Uyuşturucu madde ticareti yapma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2015/8186 Esas 2016/2814 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/8186
Karar No: 2016/2814
Karar Tarihi: 09.05.2016

Uyuşturucu madde ticareti yapma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2015/8186 Esas 2016/2814 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapılan incelemede, uyuşturucu ticareti yaptığı iddia edilen sanıkların hükümleri mahkumiyetle sonuçlandı. Ancak, sanık ... hakkında yapılan incelemede, suçla ilgisi bulunmayan ve yeterli delil bulunmayan telefon konuşmaları dışında kuşkulu hiçbir delil bulunmadığından, savunması doğrultusunda beraat kararı verildi. Kararda TCK'nın 53. maddesi ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi'nin bir kararına atıfta bulunuldu. Sanık ... hakkında verilen cezada ise, ele geçirilen esrarın miktarına göre TCK'nın 188/4. maddesi gereğince fazla ceza tayini yapıldı. Kararın detaylı açıklaması ve kanun maddeleri ise belirtilmemiş.
20. Ceza Dairesi         2015/8186 E.  ,  2016/2814 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkeme : Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
    Hüküm : Mahkûmiyet

    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
    A) Sanıklar ... ve ... hakkındaki hükümlerin incelenmesinde;
    TCK"nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
    Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanık ... müdafii ve sanık ..."ın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
    B) Sanık ... hakkındaki hükmün incelenmesinde;
    Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1-07.04.2008 tarihli olay tutanağı ve aynı tarihli yakalama, ev arama ve el koyma ile yakalama ve el koyma tutanakları, iletişimin tespitine ilişkin tutanaklar ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın ikametinde yapılan aramada suça konu net 1,3 gram esrar, diğer sanıklardan ..."ın üzerinde ise net 0,6 gram kokain ele geçirildiği, telefon konuşmalarında geçen, kullanıcılara verildiği ve kokain olduğu iddia edilen maddelerin ele geçirilmemiş olması nedeniyle uyuşturucu ya da uyarıcı madde olarak kabul edilemeyecekleri, uyuşturucu madde ile irtibatını sağlayan telefon görüşmelerinin ele geçen esrar ile ilgili olduğunun kabulü gerektiğinin anlaşılması ve sanığın ele geçen kokain ile irtibatının tespit edilememesi karşısında; sanık hakkında TCK"nın 188/4. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini,
    2-Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
    Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan hükmün BOZULMASINA,
    C) Sanık ... hakkındaki hükmün incelenmesinde;
    Kendisinde uyuşturucu veya uyarıcı madde ele geçirilemeyen sanığın savunmasının aksine, diğer sanıklar Köksal ve Sadık"ta ele geçirilen suça konu maddelerle ilgisi bulunduğuna, diğer sanıkların eylemlerine iştirak ettiğine ilişkin, somut olay ve olgularla örtüşmeyen telefon konuşmaları dışında, kuşku sınırlarını aşan yeterli delil bulunmadığı gibi, telefon konuşmalarında geçen, kullanıcılara verildiği ve uyuşturucu madde ticareti yapma suçuna konu edildikleri iddia edilen maddelerin ele geçirilmemiş olması nedeniyle uyuşturucu ya da uyarıcı madde olarak kabul edilemeyecekleri anlaşıldığından, “şüpheden sanık yararlanır" ilkesi uyarınca sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, mahkûmiyet hükmü kurulması,
    Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan hükmün BOZULMASINA,
    09.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


























    Hemen Ara