Esas No: 2016/990
Karar No: 2016/2968
Karar Tarihi: 12.05.2016
Uyuşturucu madde ticareti yapma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2016/990 Esas 2016/2968 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkeme : Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Temyiz incelemesi, sanıklar ... ve ... hakkında duruşmalı, sanık ... müdafiinin talebinin hükmedilen cezanın süresi dikkate alınarak 5320 sayılı Kanun"un 8/1, 1412 sayılı CMUK"nın 318 ve 5271 sayılı CMK"nın 299. maddeleri uyarınca reddine karar verilerek, tüm sanıklar yönünden yapılan incelemede;
1-Sanık ... ve Tuncay hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dosya kapsamına göre, sanık ..."ın uyuşturucu kullanıcısı olup hakkında evrak tefrik olunan ..."ın uyuşturucu madde talebi üzerine, sanık ..."ı arayarak ikisini buluşturduğu ve aynı araçla giderek uyuşturucu teslimi esnasında aynı araçta bulunduğu, sanığın isnat edilen suçun kanunî tanımında yer alan fiili diğer sanıklarla birlikte gerçekleştirdiğinin anlaşılmış olması karşısında, TCK"nın 37/1 ve 188/3. maddeleri uyarınca cezalandırılması gerektiğinin gözetilmeden, TCK"nın 39. maddesi uygulanmak suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından bu husus bozma nedeni yapılmamıştır
Gerekçeli karar başlığına suç tarihinin "13/05/2015, 23/05/2015, 29/05/2015, 04/06/2015, 11/06/2015, 12/06/2015" yerine "23/05/2015, 29/05/2015, 11/06/2015, 12/06/2015" yazılması, mahallince düzeltilmesi ve TCK"nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazları ile hükümlerin ONANMASINA,
2-Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;
Sanığın uyuşturucu ve uyarıcı madde sattığı kabul edilen ..."ın bu maddeyi sanıktan almadığını beyan etmesi ve sanığında kendisinin satmadığını savunması karşısında; tutanak düzenleyicilerinin tanık olarak dinlenmeleri ve sonucuna göre sanığın hukukî durumunun tartışılarak belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
3-Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyize gelince;
a-Sanığın 12.06.2015 tarihli fiili sûbut bulduğundan, sair itirazların reddine, ancak, 13.05.2015 tarihli olaya ilişkin olarak yapılan incelemede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 2013/610-2014/512, 2013/841-2014/513 ve 2014/166-514 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere; adli arama kararı alınmasını gerektiren olayda arama kararı alınmadan arama yapılması hukuka aykırıdır. Böyle bir arama sonucu bulunan ve suçun maddi konusunu oluşturan deliller ya da suçun maddi konusu "hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş" olacağından, ikrar bulunsa bile Anayasa"nın 38. maddesinin 6. fıkrası ile CMK"nın 206. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi, 217. maddesinin 2. fıkrası, 230. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca hükme esas alınamaz.
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; 13/05/2015 tarihinde uyuşturucu maddeye ihtiyacı olan ..."nın sanık ..."ı arayarak buluşmak istediğini söylediği, taraflar arasında uyuşturucu madde alışverişi olacağını değerlendiren kolluk görevlilerince ... Cafe isimli iş yerinin önünde tertibat alındığı, bir süre sonra sanık ..."ın ... Cafe ile aynı apartmanın zemin katında bulunan ... Düğün Salonu isimli iş yerinin içerisine girdiği, kısa bir süre sonra da ..."nın yanında bulunan arkadaşı ... ve ... ile isimli kişi ile birlikte iş yerinden ayrıldıkları, şahısların bulunduğu araç durdurulmak istendiğinde sanık ..."in kaçmaya başladığı, kovalamaca sonrası yakalandığı, Sulh Ceza mahkemesinin önleme kararıyla yapılan üst aramasında pantalon sağ ön cebinde ve sağ arka cebinde toplam net 1,4 gr esrar maddesinin ele geçirildiği, anlaşılmakla, CMK’nın 116, 117 ve 119. maddelerine uygun şekilde "adli arama kararı"" veya ""yazılı adli arama emri"" alınmadan önleme arama kararına dayanılarak yapılan aramalarda uyuşturucu maddelerin ele geçirildiği, daha sonra Cumhuriyet savcısına haber verildiği anlaşılmakla, arama yapılmadan önce usulüne uygun arama kararı ya da yazılı arama emri alınıp alınmadığı araştırılarak sonucuna göre sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
b-Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları ile duruşmadaki sözlü savunmaları bu nedenle yerinde olduğundan, re"sen de incelenen hükmün CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA,
4-Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyize gelince;
a-Sanığın 04.06.2015 tarihli olayının sûbut bulduğundan, sair itirazların reddine, ancak, 11.06.2015 tarihli olaya ilişkin olarak yapılan incelemede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 2013/610-2014/512, 2013/841-2014/513 ve 2014/166-514 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere; adli arama kararı alınmasını gerektiren olayda arama kararı alınmadan arama yapılması hukuka aykırıdır. Böyle bir arama sonucu bulunan ve suçun maddi konusunu oluşturan deliller ya da suçun maddi konusu "hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmiş" olacağından, ikrar bulunsa bile Anayasa"nın 38. maddesinin 6. fıkrası ile CMK"nın 206. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi, 217. maddesinin 2. fıkrası, 230. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca hükme esas alınamaz.
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; 11/06/2015 tarihinde uyuşturucu maddeye ihtiyacı olan ..."ın sanık ..."ı arayarak buluşmak istediğini söylediği, taraflar arasında uyuşturucu madde alışverişi olacağını değerlendiren kolluk görevlilerince Batıkan"ın evinin civarında tertibat alındığı, bir süre sonra ..."ın araçla olay yerine geldiği, Batıkan"ın evinin kapısının önünde bir süre konuştuktan sonra Selim"in aracı ile olay yerinden ayrıldığı, şahısların yanına gidilerek önleme arama kararı uyarınca şahısların yapılan üst aramasında ... adlı kişinin sol ön pantalon cebinde 0,07 gram metamfetamin maddesinin ele geçirildiği, anlaşılmakla, CMK’nın 116, 117 ve 119. maddelerine uygun şekilde "adli arama kararı"" veya ""yazılı adli arama emri"" alınmadan önleme arama kararına dayanılarak yapılan aramalarda uyuşturucu maddelerin ele geçirildiği, daha sonra Cumhuriyet savcısına haber verildiği anlaşılmakla, arama yapılmadan önce usulüne uygun arama kararı ya da yazılı arama emri alınıp alınmadığı araştırılarak sonucuna göre sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
b-Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları ile duruşmadaki sözlü savunmaları bu nedenle yerinde olduğundan, re"sen de incelenen hükmün CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 12.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
TEFHİM TUTANAĞI: 12.05.2016 tarihinde verilen bu karar Yargıtay Cumhuriyet savcısı ..."nın katılımıyla ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık ... müdafii Av. ..."in yokluğunda, sanık ... müdafii Av. ..."ın yüzüne karşı 26.05.2016 tarihinde, açık olarak okunup anlatıldı.