Esas No: 2021/6315
Karar No: 2022/7076
Karar Tarihi: 21.11.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/6315 Esas 2022/7076 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/6315 E. , 2022/7076 K.Özet:
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi, davalının müvekkilinin yeğeni ile evli olduğu ve aralarında oluşan güvene dayalı olarak inanç sözleşmesi yaptıklarını ve 166 ada 18 parsel sayılı taşınmazın davalının adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkilinin adına tescil edilmesi talebiyle yapılan dava sonucunda, ilk derece mahkemesi kararının istinaf yoluyla incelenmesi istendiğini ancak istinaf talebinin esastan reddedildiğini belirtti. Ancak hükmün sonuç kısmında çelişki ve infazda tereddüt yaratacak şekilde davalı adına tescile karar verilmesinin HMK 297. maddesine aykırı olması sebebiyle kararın düzeltilerek onanmasına karar verildi. Kanun maddeleri olarak ise, HMK 297/2. ve 370/2. maddeleri referans gösterilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Kemalpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08/08/2012 tarihinde verilen dilekçeyle inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29/01/2019 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından talep edilmiştir. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, davalının müvekkilinin yeğeni ile evli olduğunu ve müvekkili ile aynı şirkette ortak olduklarını, aralarında oluşan güvene dayalı olarak, davalı ile müvekkili arasında 22.04.2006 tarihli yazılı inanç sözleşmesi yapıldığını, buna göre; 166 ada 18 parsel sayılı taşınmazın satın alma işleriyle davalının ilgilendiğini ve tapuyu da üzerine aldığını ancak satış bedelinin müvekkili tarafından ödendiğini, daha sonra davalı ile müvekkilinin yeğeni olan eşinin arasında boşanma davası sürecinin başladığını, davalının şirketten fiilen ayrıldığını, bunun üzerine müvekkili tarafından davalıdan taşınmazın iadesinin talep edildiğini ancak davalının bu talebe cevap vermediğini belirterek davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında imzalanan inanç sözleşmesi olmadığını, sözleşmenin sahte olarak tanzim edildiğini, müvekkilinin boşanma sürecinden önce aralarında sorun olmayan karısına boş imzalı belge vermiş olduğunu, açılan boşanma davasının etkisi ile araları bozulan karısından alınan boş imzalı belgenin üzerinin geçmiş tarihli olarak doldurulduğunu, müvekkilinin davacı için arazi satın alma durumunun söz konusu olmadığını, tarafların arasında her zaman bir soğukluk olduğunu, yaptırılacak yazı yaş tayini incelemesi neticesinde belgenin sonradan doldurulduğunun imza ile üzerindeki yazının yaşlarının farklı olduğunun ortaya çıkacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince, davanın kabulü ile; İzmir ili, Kemalpaşa ilçesi, Aşağı Mah, Öteyaka-Kargacık mevkii 166 ada 18 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davalı adına tesciline karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı, davalı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuş, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesince, davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurusunun, 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge adliye mahkemesi kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin temyiz sebepleri yerinde görülmemekle birlikte, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369/1 maddesi gereğince resen yapılan inceleme sonucunda;
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/2. maddesinde hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu açıklanmıştır.
Somut olaya gelince; ilk derece mahkemesince davanın kabulü ile davalı adına olan tapu kaydının iptaline karar verildiği halde tescil hükmünün davacı adına yapılması gerekirken, hükümde çelişki ve infazda tereddüt yaratacak şekilde davalı adına tesciline karar verilmesi, HMK 297. maddesine açıkça aykırı olmuştur. Bu husus, hükmün bozulmasını gerektirmiş ise de yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden, hüküm bu kısmının Hukuk Muhakemeleri Kanunu 370/2. maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) HMK 369/1. maddesi gereğince resen yapılan inceleme sonucunda; temyiz olunan İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 2019/1278 Esas, 2021/715 sayılı Kararının KALDIRILMASINA ve Kemalpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/244 Esas ve 2019/49 Karar sayılı kararının hüküm sonucunun 1. bendinde yer alan “davalı adına tesciline" ibaresinin hüküm fıkrasından çıkarılmak suretiyle yerine "davacı adına tesciline" ibaresinin eklenmesine, hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, karardan bir örneğin İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesine, dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, 21.11.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.