Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2016/21 Esas 2016/2676 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/21
Karar No: 2016/2676
Karar Tarihi: 02.05.2016

Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2016/21 Esas 2016/2676 Karar Sayılı İlamı

20. Ceza Dairesi         2016/21 E.  ,  2016/2676 K.

    "İçtihat Metni"


    Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan hükümlü ... hakkında ...Asliye Ceza Mahkemesi"nce 02.12.2014 tarihinde 2014/148 esas ve 2014/411 karar sayı ile verilen denetimli serbestlik ve tedaviye ilişkin kararın kanun yararına bozulmasına ilişkin talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 29.12.2015 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    ...Asliye Ceza Mahkemesi"nce 02.12.2014 tarihinde 2014/148 esas ve 2014/411 karar sayı ile verilen, hükümlü ... hakkında TCK"nın 191/2-3-4-5 maddeleri uyarınca denetimli serbestlik ve tedavi kararı verildiği ve tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uyması halinde açılan kamu davasının düşürüleceği, aksi taktirde kamu davasına devam olunacağı belirtilerek hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
    Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında; « Dosya kapsamına göre, suç tarihi olan 19/09/2013 tarihinden sonra 28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren ve karar tarihi olan 01/07/2014 tarihinde de yürürlükte bulunan 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen 5237 sayılı Kanun"un 191. maddesi ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un geçici 7/2. maddesinde yer alan “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanunu"nun 191"inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191"inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” şeklindeki hüküm gereğince, sanık hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanıp uygulanmadığı araştırılarak, sonucuna göre uygulanmadığının tespiti halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesinin zorunlu olduğu gözetilmeksizin, yazılı şekilde sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.» denilerek, belirtilen kararın bozulması istenmiştir.
    7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10. maddesine göre; "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.
    Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır."
    Sanığın 17.03.2014 tarihli duruşmada bildirdiği adrese öncelikle tebligat çıkarılması gerekirken bu adrese tebligat çıkarılmadan doğrudan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine çıkartılan ve tebliğ edilemeyen kararın kesinleşmediği, kanun yolunun açık olduğu kabul edilmelidir.
    Dosya kapsamına göre, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu verilen kanun yararına bozma isteğine konu 02.12.2014 tarihli kararın, hükümlüye usulüne uygun olarak tebliğ edilmemesi nedeniyle kesinleşmediği anlaşıldığından; 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin (1). fıkrası uyarınca, ancak temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar ya da hükümler hakkında kanun yararına bozma yoluna başvurulabilmesi karşısında, yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteğinin bu aşamada REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 02.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













    Hemen Ara