29/12/2017 tarihinde verilen dilekçeyle vasiyetnamenin iptali terditli tenkis talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10/05/2019 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından talep edilmiştir. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 08/11/2022 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. .... Karşı taraftan davacılar vekili Av. ... .... duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Açık duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
1.DAVA
1.1. Davacılar vekili, 20.02.2017 tarihinde ölen tarafların mirasbırakanı ...'e ait Antalya 3. Noterliğinin 26/11/2010 tarihli ve 24196 yevmiye numaralı vasiyetnamesinin davalının aldatması sonucunda yapıldığını ileri sürerek vasiyetnamenin iptalini uygun görülmezse ikinci kademede tenkisini istemiştir.
2.CEVAP
2.1. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
3. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
3.1. İlk derece mahkemesi, davanın kabulüne ve vasiyetnamenin iptaline karar vermiştir.
4.BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
4.1. Hükmün istinaf yolu ile incelenmesi davalı vekilince talep edilmiştir.
4.2. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
5.TEMYİZ
5.1. Davalı vekili, kararı temyiz etmiştir.
5.2 Temyiz Nedenleri
5.2.1. Davalı vekili, vasiyetnamenin yapıldığı tarihte mirasbırakanın kısıtlı olmadığını, tanıkların da ifade ettikleri üzere davalının mirasbırakana uzun süre baktığını, mirasbırakanın iradesinin sakatlandığına dair dosyada delil olmadığını, vasiyetnamenin 26.11.2010 tarihinde yapıldığını, mirasbırakanın vesayet dosyasındaki ifadesinin ise 17.04.2012 tarihli olduğunu, mirasbırakanın satış için davalıya vekalet verdiğini hatırlayamamasının normal olduğunu kaldı ki mirasbırakanın davalının kendisine baktığını, ihtiyaçlarını giderdiğini, bir ara vekalet verdiğini vesayet dosyasındaki 17.04.2012 tarihli ifadesinde beyan da ettiğini, davacıların davasını kanıtlayamamış olmasına karşın davanın kabulünün hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
6.YARGITAY KARARI
6.1. Dava; vasiyetnamenin iptali, olmaz ise tenkis istemine ilişkindir.
6.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 557. maddesinde vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar; ehliyetsizlik, vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması, tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması halleridir.
6.3. Bilindiği üzere; hile(aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı korumak yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur.
6.4. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 504. maddesinin birinci fıkrasına göre; “ Mirasbırakanın yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama etkisi altında yaptığı ölüme bağlı tasarruf geçersizdir. Ancak, mirasbırakan yanıldığını veya aldatıldığını öğrendiği ya da korkutma veya zorlamanın etkisinden kurtulduğu günden başlayarak bir yıl içinde tasarruftan dönmediği takdirde tasarruf geçerli sayılır.”
6.5. Somut olayda; dinlenen tanık beyanlarından murisin iradesinin sakatlandığı yönünde bir bilgi bulunmadığı ve davalının mirasbırakana baktığı anlaşılmıştır. Mahkemece, mirasbırakanın vesayet altına alınması talebine ilişkin Antalya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/1152 Esas sayılı dosyasında mevcut olan 17.04.2012 tarihli ifadesi dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de, belirtilen ifadede vasiyetnameye ilişkin bir beyan mevcut olmadığı gibi vasiyetnamenin düzenlendiği tarih 26/11/2010 olup aradan geçen zamanda mirasbırakanın ilerlemiş yaşı da dikkate alındığında sadece mirasbırakanın davalıya verdiği vekaletnameyi hatırlayamaması mirasbırakanın vasiyetnameyi aldatma sonucunda gerçekleştirdiğine yeterli delil olarak kabul edilemez. Kaldı ki, mirasbırakan 17.04.2012 tarihli ifadesinde, davalının kendisine baktığını, ihtiyaçlarını karşıladığını, paraya ihtiyacı olmadığını ve bir ara vekalet verdiğini de ifade etmiştir.
