Esas No: 2020/4750
Karar No: 2020/5621
Karar Tarihi: 02.12.2020
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/4750 Esas 2020/5621 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin verdiği kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi, davalının teminat mektubunu iade etmesi gerekirken dava açılmasına sebebiyet verdiği gerekçesiyle davanın kabulüne ve ödenen teminat mektubu bedelinin değişen avans faizi oranlarında avans faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilmesine karar vermiştir. Davalı tarafından yapılan ödemenin teminat mektubu bedeli yönünden konusu kalmadığından davanın esasının incelenmesine yer olmadığı belirtilerek, sadece faiz hesaplattırılması ve bu miktar için avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Kararda, 4735 sayılı Kanun'un hükümleri de yer almıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 22. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 29.11.2017 tarih ve 2017/660 E- 2017/957 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi"nce verilen 31.10.2018 tarih ve 2018/1011 E- 2018/1684 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı idarenin Ambarlı Santrali İşletme Müdürlüğü"nün bir yıllık ihtiyacı olan 350.000 ton 5 nolu fuel oil alımı için ihaleye çıktığını, davacının TÜPRAŞ tarafından bu miktar 5 nolu fuel oil üretiminin garanti edilememesi nedeniyle aynı birim fiyat üzerinden 6 nolu ürünün de teslim edilebileceğine yönelik teklifinin idare tarafından değerlendirilip kabul edilmesi üzerine taraflar arasında sözleşme imzalandığını, 6 nolu fuel oil olduğu açıkça belirtilerek yapılan ilk iki teslimatın itirazsız kabul edilip bedeli ödendikten sonra davalı idarenin haksız ve tek taraflı olarak sözleşmeyi feshettiğini ve davacının kesin teminatını gelir kaydettiğini, yapılan bu işlemin sözleşmeye ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek davalının irat kaydettiği teminat mektubu bedeli 20.915.790,00 TL"nin ticari temerrüt faiziyle davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ihaleye yönelik yapılan ihbar üzerine bakanlık müfettişleri tarafından düzenlenen 16.04.2009 tarihli soruşturma raporunda getirilen öneri doğrultusunda ihale konusu alımın 5 nolu fuel oil olmasına rağmen davacının 6 nolu fuel oil teslim etmesinin sözleşmeye aykırı bulunduğundan 4735 sayılı Yasa hükümleri uyarınca davacının sözleşmesi feshedilerek, kesin teminatının gelir kaydedilip, davacı yetkilileri ile idare personeli hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, yapılan işlemin mevzuata ve sözleşmeye uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davacı şirket tarafından 12.03.2010 tarihli yazı ile 04.09.2009 tarihinde teminat mektubu bedelinin iade edildiği, ancak faiz alacağının ödenmediği bildirilmiştir.
İlk derece mahkemesince, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının daha ihaleye başvuru esnasında şartlı teklif verdiği, bu teklifin idare tarafından değerlendirilip kabul edildiği ve davacının ilk iki teslimatının 6 nolu fuel oil olmasına rağmen itirazsız kabul edildiği ve hatta teknik şartnamenin 6.4 maddesine göre idarenin %10 nesafet kesintisi yapma yetkisinin dahi uygulanmadığı, davacının ihalelerden yasaklanmasına yönelik işlemin iptaline dair Ankara 12. İdare Mahkemesi kararı ile ihaleye fesat karıştırıldığı iddiası ile açılan ceza davasında suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığı yönünde verilen bilirkişi raporu doğrultusunda sanıklar hakkına beraat kararı verildiği hususlarının birlikte değerlendirilmesinden davalının tek taraflı olarak sözleşmeyi feshetmesinin haksız olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 20.915.790,00 TL alacağın 21.04.2009 tarihinden itibaren değişen avans faizi oranlarında avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, 04.09.2009 tarihinde ödenen 20.915.790,00 TL"nin BK"nın 84. maddesi (TBK m.100) gereğince öncelikle faizden olmak üzere toplam alacaktan mahsubuna karar verilmiş, hükme karşı davalı vekili tarafından istinafa başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve davalının teminat mektubunu iade etmesi gerekirken dava açılmasına sebebiyet verdiğinden davanın kabulü ile davalı tarafından dava tarihinden sonra yapılan ödemenin öncelikle faize mahsup edilmesinin ve nispi harç ve vekalet ücretine karar verilmesinin doğru olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf isteğinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davalı tarafından haksız yere nakte çevrilen teminat mektubu bedelinin nakte çevrildiği tarih itibariyle işleyecek faiziyle birlikte tahsilini amaçlayan bir alacak davasıdır. Davalı dava tarihinden sonra 04.09.2009 tarihinde teminat mektubu bedeli olan 20.915.750,00 TL"yi davacıya kayıtsız şartsız ödemiştir. Böylece asıl alacak yönünden dava konusuz hale gelmiş, geriye asıl alacağa işleyen faiz kalmıştır. Bu durumda ilk derece mahkemesince teminat mektubu bedeli yönünden konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı, 20.915.790,00 TL alacak için 21.04.2009 tarihinden ödemenin yapıldığı 04.09.2009 tarihine kadar işleyecek avans faizi hesaplattırılıp sadece bunun hüküm altına alınması ve dava kısmen konusuz kalmış olsa da davacının tamamen haklı olduğu anlaşıldığından yargılama gideri ile vekalet ücretinin buna göre hesaplanması ancak karar ve ilam harcı olarak konusuz kalan dava yönünden maktu, hüküm altına alınan miktar yönünden nispi harca hükmedilmesi gerekirken davanın kabulüne yönelik hüküm kurulması ve bu hükmün istinaf edilmesi üzerine istinaf mahkemesince ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak belirtilen şekilde yeniden hüküm kurulması gerekirken istinaf isteğinin esastan reddine kararı verilmesi doğru olmamış hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteğinin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, dosyanın Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi"ne iadesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 02.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.