6.6. Mirasbırakanın gerek vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte iradesini bozacak nitelikte bir aldatmanın etkisi altında bulunduğu, gerekse düzenlemeden sonra da bu etkinin sürdüğü kanıtlanabilmiş değildir.
6.7. Mirasbırakanın 26/11/2010 tarihinde vasiyetnameyi düzenledikten sonra vasiyetnameden dönme iradesini gösteren herhangi bir işlemi bulunmamaktadır. Mahkemece 17.04.2012 tarihli ifadesi de dikkate alınarak mirasbırakanın iradesinin sakatlandığı kabul edilmişse de, mirasbırakan yahut yasal temsilcisi (yönetim kayyımı veya vasisi) tarafından vasiyetnamenin iptaline yönelik açılmış bir dava da bulunmamaktadır. Vasiyetnamenin iptalini gerektirecek bir sebep bulunmadığı halde vasiyetnamenin iptaline karar verilmesi ve bölge adliye mahkemesi tarafından da istinaf itirazlarının esastan reddi doğru görülmemiştir.
6.8. Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, vasiyetnamenin iptaline ilişkin vakıaların varlığının davacılarca ispat edilemediği gözetilerek vasiyetnamenin iptaline ilişkin davanın reddine karar verilerek ikinci kademedeki tenkis isteği hakkında araştırma yapılarak bir sonuca varılması gerektiğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ve Hukuk Muhakemeleri Kanunun 371. maddesi gereğince davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, HMK 373/1. maddesi gereğince temyiz olunan karardan bir örneğin Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine, dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, Yargıtay duruşma vekalet ücreti 8.400,00 TL’nin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, 08/11/2022 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Sayın çoğunluk vasiyetnamenin iptalini gerektirir geçerli bir sebep bulunmadığı kanaati ile ilk derece mahkemesinin davanın kabulü ve yine istinaf mahkemesinin esastan ret kararını yerinde bulmayarak, neticeten istinaf kararının bozulmasına karar vermiş olmakla, karşı oyumuz aşağıdaki şekilde açıklanmıştır.
1-Gerek ilk derece ve gerekse istinaf mahkemesi kararları, delilleri detaylı inceleyerek ve gerekçeli olarak vasiyetnamenin iptali şartlarının bulunduğunu haklı olarak açıklamışlardır.
2-Vasiyetname konusunun para olduğu anlaşılmakta ise de, esas konunun daha önce davalı tarafından vekil sıfatı ile yapılan taşınmaz satışı olduğu açıktır.
3-Mirasbırakana ait taşınmaz, davalı tarafından vekalet ile, dava dışı kişiye 15/07/2010 tarihinde satılmış, davacı mirasçılar bu satışın iptali için 27/09/2010 tarihinde tapu iptal ve tescil davası açmışlar ve son olarak vasiyetname ise 26/11/2010 tarihinde düzenlenmiş olup, neticeten olayların bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekeceği açıktır.
4-Görüldüğü üzere olay 4 aylık bir süreçte gelişmiş ve özellikle davanın açıldığını bilen davalının, davacıyı vasiyetname düzenlemeye yönlendirdiği apaçık ortadadır.
5-Vasiyetnamede satışın “... herhangi bir nedenle geri döndürülmesi halinde de...” denilmek suretiyle, geleceğe yönelik bir temenniden bahsedilmiş ise de, esasen o tarihte derdest olan tapu iptal ve tescil davasının 27/09/2010 tarihinde açıldığı dikkate alındığında, mirasbırakanın açıkça yönlendirildiği ortaya çıkmıştır.
6-Bu açıklamalar ve istinaf mahkemesi kararının doyurucu gerekçeleri itibariyle, mirasbırakanın yaşı ve bilahare hacir altına alınma sebepleri esas alınarak, etki altında davaya konu vasiyetnameyi düzenlediği açık olmakla, sayın çoğunluğun bozma gerekçesine katılmadığımı, kararın onanması gerektiğini karşı oy olarak açıklarım.